Müttefiklerin Ukrayna'ya verdikleri silahlarla Rusya'nın içinin vurulmasına izin vermesi: Moskova 'dananın kuyruğu kopar' dedi

Müttefiklerin Ukrayna'ya verdikleri silahlarla Rusya'nın içinin vurulmasına izin vermesi: Moskova 'dananın kuyruğu kopar' dedi
NATO'nun Kiev'e verdiği silahlarla Rusya'nın içlerinin vurulması açıklamaları üzerine Medvedev, Batı-Rusya çatışmasının 'son aşamaya' geçebileceğini söyledi. Bu lafları kanıksadıklarını söyleyen Stoltenberg, Ukrayna'nın meşru müdafaa hakkını savundu.

Artı Gerçek - ABD Başkanı Joe Biden'ın Ukrayna'nın Amerikan silahlarıyla Rusya'nın içlerinde bazı bölgeleri vurmasına izin verdiğinin açıklanması ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in tüm müttefiklerin Ukrayna'ya verdikleri silahların kullanımıyla ilgili her türlü kısıtlamayı kaldırması çağrısıyla Batı-Rusya cephesi yeniden kızıştı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, salı günkü açıklamasında, NATO üyelerini verdikleri silahların Ukrayna tarafından Rusya'nın içlerine ateşlenmesine izin vermemeleri için uyarmıştı. Putin, müttefiklerin Kiev'e silah kullanımıyla ilgili kısıtlamaları kaldırmasının nükleer savaş riski yarattığı uyarısında bulunmuştu.

'ABD'NİN ÇATIŞMAYA NE ÖLÇÜDE DAHİL OLDUĞUNU ANLATIYOR'

Bugün Biden'ın Kiev'e Harkov saldırısını destekleyen Rusya içindeki askeri hedefleri Amerikan silahlarıyla vurma izni vermesini değerlendiren Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ukrayna'nın ABD tedariki silahlarla Rusya topraklarındaki hedefleri vurma girişimlerinin zaten farkında olduklarını söyledi.

"Biz zaten genel olarak ABD tarafından üretilen silahlarla Rusya topraklarını vurma girişimlerinin olduğunu biliyoruz. Bu bizim için yeterli ve ABD'nin çatışmaya ne ölçüde dahil olduğu hakkında çok şey anlatıyor" diyen Peskov, Avrupa'da savaş yanlısı havanın Rusya'yla "savaş öncesi histeri" noktasına kadar kamçılandığı eleştirisini getirdi.

'YALANCILAR, UKRAYNA’YA RUSYA’YI VURMA İZNİNİ ÇOKTAN VERDİ'

Rusya Dışişleri Bakanlığı da "NATO, silahlarının Rusya'ya karşı kullanılıp kullanılamayacağı konusunda asla tereddüt etmedi ki" açıklamasını yaptı. Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, "NATO üyelerinin yalan söylediği, sis perdesi çektiği ve Kiev rejiminin Rusya topraklarına Batı silahlarıyla saldırı düzenlemesine izin verip vermemeye henüz karar vermedikleri iddiasıyla hikayeler uydurdukları açık" dedi.

'RUSYA'YA SALDIRIDA KULLANILAN NATO SİLAHLARINI İMHA EDERİZ'

Rusya'nın eski Devlet Başkanı, halihazırda Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, "Rusya'ya saldırı düzenlenen herhangi bir ülkedeki NATO silahları vurulacak" mesajını verdi.

"Rusya topraklarına saldırı düzenlenmesi durumunda, bize karşı savaşan tüm askeri teçhizat ve uzmanlar hem eski Ukrayna topraklarında hem de diğer ülkelerin topraklarında imha edilecek" diyen Medvedev, NATO uzmanlarının katılımının savaş nedeni olarak görülebileceğini belirtti.

'NATO ANTLAŞMASINA GÖRE YASAL MİSİLLEME OLUR'

Rusya'nın üst düzey ismi, Moskova'nın, Ukrayna'ya sağlanan tüm uzun menzilli silahların zaten "doğrudan NATO ülkelerinin askerleri tarafından çalıştırıldığı" gerçeğinden hareket ettiğini, bunun da Rusya'ya karşı savaşa katılımla eşdeğer olduğunu ve savaş operasyonlarının başlatılması için neden oluşturduğunu anlattı. Dolayısıyla NATO'nun, "Washington Antlaşması'nın 4. ve 5. maddeleri bağlamında olası misilleme saldırıları" durumunda teçhizatının, tesislerinin ve askerlerinin imha edilmesini yasal olarak nitelendirmesi gerekeceğini öne sürdü.

'EN KÖTÜ SENARYOYA GÖRE GELİŞİYOR'

Batılı ülkelerin Rusya'nın taktik nükleer silah kullanmasına ihtimal vermemesini "hata" olarak tanımlayan Medvedev, "Ne yazık ki bu ne bir korkutma, ne de nükleer bir blöf. Batı ile mevcut askeri çatışma mümkün olan en kötü senaryoya göre gelişiyor. Dolayısıyla çatışmanın 'son aşamaya' geçme ihtimalini bugün kimse göz ardı edemez" dedi.

STOLTENBERG: YENİ BİR DURUM DEĞİL

Bu tırmanmanın ortasında NATO dışişleri bakanları Ukrayna gündemiyle Çek başkenti Prag'da toplandı. 9-11 Temmuz'da Washington'da yapılacak ittifak zirvesine hazırlık niteliği de taşıyan toplantı vesilesiyle konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rus tarafının uyarılarına omuz silkti.

Ukrayna'nın müttefik ülkelerce tedarik edilen silahları Rusya topraklarını vurmak için kullanmasının sanılanın aksine yeni bir durum olmadığını belirten Stoltenberg, "Örneğin Britanya, 'Storm Shadow' seyir füzelerini uzun süredir herhangi bir kısıtlama olmaksızın sağlamaktadır. Yani bu durum uzun zamandır böyle. NATO müttefiklerinin Ukrayna'ya destek sağladığı uzun zaman diliminde bu durum söz konusudur" dedi.

'TIRMANMANIN SORUMLUSU RUSYA'

İttifakın Rusya'nın uyarıları daha önce birçok kez duyduğunu söyleyen Stoltenberg, "Bu yeni bir şey değil. Uzun zamandır NATO müttefikleri Ukrayna'ya her destek verdiğinde, Putin bizi bunu yapmamamız için tehdit etmeye çalışıyor" diyerek ekledi:

"Tırmanmaya gelince, Rusya başka bir ülkeyi işgal ederek gerilimi tırmandırdı."

"Gerilimi tırmandıran, müttefiklerin silahlarının kullanılmasına izin vermesi değil, Rusya'nın yeni cephe açması."

'KİEV'İN KARŞILIK VERMEMESİ GEREKTİĞİ VARSAYIMI MAKUL DEĞİL'

Ukrayna'nın Rusya içindeki meşru askeri hedefleri vurma hakkının bulunduğunu, zira özellikle sınır hattı ile Rusya'nın saldırdığı Harkov yakınındaki cephe hattının aşağı yukarı aynı olduğunu, Kiev'in karşılık vermemesi gerektiği varsayımının makul olmadığını anlatan NATO Genel Sekreteri, "Ukrayna'nın meşru müdafaa hakkı var, bizim de Ukrayna'nın meşru müdafaa hakkını korumasına yardım etme hakkımız var ve bu, NATO müttefiklerini çatışmanın bir tarafı yapmaz" dedi.

Stoltenberg, "(Rusya'nın Ukrayna'ya girdiği) Şubat 2022'de de durum böyleydi, geçen yıl da durum böyleydi ve durum hala böyle" vurgusunu yaptı.

İTALYA DAHİL BAZI MÜTTEFİKLER TEMKİNLİ

Hollanda Dışişleri Bakanı Hanke Bruins Slot da Ukrayna'nın silah kullanımına coğrafi sınırlar koymadan meşru müdafaa hakkını vurguladı.

Ancak İtalya gibi müttefikler bu kadar ileri gitmeyi reddetti. İtalya dışişleri bakanı Antonio Tajani, Kiev'e verdikleri silahların Ukrayna dışında kullanılmasına izin vermenin İtalya Anayasası tarafından yasaklandığını söyledi.

Baltık ülkeleri ve Polonya ise bu tutuma karşı çıktı. (Dış Haberler)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar