Bitpazarı bile lüks oldu: 250 TL’lik mont için pazarlık
İZMİR - Havaların soğumasıyla kış hazırlıkları da başladı. Alım gücü her geçen gün düşen ve yüksek enflasyon altında ezilen halk kışı nasıl geçireceğinin hesabını yapıyor. İzmir’deki dar gelirli yurttaşların kış alışverişinin adresi ise bitpazarı.
EN ÇOK EMEKLİLER VE ÖĞRENCİLER ALIŞVERİŞ YAPIYOR
Ekonominin durumu bitpazarını da etkiliyor. Yağmurlu ve fırtınalı havaya rağmen pazar sabahının ilk saatlerinde çok sayıda İzmirli bitpazarının yolunu tutmuş. Özellikle emekli ve öğrenci sayısındaki artış dikkat çekiyor.
KIYAFET TEZGAHLARININ SAYISI ARTMIŞ
Bitpazarına girer girmez gözümüze çarpan ilk şey kıyafet tezgahlarındaki artış oluyor. Pazardaki iki tezgahtan biri kıyafet ve ayakkabı tezgahı. Antika ürünlerin satıldığı tezgahların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. İkinci el kitapların bulunduğu tezgahlar ise tek tük göze çarpıyor.
'MONTLAR 250, KOT PANTOLON VE GÖMLEK 50 TL'
İlk durağımız kıyafet tezgahlarından biri. Bizi Abdülselam Yılmaz karşılıyor. Bitpazarının en eskilerinden. Kışlık kıyafetlere son bir aydır çok rağbet olduğunu belirten Abdülselam Yılmaz, "Şu anda işlerimiz çok iyi. Satışlardan memnunuz. Mont ve parke satılıyor. Ama her dönem kot pantolon, gömlek satılıyor. Montlar, 250-300 TL’den başlıyor. Kot pantolonlar, gömlekler 50 TL. Çoğu marka ürünler. Yine de pazarlık yapıyor insanlar. Biz de anlayışla karşılıyoruz, biraz daha indirim yapıyoruz" diyor.
'HER KESİMDEN İNSAN GELİYOR'
Her geçen yıl satışların daha da arttığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam ediyor:
"Ailecek mont sattığımız da oluyor. Bir aile üç-dört tane birden alıyor. Dışarıda bir montun fiyatına burada dört tane alabiliyorlar. Açık olduğumuz günler 25-30 tane sattığımız oluyor. Bize artık her kesimden artık insanlar geliyor. Öğrencisi de geliyor, emeklisi de geliyor. Avukat bir müşterim de var."
'İKİNCİ ELE RAĞBET FAZLA'
Kışlık bot ve ayakkabıların olduğu tezgahlarından birinin yanına yaklaşıyoruz. Tezgahta yeni ayakkabılar da var ikinci el ayakkabılar da var. Yeni botların fiyatları 300 TL ama pazarlıkta bir miktar daha da düşüyor. Yıllardır bitpazarında tezgah açan Levent Değirmenciler, "Krizle birlikte bit pazarına rağbet arttı ama bu sene işler beklediğimiz şekilde gitmiyor. İnsanlar 300 TL de olsa ayakkabı alamıyor. Dışarıda bu botlar 1200 TL. Geçtiğimiz kış ayakkabı yetiştiremiyorduk. Bizim satışlarımız iyi değil ama ikinci el tezgahları olanlarınki daha da iyi. İnsanlar bit pazarındaki sıfır ürünü bile alamıyor" diyor.
'200 TL'YE AYAKKABIYI ZOR SATIYORUZ'
Krizin halkı daha da çıkmaza soktuğunu dile getiren Levent Değirmenciler,"Artık bit pazarı bile lüks gelebiliyor. İnsanların kredi kartları dolmuş. Herkes kredi kartlarına sarılmış durumda. Toptan olarak 200 TL’ye aldığımız ayakkabıyı 200 TL’ye zor satıyoruz. İnsanlar hep ucuza koşuyor. İnsanların gelir düzeyi düşük. Kazancıyla gideri birbirini karşılamıyor, belirli bir kesim hariç. Dayanmaya çalışıyoruz. Allah yardımcımız olsun" diyor.
'TANIDIK BİRİNİ GÖRÜNCE GÖRMEMEZLİKTEN GELİYORUZ'
Tezgah başlarında alışveriş yapan İzmirliler ise konuşmaya çekiniyor. Fotoğrafının çekilmemesi koşuluyla konuşan emekli Aysel Hanım, 7 bin 500 TL emekli maaşı aldığını , eşinin de işçi emeklisi olduğunu belirterek şunları anlatıyor:
"Kira da ödediğimiz için geçinmek için iyice zorlaşıyor. Mecburen bitpazarının yolunu tutuyoruz. Eskiden antika ürünler için gelirdik ara sıra, şimdi ise kıyafet almaya. Bu ülkenin halini gösteriyor. Sıfırını nasıl alalım emekli halimizle. Kendime bir mont ve pantolon aldım. 300 TL dedi, pazarlıkla 250 TL'ye anlaştık. Bedenine uygun, temiz bir şey bulabilirsen şanslısın. Bir çok arkadaşım geliyor buraya. İnsanlar çekiniyorlar. Tanıdık birini görünce görmemezlikten geliyoruz, denk gelmemeye çalışıyoruz. Ama ne yapalım ancak hali hazırda elimizden gelen bu."
'KIZIM PEMBE BİR AYAKKABI İSTEDİ'
Ayakkabı tezgahlarından birinde sohbet ettiğimiz Murat da gündelik işlerde çalışarak geçimini sağlıyor. Murat da kızı için bot almaya gelmiş:
"Kızımın ayakkabısı su alıyormuş, tamir edilecek gibi değil. Geçen okula giderken ayağı ıslanmış, hasta olmuş. Bizim bir sosyal güvencemiz de yok. Sigortalı işlerde çalışmıyorum. Kimse işe almıyor. Günübirlik inşaat işi olmasa kağıt, hurda topluyorum. Kızım pembe bir ayakkabı istedi. Şimdi tezgah tezgah bütçeme uygun bir tane var mı diye bakıyorum. Kendimiz için bir şey almaktan vazgeçtik artık."