Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Erhürman yemin ederek görevine başladı
Kuzey Kıbrıs'ta 19 Ekim’de Cumhurbaşkanı seçilen Tufan Erhürman, yemin ederek görevine resmen başladı. Erhürman, Tatar'dan görevi alırken yaptığı konuşmada ise, 'iki devletli çözüm' ve 'federasyona' değinerek Türkiye ile olan ilişkilerin değişmeyeceğini belirtti.
Artı Gerçek - Kuzey Kıbrıs'ta 19 Ekim’de yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanı seçilen Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi içindeki Cumhuriyet Meclisi Genel Kurul Salonu’nda yemin ederek görevine resmen başladı.
Ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman'ın, Ankara'nın desteklediği eski Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı geride bırakarak cumhurbaşkanı seçilmesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından tepki ile karşılanmıştı.
Tufan Erhürman, Meclis’e gelişinde 41 pare top atışıyla karşılandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın da katıldığı törende, Erhürman şöyle yemin etti:
"Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refahı ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve anayasa ile yasalara bağlılıktan ayrılmayacağıma; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Tufan Erhürman, daha sonra Cumhurbaşkanlığı makamında düzenlenen devir-teslim töreniyle görevi Ersin Tatar’dan devraldı.
FEDRASYON VE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM HAKKINDA KONUŞTU
Erhürman, törende yaptığı açıklamada, "Bu Ada'da güvenlik, enerji, hidrokarbonlar, deniz yetki alanları, ticaret yolları, AB yurttaşlığı gibi alanlarda Kıbrıs Türk halkının iradesi olmaksızın karar alınması, Kıbrıs Türk halkının yok sayılması mümkün değildir" dedi.
Erhürman, onuşmasının devamında federasyon ve iki devletli çözüm ile ilgili şunları söyledi:
"Kıbrıs Türk halkının bu adadaki egemenlik haklarına sahip çıkmak, hem bu halkın bu adadaki statüsünün gereği, hem de varoluş mücadelesini veren büyüklerimize ve bu ülkeyi devredeceğimiz çocuklarımıza karşı yükümlülüğümüzdür. Bir hukukçu olarak benim derdim sözcükler ve kavramlardan ziyade içeriktir ve biliyorum ki insanlarımızdan 'federasyon' diyenler de 'iki devlet' diyenler de az önce söylediklerim konusunda hemfikirdir.
Kıbrıs Türk halkı çözüm iradesini, bu Ada'nın tamamının garantörü olan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte defalarca bütün dünyanın gözü önünde ortaya koymuştur. Kıbrıs Türk halkı çözümden, müzakereden, masadan hiçbir zaman kaçmamıştır. Ama bilinmelidir ki bunca yaşanmışlıktan sonra, dostlar alışverişte görsün diye müzakere etmek benim halkımın kabul edebileceği bir şey değildir. Benim halkım müzakere olsun diye müzakere değil, çözüm olsun diye müzakere istemektedir.
Bu nedenledir ki Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin pazarlık konusu haline getirildiği, zaman sınırlaması içermeyen, sonuç odaklı olmayan, müzakerelerin bir kez daha Kıbrıslı Rum liderliğinin masayı terk etmesi sonucu sona ermesi durumunda bugünkü statükoya dönülmeyeceğinin baştan güvence altına alınmadığı bir metodoloji, çözümü getirmeyeceği baştan öngörülebilir olduğundan, müzakere masasına oturmaya engeldir.
'TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİMİZ BENİM DÖNEMİMDE DE DEĞİŞMEYECEK'
Bu bölgede çözüm, kalıcı barış ve istikrar, bu adada Kıbrıslı Türkler ve bölgede garantör ülke Türkiye görmezden gelinerek, hak ve yetkileri ihlal edilerek sağlanamaz. O nedenle diğer garantör ülkelere, Kıbrıs Rum halkına, Kıbrıs Rum Liderliğine ve bütün dünyaya çağrım, herkesin kazanacağı çözüme, kalıcı barışa ve istikrara odaklanmaktır.
Ancak bilinmelidir ki, bizi çözüme ulaştıracak müzakere masasının kurulmasını sağlayacak koşullar oluşmadığı takdirde, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi bu kez de görüşme masasında olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler başka herhangi iki devlet arasındaki ilişkilerle kıyaslanamayacak derecede özeldir. Bugüne kadar hiçbir Cumhurbaşkanımız, müzakere süreçlerini ve Kıbrıs sorunu ve dış politikayla ilgili diğer süreçleri Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden yürütmemiştir. Bu elbette benim Cumhurbaşkanlığım döneminde de değişmeyecektir."
Ersin Tatar: "Gurur içerisindeyim"
Erhürman’dan önce sözü alan Ersin Tatar da kısa konuşmasında, "Tabii çok duyguluyum. Çünkü çok önem verdiğim ülkemizde, vatanımızda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde böylesine onurlu bir görevi başarı ile tamamlamanın elbette gururu içerisindeyim" ifadelerine yer verdi. (DIŞ HABERLER)
Bahçeli’nin KKTC açıklamasına Erhürman’ın partisinden yanıt: ‘Kabul edilemez’Dünya
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'dan Kıbrıs açıklaması: Devlet aklı gerekli neşteri vurur, gerekeni yaparPolitika
Resmi olmayan sonuçlara göre Kıbrıs'ın yeni cumhurbaşkanı Tufan Erhürman... Bahçeli seçim sonuçlarını kabul etmediDünya