‘Belirsizlik ekonomiyi yoruyor’
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali: Türkiye çok ciddi imaj sorunu da yaşıyor. Olduğundan daha fazla bir şey yaşıyor. BURSA – İş Bankası Genel...
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali: Türkiye çok ciddi imaj sorunu da yaşıyor. Olduğundan daha fazla bir şey yaşıyor.
BURSA – İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Bursa’da gazetecilerle bir araya geldi. Kredi notunun düşürülmesinin ülke için olumlu olmadığını kaydetti.
Referandum sonrası, belirsizlik sürecinin devam etmesinin ekonomiyi yoracağını söyleyen Bali şunları ifade etti;
"Önemli olan, bundan sonra daha olumluya gitmesi anlamında trendin nasıl olacağı… Referandum sonrası Türkiye'nin gündeminin burada çok etkili olacağını düşünüyorum. Referandumdan sonra işimize gücümüze dönüp hepimiz kendi rollerimizin gereğini yapmaya mı devam edeceğiz? Yoksa bir başka tarihe ya da gündeme odaklanıp bekleyiş haline mi gireceğiz? Ekonomiyi yoran süreçlerden bir tanesinin bu bekleyiş süreci, belirsizlik hali olduğunu düşünüyorum."
Adnan Bali enflasyonun yükselmeye devam etmesi, iç dengelerin onarılmaz hale gelmesinin ciddi erozyon yaratacağını söyledi;
"Kurumların yüzde 98'i öz kaynaklarını bu ülkenin iyi günlerinde biriktirdi. Şimdi zorluk dönemi geldiyse, bunların biriktirildiği gibi adreslerinde aynı karşılığı bulabilecek yapıcılıkta yönetilmesi gerekiyor. Aslında bu çok özel bir vazgeçiş ya da lütufta bulunma hali değil. Sistemik bir riske maruz kalındığında sizin son dönemdeki sınırlı kazanımları elde ettiğiniz birtakım taktiksel hareketlerinizin ne faydası var ki… Bu ülkenin enflasyonu yüzde 15-20'lere giderse, döviz kuru, dış açığı, iç dengeleri onarılmaz hale gelirse, sizin biriktirdiğiniz öz kaynağın değeri o gün itibarıyla çok ciddi erozyona uğrar."
‘ARABA KIRMIZI BÖLGEDE’
Sermaye Yeterlilik Rasyosunu’nu (SYR) arabanın yakıt göstergesine benzeten Adnan Bali, konuşmasında şunların altını çizdi;
"Eğer ibre kırmızı bölgeye geçtiyse arabayı huzurlu kullanamazsınız. ‘Nerede istasyon var' diye arayış içinde olursunuz. Bu sürede yakıt tüketimini en aza indirecek şekilde aracı kullanırsınız. Zamanında sektörün SYR oranı yüzde 18 iken, yüzde 12'ye geniş bir dalga boyu varken, karlı olan olmayan her işe girebiliyorduk. Çünkü bunlar gelir yaratıyordu. Fakat SYR, yüzde 15'in altına gelmeye başlayınca, bir de piyasalarda çok ciddi dalgalanmalar nedeniyle SYR artı, eksi yönde 2 puan değişmeye başlayınca kredi politikalarımızı daha hassas değerlendirmek zorunda kaldık. Bu defa bunun terbiyevi yönü de oldu. Karlı, karsız her işe atlamak gibi bir noktadan çıkıldı. Çünkü bankacılık sistemi de bu matematiğin çalışmaz hale gelmesinde sadece aracılık maliyetleri, yenilen cezalar, sistemin dışından kendisine getirilen yüklerle değil, maalesef kendisi de izlediği agresif, irrasyonel, sürdürülebilir olmayan rekabet politikalarıyla da bunu yaptı."
‘TÜRKİYE ÇOK CİDDİ İMAJ SORUNU YAŞIYOR’
Türkiye’nin çok ciddi imaj sorunu yaşadığını belirten Bali; "Not sürecinin teknik tutarlılığı açısından aslında sorgulanması gereken bir noktadır. Bu kadar da ağır cezalandırılmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Türkiye çok ciddi imaj sorunu da yaşıyor. Olduğundan daha fazla bir şey yaşıyor. Biz dünya ticaretinden yüzde 1 pay alıyoruz. Yüzde 1 pay alan bir ülke orantısal olarak, örneğin dış basında da yüzde 1 yer almalı. Bir yılda yüzde 1, üç-dört haber demektir. Niye haftada üç-dört haber oluyoruz? O mecralar niye bu kadar açık Türkiye'ye? Bunu izaha muhtaç buluyorum. Almanya'da eğlence kanalları bile bizim memleketin meselelerine ayrılmış" dedi.
Bir gazetecinin "Demek ki mizah malzemesi olmuşuz" değerlendirmesi üzerine Bali, "Ölüm ilanı vermeye kalksanız o mecraların bir fiyatı var. Öyle olduğunu düşünmüyorum. O konsantrasyonun bir izahı lazım" diye konuştu.