Strasbourg'da Türkiye-AB diyaloğu sonuçsuz kaldı: 'Kayyım atamaları yerel demokrasiyi baltalıyor'

Strasbourg'da Türkiye-AB diyaloğu sonuçsuz kaldı: 'Kayyım atamaları yerel demokrasiyi baltalıyor'
Bir yıl aradan sonra toplanan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu, ortak sonuç bildirgesi yayımlanamadan sonlandı. Avrupa Komisyonu adına yapılan konuşmada, son kayyım atamalarının "Türkiye'de yerel demokrasiyi baltaladığı" görüşü dile getirildi.

Artı Gerçek - Türkiye'deki yerel seçimler ve Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri nedeniyle bir yıldır toplanamayan Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Karma Parlamento Komisyonu (KPK) bu hafta Strasbourg'da bir araya geldi. Gümrük Birliği'nin modernizasyonu, vize serbestisi, göç ve Türkiye'de temel hak ve özgürlükler gibi konular başta olmak üzere Türkiye-AB ilişkilerinin genel açıdan ele alındığı toplantılar, Avrupa Parlamentosu binasında iki oturum halinde yapıldı.

Gazeteci Kayhan Karaca'nın DW Türkçe'de aktardığına göre Türkiye tarafı, Gümrük Birliği'nin modernizasyonu ve vize serbestisi konularını ön plana çıkarırken, AP kanadı temel hak ve özgürlükler, göç ve Kıbrıs konularını gündeme getirdi. Görüş ayrılıkları nedeniyle toplantı sonunda ortak bildiri yayımlanmadı.

'MADEM BATI MEDENİYETİ ÇÖKTÜ, NEDEN ÜYE OLMAK İSTİYORSUNUZ?'

Görüş ayrılıklarını AP kanadında en net ifade eden isim, aynı zamanda Türkiye raportörlüğü görevini yürüten İspanyol parlamenter Nacho Sanchez Amor oldu. Sanchez Amor, AB'nin bir "demokrasi kulübü" olduğunu, Avrupa Birliği üyesi olmak isteyen Türkiye'nin demokratikleşerek kendisini dönüştürmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'den "kafa karıştırıcı sinyaller" geldiğini savunan Sanchez Amor, "Batı medeniyetinin çöktüğünü söylüyorsunuz, öyleyse neden AB üyesi olmak istiyorsunuz?" sorusunu yöneltti.

'AB GELECEK YIL DA SURİYELİ GÖÇMENLER İÇİN EK KAYNAK SAĞLAYACAK'

Macaristan Dönem Başkanlığı adına yapılan konuşmada, "stratejik" olarak tanımlanan Türkiye-AB ilişkilerini geliştirmek amacıyla göç, terörle mücadele, iklim değişikliği ve sağlık gibi alanlarda iş birliğinin yoğunlaştırılması gerektiği kaydedildi. AB'nin gelecek yıl da Türkiye'deki Suriyeli göçmenler için ek kaynak sağlayacağına vurgu yapılan açıklamada, Türkiye'de temel hak ve özgürlükler alanında ilerlemenin ve AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti ile "normalleşme" adımlarının önemli olduğu not edildi.

AVRUPA KOMİSYONU'NDAN KAYYIM VURGUSU

Avrupa Komisyonu adına yapılan konuşmada, Türkiye'de temel hak ve özgürlükler ve yargı bağımsızlığı konularında ilerleme kaydedilmediği, son kayyım atamalarının "Türkiye'de yerel demokrasiyi baltaladığı" görüşü dile getirildi. Kimi konularda görüş ayrılıklarına rağmen AB ile Türkiye'nin yapıcı diyalog içinde olmalarının önemine dikkat çekildi.

KIBRIS ELEŞTİRİSİ

Yunan ve Kıbrıslı vekiller ise Türkiye-AB ilişkilerinde ilerlemenin Kıbrıs sorununun çözümüne bağlı olduğuna işaret etti. Kıbrıslı üyelerden Loukas Fourlas, "Türkiye vize serbestisi ve Gümrük Birliği'ni güncellemek istiyor ama bizi tanımıyor, Kıbrıs'ın yarısı askeri bölge" ifadelerini kullandı. Aşırı sağcı Kıbrıslı vekil Geadis Geadi ise "Avrupa'yı mı istiyorsunuz? Avrupa'ya saygı duymalısınız. Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımalı, ordunuzu çekmelisiniz" dedi. KPK Eş Başkanı Yunan parlamenter Emmanouil Kefalogiannis, Türkiye'nin Kıbrıs konusunda BM Güvenlik Konseyi tarafından alınmış kararlara uyması gerektiğini söyledi.

BÜYÜKELÇİ KAYMAKÇI'DAN KIBRIS TEPKİSİ

Türkiye ile AB arasında beş yıl boyunca üst düzey diyalog gerçekleşmediğini hatırlatan Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakçı, Yunan ve Kıbrıslı üyelerin Kıbrıs sorunu konusunda BM parametrelerine atıfta bulunmasına "Bu parametreleri hatırlatıyorsunuz ama BM planını (Annan Planı) reddeden biz değildik" ifadeleriyle tepki gösterdi. Kaymakçı, çok boyutlu Türkiye-AB ilişkilerinin Kıbrıs sorunu tarafından "rehin alınmaması" gerektiğini söyledi. Gümrük Birliği'nin modernizasyonunun önemine değinen Kaymakçı, vize serbestisinin de sağlanması gerektiğini, AB ülkelerinde eğitim hakkı olan öğrencilerin dahi vize alamaz hale geldiğini anlattı.

KARAYEL: TÜRKİYE VİZE SERBESTİSİ OLMAYAN TEK ADAY ÜLKE

Vize sorunu KPK Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel tarafından da gündeme getirildi. Türkiye'nin "vize serbestisi olmayan tek aday ülke" olduğunu hatırlatan Karayel, vize diyaloğu sürecinin "siyasi mülahazalarla engellenmemesi gerektiğini" ifade etti. Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik öneminin katılım müzakerelerine yansımıyor olmasından yakınan Karayel, "Müzakere sürecinde yaşanan bu hayal kırıklığı Türkiye'nin AB'ye olan güvenini sarsmaktadır" dedi. Gümrük Birliğinin önemine vurgu yapan Karayel, "İşleyişindeki sorunlar, katılım müzakerelerinde yaşanan tıkanıklık ve dünya ticaretindeki gelişmeler nedeniyle Gümrük Birliğinin modernizasyonu bir ihtiyaç haline gelmiştir" şeklinde konuştu.

Karayel, toplantı sonrası DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, her ne kadar Gümrük Birliği ve vize serbestisi konularında iki taraf arasında irade gördüğünü söylese de "Biz atılacak tüm adımları atsak AP'den bu karar çıkar mı soru işaretine sahibiz açıkçası" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'YE KADIN HAKLARI VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ELEŞTİRİSİ

Toplantılarda Türkiye'de kadın hakları da gündeme geldi. AKP Milletvekili Meryem Göka, Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadelede "model ülke" olduğunu savundu. Göka, İsrail'in Gazze'de öldürdüğü kadınların unutulmaması gerektiğini de ekledi.

KPK Eş Başkan Yardımcılarından Polonyalı vekil Joanna Scheuring-Wielgus buna karşılık söz aldı ve "Avrupa'da 15 yaşındaki kızların çocuk sahibi olduğu ülke yok. Heyetinizde 15 erkek, 4 kadın olduğunu görüyorum. Türkiye'de kabinede kaç kadın var? Bu alanda esin kaynağı AB'dir. Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu'nu kadınlar yönetmektedir. İstanbul Sözleşmesi'ni de ilk imzalayan sizdiniz, gurur da duyabilirsiniz ama çekildiniz, anlayamıyorum" yanıtını verdi.

Toplantıda söz alan CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu, parti olarak Türkiye'de birçok alanda gerileme olduğunu bildiklerini, üyelik diyaloğunun yeniden canlandırılmasıyla reform sürecinin ivme kazanacağına inandıklarını bildirdi. Bankoğlu, Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden olan Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymakla yükümlü olduğunu da hatırlattı.

DEM Parti Milletvekili Cengiz Çandar ise KPK olarak "Türkiye'nin AB üyeliğini kolaylaştırıcı bir diplomasi aracı olduklarını" belirtip kayyım atama konusuna değindi, "Kayyum meselesi bir güvenlik konusu değil, insan hakkı ihlali, halkın seçilme hakkının ihlali ve demokrasiye ait her şeyin ihlalidir" diye konuştu.

Bir sonraki KPK toplantısının 2025 ilkbaharında Türkiye'de düzenlenmesi bekleniyor. (DW Türkçe)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar