'Türkiye'nin hedefi İdlib üzerinden Afrin’i kuşatmak'
İdlib harekatını Artı Gerçek'e değerlendiren gazeteci Barzan İso'ya göre Türkiye’nin amacı İdlib ve Ezaz arasında koridor açıp Afrin’i kuşatmak.
Gamze KAFAR
ARTI GERÇEK - Uzun süredir konuşulan Türkiye'nin İdlib'e müdahalesi Cuma gecesi başlayan harekatla hayata geçirildi. Görünürde harekat Astana görüşmelerinin son turunda Rusya, İran ve Türkiye arasındaki anlaşma çerçevesinde yürütülüyor ancak Suriye iç savaşının son dönemecine girildiği bir dönemde gerçekleşen bu operasyonun etkileri İdlib'in ötesine geçme potansiyeli taşıyor. Türkiye'nin İdlib harekatını ve bölgeye olası etkilerini gazeteci Barzan İso, Artı Gerçek'e değerlendirdi. İso, "Türkiye’nin Rusya tarafından çizilmiş sınırları geçmesi halinde, Rusya’nın hazır bir hamlesi var. Erdoğan 'İdlib’in içi bizim, dışı Rusya'nın' demişti. Bu çok önemli, çünkü Rusya'nın Türkiye’nin etrafını kuşatması Türkiye’ye güvenmediğini ortaya koyuyor" diyor.
'TÜRKİYE TAM OLARAK İDLİB'E GİRMİŞ DEĞİL'
Astana toplantısında Rusya, İran ve Türkiye’nin, İdlib’e 500’er asker konuşlandırma kararı aldığını hatırlatan Barzan İso bu konuşlandırmanın El Nusra’ya karşı yapıldığını belirtiyor. İso şu değerlendirmeyi yapıyor: Böylelikle 'sözde El Nusra’yı bitirecekler ve çatışmasızlık bölgesi oluşturulacak. İdlib son Astana görüşmelerinde çatışmasızlık bölgelerine eklendi. Türkiye’nin askerleri tam olarak şuanda bölgeye girmiş değil. İzlediğimiz raporlarda şuana kadar Haritan’da (Biyanun) bekliyor. Ancak özellikle Arap basınına yansıyan görüntülerde Türk askerlerinin, El Nusra ile birlikte İdlib’e girdiğini görüyoruz. Bu görüntüler Türkiye’deki Cumhurbaşkanı ve TSK yetkililerin yaptıkları açıklamalarla çelişen bir durumdur. Sözde çatışmasız bir bölge oluşturulmak için giriliyor. Ancak El Nusra eşliğinde yani Heyet El Şam, El-Kaide ile birlikte hareket ediyorlar."
'TÜRKİYE HALEP VE AFRİN'DE HAKİMİYET KURMAK İSTİYOR'
Türkiye açından İdlib’in Suriye’ye girip bölgeyi kontrol altına almak açısından önemli olduğunu vurgulayan Barzan İso, İdlib’in Türkiye açısından neden stratejik olduğunu şu sözlerle açıklıyor: İdlib bir yandan da Halep’e yakın. Özellikle Atme tarafında bir tepe var, Şeyh Berekat tepesi. Şuanda Türkiye’ye yakın milisler bu tepeyi kontrol altına aldılar. Şeyh Berekat Tepesi’nin hem Afrin hem de Halep yolu üzerinde bir hakimiyeti var. Türkiye bir yandan Afrin bir yandan da Halep üzerinde hakimiyet sağlamak istiyor. Diğer yandan İdlip, Lazkiye açısından da avantajlı. İdlib’i kontrol altına alan güç hem Lazkiye’yi hem de Hama’yı tehdit edebilir. Bu nedenle İdlib’in Türkiye’nin Suriye’de hakimiyet kurma politikasının devamı olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir amaç gütmekle birlikte Afrin’de hedefleniyor. Türkiye’nin temel amacı özellikle de Afrin açısından İdlib ve Ezaz arasında bir koridor açıp, bu şekilde Afrin’i dört yandan kuşatma altına alma istemidir.
'AFRİN SALDIRILARA KARŞI HAZIRLIKLI'
Yakın gelecekte Türkiye tarafından Afrin’e yönelik bir saldırı ihtimalinin uzak olduğunu söyleyen Barzan İso, "Ancak Türkiye bir şekilde Afrin’e karşı zamana yayılmış bir katliam planı yapmak istiyor. Şuanda Halep ve Afrin arasında var olan Haritan (Biyanun) ve Mare arasındaki koridoru kesip, Afrin’i tamamen kuşatma altına almak istiyor. Türkiye ambargo, kuşatma, açlık ve saldırılarla Afrin’e karşı zamana yayılmış bir soykırım planını uygulayabilir. Afrin’in buna karşı hem askeri hem de insani anlamda hazırlıkları var. Son süreçte izlediğimiz özellikle Seman Kalesi tarafındaki Türkiye’ye bağlı gruplar Şehba’da birçok kez saldırı denemesinde bulunsa da bir sonuç alamadılar. Bu durum da YPG’nin saldırılara karşı hazırlıklı olduğu anlamına geliyor. Genel olarak Afrin’in saldırılara karşı hazırlıklı olduğunu söyleyebilirim. Yakın süreçte şiddetli bir çatışma ihtimali gözükmüyor" diye konuşuyor.
‘RUSYA TÜRKİYE'YE GÜVENMİYOR'
Genel anlamda Erdoğan’ın dışta izlediği politikalara yönelik bir güvensizliğin söz konusu olduğunu belirten Barzan İso, sözlerini şöyle sürdürüyor: Özellikle 15 Temmuz Darbesi’nden sonra Türkiye, İran ve Rusya bloğuna kaymış durumda. Daha çok Rusya ve İran’la hareket ediyor. Ancak Şehba’ya baktığımızda Rusya’nın Türkiye’ye güvenmediğini görüyoruz. En azından Türkiye ile birlikte attığı adımların hesaplı ve karşı hamleleri de hazır. Türkiye’nin Rusya tarafından çizilmiş sınırları geçmesi halinde, Rusya’nın hazır bir hamlesi var. Örneğin Erdoğan yaptığı açıklamayla İdlib’in içinin kendilerinin çevresinin de Rusya’nın konumlanacağını söyledi. Bu çok önemli çünkü Rusya Türkiye’nin etrafını kuşatarak, Türkiye’ye güvenmediği durumu açığa çıkıyor.
ŞEHBA NEDEN ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİ İLAN EDİLDİ?
Türkiye’nin dış politikalarına yönelik güvensizliği örneklendiren Barzan İso değerlendirmelerini "Diğer yandan bugüne kadar Türkiye’ye ait uçaklar İdlib’de harekete geçmedi. Türkiye ve ona bağlı milis güçler Rusya’nın havadan desteğiyle karadan hareket ediyor. Bu da güvensizliğin bir diğer noktası. Üçüncü bir faktör de Şehba bölgesinin çatışmasızlık bölgelerinden biri olmasıdır. Peki Şehba neden çatışmasızlık bölgesi ilan edildi? Neden Rusya Suriye Demokratik Güçleri’nin kontrolünde bulunan bölgeye kendi askerlerini getirip bir çatışmasızlık bölgesi ilan etti? Bu durumda Rusya’nın Türkiye’ye güvenmediği durumunu açığa çıkarıyor. Aynı zamanda Türkiye o bölge üzerinde İdlib ve Ezaz arasında bir koridor açmak istiyor. Bu durumsa Rusya açısından bir risk oluşturuyor. Çünkü bir yandan İran kontrolündeki Nübul ve Zehra yolu kesiliyor diğer yandan da Halep üzerinde bir tehlike oluşturuyor. Bu nedenden kaynaklı Rusya da Şehba bölgesine kendi askerlerini yerleştirip, Şehba’yı da çatışmasızlık bölgelerine dahil etti" sözleriyle tamamlıyor.