Meşale Tolu'dan Erdoğan'a soru

Ayşegül KARAKÜLHANCI

ARTI GERÇEK - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kabülünden sonra ilk resmi ziyaretini gerçekleştirmek için Berlin’e geldi. Resmi programda yer almamakla birlikte Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklar, Erdoğan'ın ziyaretinin ilk gününde Berlin'de Türk sivil toplum kurumu temsilcileri ve iş insanlarıyla bir araya gelebileceğini belirtiyor.

Erdoğan iki günlük Berlin temaslarının ardından 29 Eylül günü Köln'e geçerek DİTİB Merkez Camii'nin açılışını yapacak. Erdoğan'ın cami açılışına katılanlara bir konuşma yapması da bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'da üst düzey protokolle ağırlanması Almanya'da da eleştirilere neden oldu. Protestolar nedeniyle Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Erdoğan onuruna vereceği yemeğe çok sayıda Alman siyasetçi katılmayı reddetti. Yine hem Berlin ziyareti hem de Köln ziyareti boyunca Türkiyeli kurumların yanı sıra Alman siyasi partileri ve kurumları da farklı yerlerde protesto eylemleri gerçekleştirecek.

Erdoğan'ın ziyareti kapsamındaki cami açılışının Almanya muhalefeti açısından çok daha daha farklı bir anlamı var. DİTİB uzun zamandır Erdoğan'ın Almanya'daki uzantısı olarak görülüyor. DİTİB, Türkiye'den gönderilen imamların adlarının karıştığı casusluk iddiaları, bu kuruma bağlı camilerde imamların Almanya'da yaşayan Türkiyelilere radikal milliyetçilik propagandası yapan merkezler olması, antisemitik söylemler, küçük çocukların kullanılarak şehitlik ve militarizmin övülmesi gibi bir çok konuda eleştiriliyor. Bu bağlamda da Köln'de Almanya'nın en büyük camisinin yıllardır ertelenen resmi açılışının bizzat Erdoğan tarafından gerçekleştirecek olması muhalefetin tepkisini topluyor. Köln Belediye Başkanı Henriette Reker bu açılışa davet edilmediklerini, bu nedenle de açılışta bulunmayacaklarını resmi yazılı bir açıklama ile duyurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretine eleştirel yaklaşan Yeşiller Partisi milletvekili Berivan Aymaz, Türkiye'de cezaevinde tutuklu kalan Almanya vatandaşı gazeteci-çevirmen Meşale Tolu ile birlikte Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Parlamentosu'nda basın toplantısı yaptı. Aymaz ile Tolu, basın toplantısının amacı ile Erdoğan'ın Almanya ziyaretini Artı Gerçek'e değerlendirdi.

MEŞALE TOLU: ALMAN HÜKÜMETİ ERDOĞAN'I İNSAN HAKLARI KONUSUNDA NET ELEŞTİRMELİ

- Bu basın toplantısının amacı neydi?

Bugünkü toplantının sebebi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyareti kapsamında Köln'e de gelecek olmasıydı. Yeşiller Partisi Kuzey Ren Vestfalya milletvekili Berivan Aymaz'ın daveti üzerine basınla bir araya geldik. Yapılan toplantı 'Köln'de nasıl protesto edilecek ve özellikle iki ülke arasında yaşanan gerginlikteki sürecin mağdurları bu konuda ne düşünüyorlar' içerikliydi.

- Sizce Erdoğan neden şimdi Almanya'ya geldi?

16 yıllık bir AKP hükümetinden bahsediyoruz. Adım adım tek adam rejimine dönen bir politikacı var karşımızda. Tek vatan, tek bayrak, tek millet sloganıyla yoluna devam etti ve bunu da Avrupa'nın gözleri önünde bu rüyasını gerçekleştirdi. Ancak Türkiye'nin ekonomik durumu o kadar kötüye gitti ki başka bir çaresi kalmadı. Çünkü hala başka ülkelere bağımlı bir halde kendi sistemini devam ettirebiliyor. Bu sistemin çöküşünü izlememek için şu an Almanya'ya geliyor.

Burada iş insanlarıyla ve Alman devleti ile ekonomik işbirliği yapmak için yola çıkıyor. Oysa biliyorsunuz iki buçuk yılda Almanya ve Türkiye arasında çok ciddi krizler yaşandı. Alman vatandaşları gözaltına alındı, tutuklandı. Almanya'da gösteri yasasına aykırı olarak AKP hükümetinin Almanya'da etkinlik yapmak istemesinin rededilmesi ise bir söz düellosuna neden oldu. Almanya "Nazi yöntemleri uyguluyorsunuz" suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Bugün hiç birşey olmamış, bu süreç hiç yaşanmamış gibi ayaklarının altına kırmızı halı seriliyor. Erdoğan, gelmeden önce ekonomik destek almak için bu ziyareti yapacağını beyan etmişti. Bu ekonomik destekle de kendi tek adam rejimini sağlamlaştıracak. Almanya hükümeti bu konuda aslında birkaç tane farklı noktada Türkiye'deki insan haklarına yönelik saldırıları dile getireceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Türkiye'den demokratikleşme ve insan hakları hukukuna sadık kalmasını isteyeceklerini söylediler. Tabi böyle bir ziyaret kapsamında bu ne kadar gerçekleşecek, sadece eleştiri mi yapacaklar yoksa gerçekten sadece çıkar anlaşmaları mı gerçekleşek bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ben onun zindanlarında yatmış biri olarak bu konunun ciddi bir şekilde dile getirilmesini isterim.

- Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan ile karşı karşıya gelebilseydiniz ona ne sorardınız?

16 yıldır bir hükümetin başındasınız ve ülkenin yarısından fazlasına terörist diyorsunuz bu sizin yönetiminizin sonucu mu? Bugüne kadar birçok hükümet gelip geçti ve hepsinin döneminde insan hakları ihlalleri vardı. Ama hiç bir zaman bu kadar çok insan terörizm damgası altında yargılanmadı. Demek ki sizin iktidarınız aslında bunu beslemiş, öyle bir sonuç mu çıkarırsınız yoksa siz mi terörizm ifadesini çok geniş algılıyorusunuz, diye sorardım.

BERİVAN AYMAZ: AKP BURADA YÜRTTÜĞÜ CASUSLUK VE İSTİHBARAT FAALİYETLERİNE DERHAL SON VERMELİ!

- Bu basın toplantısını siz organize ettiniz. Böyle bir toplantı yapmayı neden gerekli gördünüz?

Toplantıyı özelikle Erdoğan'ın Kuzey Ren Vestfalya ziyareti öncesi bu eyaletin hükümetinden beklentilerimizi dile getirmek için gerçekleştirdik. Erdoğan sadece Berlin'e değil Köln'e de gelerek DİTİB Köln Merkez Camii'nin açılışını yapacak. Köln'e gelişinde eyalet Başbakan'ı Armin Laschet tarafından protokole uygun bir şekilde karşılanması bekleniyor. Bu noktada eyaletin başbakanından Erdoğan'la yapacağı görüşmede Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yaşayan ve AKP'nin milliyetçi, otoriter politiklarının mağduru olan insanların sorunlarını dile getirmesini beklediğimizi ifade etmek için basınla biraraya geldik. Örneğin Adil Demirci, Hozan Canê bu eyaletin insanları ve hala Türkiye'de tutuklular. Çok sayıda insanın Türkiye'ye girişleri problem oluyor. İnsanlar ya saatlerce hava alanında tutuluyor ya da Türkiye'ye girişleri engelleniyor. Bu kişilerden biri olarak Troisdorf'da yaşayan Kürt cemaatinin başkanı Musa Ataman'ı örnek verebiliriz. Ama bu kişilerin sayısı çok çok fazla ve bu sorunu yaşayan herkesin adını da bilemiyoruz.

Bunun dışında Kuzey Ren Vestfalya'dan Türkiye'ye gidip de Almanya'ya geri dönemeyen insanların sayısının da çok olduğunu biliyoruz. Bu insanların yakınları nereye başvurmaları gerektiğini dahi bilemiyorlar. Bu dikkat çekmek istediğimiz ilk nokta. Bunun dışında kırmızı bülten konusunun acilen gündeme getirilmesi gerekiyor. Çünkü kırmızı bülteni Türkiye şu anda tamamen muhalif güçleri susturmak için suistimal ediyor ve kullanıyor. Bunun da örneklerinden biri Doğan Akhanlı'ydı. O da kırmız bültenle aranıyordu ve İspanya'da tutuklanmıştı. Aktüel olarak yine bu eyalette yaşayan Mehmet Yavuz eşiyle tatile gittiği sırada Bulgaristan'da sınır kapısında tutuklandı ve halen Bulgaristan'ı terk edemiyor.

Bunların yanı sıra AKP hükümetinin Almanya'da merkezi olarak da Kuzey Ren Vestfalya'da yürüttüğü yoğun istihbarat faaliyetleri var. Bununla muhalif güçlerin özel yaşamlarına müdahale ettiklerini biliyoruz. Başbakan Laschet'in bu istihbarat ve casusluk faaliyetlerinin asla kabul edilemez olduğunu net dile getirmesini istiyoruz. Bu toplantıyla bir kez daha eyalet hükümeti başbakanından kendisinin de bu eyalette yaşayan ve AKP'nin politikaları nedeniyle mağdur olmuş insanlarla biraraya gelmesini, yüzyüze konuşmasını talep ediyoruz. Çünkü bunu şimdiye kadar bir kere bile yapmadı.

- Cumartesi günü Köln'de yapılacak çok sayıda protesto gösterileri var. Siz hangi adreste olacaksınız?

Cumartesi günü için bütün demokratik güçlerin, insan hakları savunucularının gerçekten barışçıl ve demokratik br şekilde protestolarını gerçekleştirmelerini ve bu çerçevede fikirlerini ifade etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Ben de "Erdoğan Not Welcome" platformunun düzenlediği Deutzer Werft'te saat 11.00'da başlayacak mitingde konuşmacı olarak yer alacağım. Ama aynı zamanda şu çağrıyı yapmak istiyorum: Duyarlı olmamız gerekiyor. AKP veya Erdoğan taraftarları bu protestoları provoke etmeye çalışabilirler. Buna karşı tüm muhaliflerin serin kanlılıklarını korumaları lazım. Hiçbir provokasyona izin vermemek gerekir. Alınan ortak kararla sadece Erdoğan karşıtı döviz ve pankartlar kullanılacak. Başka herhangi bir parti, kurum, dernek logosu, bayrağı, simgesi olmayacak. Mitinge gelen herkesten bu konu da da hassas olmalarını bekliyoruz. Tek bir birlik görüntüsü vererek sesimizi Almanya hükümetine ve tüm dünyaya daha iyi duyurabileceğimizi düşünüyorum.