TIME dergisinden Trump'a ağır eleştiriler: Azletmek zorundayız
Kongre'de 4 kişinin hayatını kaybettiği şiddet olaylarının ardından TIME dergisi, Trump'a yönelik ağır ithamların yer aldığı bir yazı yayımladı.
ARTI GERÇEK - Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Kongre'nin Demokrat aday Joe Biden'ın seçimi kazandığını onaylamak üzere toplandığı gün Washington DC'de miting düzenleyerek taraftarlarını Kongre binasına yürümeye çağrı bulunan mevcut Başkan Donald Trump'ın, koltukta geçireceği kalan 13 günde yargılanması gündeme geldi. TIME dergisi yazarı David French Donald Trump'ın azledilmesi çağrısında bulunarak "Bir başkan, takipçilerine bir başkanlık seçiminde ulusun kaderinin tehlikede olduğunu söylerse, milyonlarca kişi ona inanır. Aynı başkan defalarca yalan söylerse ve halka bu önemli seçimin 'çalındığını' söylerse, milyonlarca kişi ona inanır. Ve aynı başkan protestocuları Washington'a baskın yapmaya teşvik ettiğinde, on binlerce kişi onun çağrısına kulak verir" dedi.
TIME dergisinin internet sitesinde Trump'ın 2019 sonunda Temsilciler Meclisi'nde azledilmesi (impeachment) ancak Senato'daki Cumhuriyetçi çoğunluğu nedeniyle görevden alınmamasına ithafla "Trump'ı yeniden azletmeliyiz" başlığıyla bugün yayımlanan yazı şöyle:
Herhangi bir şüphe kaldıysa, bugün bitirelim. Kelimelerin anlamı vardır. Bir başkan, takipçilerine bir başkanlık seçiminde ulusun kaderinin tehlikede olduğunu söylerse, milyonlarca kişi ona inanır. Aynı başkan defalarca yalan söylerse ve halka bu önemli seçimin "çalındığını" söylerse, milyonlarca kişi ona inanır. Ve aynı başkan protestocuları Washington'a baskın yapmaya teşvik ettiğinde, on binlerce kişi onun çağrısına kulak verir.
Başkanın yalanları, kindarlık yangınına körükle giderek milyonlarca kâr elde eden popülist muhafazakar bir medya kuruluşu tarafından güçlendirilip tekrarlandığında, öfke yükselir. Ve sonra, aynı medyanın üyeleri (korkmuş ve dalkavuk politikacıların desteklediği) başkanı "büyük bir adam" olarak savunursa, belki de "ulusu kurtarmak" gibi özel bir ilahi misyonla kutsanmış bir kişilik kültü oluşur.
Ve bu nedenle, ülkenin başkentinde yaşanan sahneler bizi şoke etmemeli. Birleşik Devletler'de halkını yanlış bilgi ve demagojiden muaf kılan hiçbir şey yok. Anayasal sistemimiz, güç suiistimallerine engeller çıkarır ve zorbalığa karşı güvenlik duvarları oluşturur, ancak halkı yalanlardan koruyamaz. Fikirler pazarının nefretle kirletilmeyeceğini garanti edemez. Ve kesinlikle halkı, millete önderlik edecek düşük karakterli bir adamı seçmenin sonuçlarından korumaz.
Donald Trump, 2015 yılında yarışa girdiği andan itibaren 6 Ocak isyanının tohumlarını attı ve mitinglerinde protestocuları susturmak için şiddeti memnuniyetle karşıladığını açık ederek herhangi bir seçim yenilgisinin - o zaman bile - meşru olmayacağını ilan etti. Barışçıl iktidar geçişini destekleyeceğine dair söz vermeyi reddedince bu tohumları ekmeye devam etti. Aşırı sağcı sokak milisleri Proud Boys'a "geri çekilip beklemelerini" söylediğinde o tohumları ekti. Ve 3 Kasım'da büyük bir haksızlığa maruz kaldığını iddia ederek her geçen gün öfkelendiğinde hala o tohumları ekiyordu.
Ve şimdi, ülkenin başkenti ektiğini biçerken, yangına körükle gitmeyi bırakamaz. Görünüşte şiddeti yatıştırmak için hazırlanan bir video mesajında, seçimle ilgili yalanlarını tekrarladı. Ve ayaklananlara, "Nasıl hissettiğinizi biliyorum" dedi. İsyancılara "Sizi seviyoruz" dedi.
Evet, Donald Trump şiddetli çetesini seviyor.
Amerikan sistemi büyük bir baskı altında - aklımın erdiği zamandan beri görmediğim kadar büyük bir baskı altında. Ancak sistem güçlü. Dengesiz bir başkanla uğraşmanın yollarına sahip. Şimdi bile, Joe Biden'ın hala kesin olan göreve başlamasından sadece günler önce, Meclis Trump'ı suçlayabilir. Senato, Trump'ı mahkum edebilir. Birlikte Trump'ı kamu görevinden uzaklaştırabilirler.
Amerika Birleşik Devletleri'nin derin bir hastalığı var. Trump tek sebebi değil, ama o ve sadık müttefikleri bu hastalığı daha da kötüleştiriyor. Tedaviye giden uzun bir yol var, ancak bu, isyankar bir başkanı Oval Ofis'ten tasfiye ederek, isyankar üyeleri Kongre'den çıkararak ve 1812'deki savaşta İngilizlerin yerle bir etmesinden bu yana Kongre güvenliğinin en kötü ihlalinin şokununun sersemliğini yaşayan bir ulusa, bu cumhuriyetin kendisini nefretten, çetelerden ve tahtını kaybetmektense bir ulusu yok etmeyi tercih eden adama karşı kendini savunma iradesine sahip olduğunu kesin bir şekilde ilan ederek başlayabilir.