Montrö Sözleşmesi nedir, feshedilmesi mümkün mü, edilirse ne olur?

Montrö Sözleşmesi nedir, feshedilmesi mümkün mü, edilirse ne olur?
Cumhurbaşkanı'nın uluslararası sözleşmelerden çıkma yetkisi tartışması ve Kanal İstanbul projesi Montrö Sözleşmesi'ni yeniden gündeme getirdi.

İnan KETENCİLER


ARTI GERÇEK - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2011'de başbakan olduğu dönemde "çılgın proje" olarak duyurduğu Kanal İstanbul'da ihale sürecinin hızlanması tartışmaların artmasına neden olurken, 104 emekli amiralin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Sözleşmesi'yle ilgili olarak "Cumhurbaşkanlığı imzasıyla çıkılabilir" sözlerine cevaben yayımladığı bildiri, sözleşmeyi ve Boğazlardan geçiş rejimini de gündeme getirdi.

LOZAN'DAN MONTRÖ'YE

24 Temmuz 1923'te imzalanan ve Türkiye'nin kurucu belgesi olarak kabul edilen Lozan Antlaşması'nda Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konulardan biri oldu. Görüşmeler sonunda getirilen geçici çözüme göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında Boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türkiyeli olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Boğazlar bölgesine Türkiye askerlerinin girişi yasaklandı. 

Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirildi. 20 Temmuz 1936'da imzalanan sözleşmeye Türkiye'nin yanı sıra Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği ve Yugoslavya imza attı. 

Montrö Sözleşmesi'nin imzalanmasından sonraki gün yayımlanan Ulus gazetesinin 21 Temmuz 1936 tarihli nüshası

Montrö Sözleşmesi'nin imzalanmasından sonraki gün yayımlanan Son Posta gazetesinin 21 Temmuz 1936 tarihli nüshası

TÜRKİYE'NİN KAZANIMLARI NELER?

Montrö ile birlikte İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı ile Boğazların giriş noktalarını da kapsayacak şekilde bölgede Türkiye'nin egemenlik hakları tesis edildi. Boğazlar bölgesi askerileştirildi. Böylece Türkiye, Boğazlar bölgesine yeniden asker konuşlandırma hakkı elde etti. 1923'te kurulan Boğazlar Komisyonu'nun yetkileri Türkiye'ye devredilerek egemenliğin kurulması sağlandı. Savaş ve yakın savaş halinde Türkiye'ye yabancı savaş gemilerinin geçişine kısıtlama koyma yetkisi tanındı. Ayrıca tek seferde geçebilecek savaş gemisi, tipine, sayısına ve ağırlığına sınırlama getirildi ve önceden haber verme şartı kondu.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin Boğazlarda elde ettiği diğer önemli kazanımlar şunlar:

- Karadeniz'e kıyısı bulunmayan devletlerin denizaltıları ve uçak gemileri Boğazlardan geçemez. Karadeniz'e kıyısı bulunan devletler, Karadeniz dışında yaptırdıkları veya satın aldıkları denizaltıları Türkiye'ye zamanında haber verirlerse Boğazlardan geçirebiliyor. Denizaltılar Boğazlardan teker teker, gündüz ve su üzerinden geçebiliyor.

- Barış zamanlarında Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin savaş gemileri Boğazlardan geçebilmek için 8 gün içinde Türkiye'ye bildirim yapmak zorunda. Bu süre Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkeler için 15 gün. Bu bildirimde gemilerin gidecekleri yer, adları, türleri ve sayıları, gidiş dönüşte taşıdıkları yükler bildirilmek zorunda. Boğazlardan geçiş 5 gün içinde yapılmak zorunda. Daha fazla Boğazlarda kalmak yasak. Geçiş sırasında donanma komutanı, Boğaz girişindeki bir işaret istasyonuna emrindeki kuvvetin açık ve seçik bileşimini bildirmek zorunda.

- Barış zamanlarında Boğazlarda transit olarak bulunabilecek tüm yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek tonaj toplamı 15 bin tonu geçmiyor. Söz konusu kuvvetler 9 gemiden fazlasını geçiremiyor.

- Karadeniz'e kıyısı bulunmayan devletlerin barış zamanında Karadeniz'de bulunduracakları savaş gemilerinin tonajı 45 bin tonu aşamıyor ve bu gemiler 21 günden fazla Karadeniz'de kalamıyor.

- Savaş zamanlarında savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi yasak.

- Savaş zamanlarında Türkiye savaşan ülke durumundaysa veya bir savaş tehdidiyle karşı karşıyaysa Boğazlardan savaş gemilerinin geçip geçmemesi tamamen Türkiye'nin kararına bağlı.

- Sivil hava araçları Türkiye'ye 3 gün önce ön bildirim yaparak kendilerine gösterilen hava yollarını kullanabiliyor. Askeri uçakların Boğazlar üzerinden geçişine izin verip vermeme yetkisi Türkiye'ye bırakılıyor.

SÖZLEŞMEDEN ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin nasıl iptal edileceği 28’inci maddede düzenleniyor. Buna göre; antlaşmanın geçerlilik süresi 20 yıldı. Bu süre 9 Kasım 1956 tarihinde sona erdi. İptal sürecinin başlayabilmesi için imzacı devletlerden birinin sözleşmede yer aldığı şekliyle fesih beyanını depoziter devlet olan Fransa’ya bildirmesi gerekiyor. 2. Dünya Savaşı süresince ve Soğuk Savaş'ta ABD, İngiltere ve SSCB arasında sözleşmenin feshi veya revize edilmesi birkaç kez gündeme geldiyse de bu süreç bugüne kadar hiç işletilmedi.

ÇIKILIRSA NE OLUR?

Bugün imzacı devletlerden birinin bu süreci başlatması durumunda sözleşme talebin yapıldığı tarihten başlamak üzere iki yıl daha yürürlükte kalacak ve bu sürenin sonunda iptal edilecek. Sözleşmeye göre imzacı devletlerin yeni bir sözleşmenin yapılması için tekrar bir konferansta bir araya gelmesi gerekiyor. Ancak bu konferans sonunda yeni bir sözleşme imzalanabileceği gibi imzalanmaması da ihtimaller dahilinde. 

Montrö'nün feshi sonrası yeni bir antlaşmanın imzalanamaması durumunda iki uluslararası düzenleme geçerliliğini koruyacak. 

Bunlardan ilki Lozan Antlaşması’nın 23’üncü Maddesi:

Lozan Antlaşması Madde 23 — Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar Rejimine ilişkin bugün yapılmış Sözleşmede açıklandığı üzere, Çanakkale Boğazında, Marmara Denizinde ve Karadeniz Boğazında denizden ve havadan, gerek barış, gerek savaş zamanlarında özgürce geçiş ve gidiş – geliş ilkesini kabul ve açıklama konusunda anlaşmışlardır. Bu Sözleşme, buradaki Yüksek Bağıtlı Taraflar için, işbu Andlaşmada yazılmış olsa idi onun sahip olacağı güç ve değerin tıpkısına sahip olacaktır.

Diğeri ise Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 1’inci Maddesinin ilk paragrafı:

Montrö Boğazlar Sözleşmesi Madde 1 — Bağıtlı Paragraf 1: Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar'da denizden geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesini kabul ederler ve doğrularlar. 

Boğazlardan geçiş ve ulaşım serbestliği ilkesinin uygulama süresinin sonsuz olacağı bu düzenlemeler ile kayıt altına alındı. Geçiş esnasında zararsız geçiş veya transit geçiş rejimlerinden hangisinin uygulanacağı ise, üzerinde bir uzlaşıya varılmadığı takdirde belirsizliğini koruyacak. Ancak her koşulda Türkiye’nin zabıta ve yargı yetkisi ile geçişin zararsız olmasını isteme ve geçiş trafiğini düzenleme yetkisi var. Bu koşullar altında Türkiye Lozan Antlaşması’nın 23’üncü Maddesi ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 1’inci Maddesindeki soyut ilkeler ve sahip olduğu haklar doğrultusunda Boğazlardan geçişin ve ulaşımın nasıl olacağını düzenleyebilir.    

KARADENİZ'DE ABD VARLIĞI VE RUSYA

Ancak asıl tartışma konusu Karadeniz’in açık deniz alanlarında kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemilerinin sahip olacağı serbestiler. Zira Türkiye ve başta Rusya olmak üzere, diğer kıyıdaş ülkelerin güvenlik kaygılarına söz konusu iki düzenlemede değinilmiyor. Ayrıca uzmanlara göre, Montrö’nün yerine gelebilecek ve savaş gemilerinin geçişi ve Karadeniz’de bulunuşlarına yönelik kısıtlamaları yeniden düzenleyecek bir sözleşmenin, ABD ve NATO'nun etkisiyle her koşulda Montrö’den daha gevşek koşullar içermesine kesin gözüyle bakılıyor. Batılı devletler ve Rusya arasında Doğu Avrupa, Kafkasya ve Karadeniz bölgesine yönelik rekabet 2014 yılında başlayan Ukrayna Krizi'nden bu yana daha da artmış durumda. Rusya, Montrö Sözleşmesi'nin feshinin Karadenizdeki barışı kırılgan hale getireceğini savunuyor.

KANAL İSTANBUL TARTIŞMALARI VE MONTRÖ SÖZLEŞMESİ

Kanal İstanbul'un açılması, İstanbul Boğazı’nın boğaz tanımını da Montrö Sözleşmesi'nin içeriğini de etkilemiyor. Sözleşme, "Boğazlar" tabiri ile, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı’ndan oluşan bir bölgeyi tanımlıyor. Montrö Sözleşmesi’nin uygulama alanı sadece İstanbul Boğazı değil Boğazlar bölgesi. Dolayısıyla bir alternatifin inşa edilmiş olması, İstanbul Boğazı'nın boğaz statüsünü değiştirmiyor. Bu da, Boğazlardan geçişin yasaklanamayacağı anlamına geliyor. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar