Dersim, Bingöl ve Bitlis’te bal rekoltesi yüzde 50 düştü

Dersim, Bingöl ve Bitlis’te bal rekoltesi yüzde 50 düştü
Bal hasadının başladığı Dersim, Bingöl ve Bitlis’te rekolte düştü. Üreticilere göre bal üretiminde düşüş yaşanmanın nedeni iklim değişikliği. Girdi maliyetlerinin yükseldiği, üretimin azaldığı bölgeye destek verilmezse birçok üretici iş yapamayabilir.

Remzi BUDANCİR


Artı Gerçek - Küresel iklim değişikliği, kuraklık ve doğa tahribatı en çok arıları etkiledi. Küresel iklim krizine yoğun baraj yapımı, orman kıyımı, doğa tahribatı da eklenince sorun daha da derinleşti. Yayla ve dağlık olan bölgelerde yapılan barajlar geniş bir coğrafyayı etkiledi, iklim ılımanlaştı. Değişen iklim, çiçek ve bitki türlerinin azalmasına neden oldu. Bu değişiklik arıcıları olumsuz etkiledi. Bölgede bal üretimin en yoğun olduğu Dersim, Bingöl ve Bitlis’te 2022 yılına oranla bal rekoltesi neredeyse yarıdan yarıya düştü. Bal üretiminde düşüş yaşanması üreticileri olumsuz etkiledi. Dersim Arıcılar Birliği Başkanı Kazım Doğan, Bingöl Arıcılar Birliği Başkanı Ali Aba ve Bitlis Arıcılar Birliği Başkanı Medeni Avcil bal üretiminde yaşanan düşüş, bu düşüşün nedeni ve üreticilerin yaşadığı sorunlara ilişkin Artı Gerçek’e konuştu.

DERSİM: BAL REKOLTESİNDE DÜŞÜŞ VAR

Kazım Doğan

Bal rekoltesinin düştüğü yerlerden biri Dersim. 2022 yılına oranla bal üretiminde 4’de birinde düşün yaşandığını anlatan Dersim Arıcılar Birliği Başkanı Kazım Doğan, bal rekoltesinde düşüş yaşanmasının nedenini küresel iklim değişikliğine bağla mevsimler olduğunu söyledi. İklim değişikliğinden kaynaklı artık ilkbaharın yaşanmadığını anlatan Doğan, “Yaz ve Kış gibi iki mevsime sıkıştı arıcılık. Örneğin bu sene yağışların bol olmasına rağmen hava soğuktu. Ana etkenlerden bir tanesiydi. Yetiştiricilik açısında da sıkıntılar var ama bu yetiştiricilik açısından yaşanan sıkıntılar telafi edilebilir sıkıntılar. Sorun daha çok havaların anormal seyrinde. Bu Dersim’e özgü bir durum değil, ülke genelinde yaşanan bir sorun” dedi.

‘BARAJLAR ARI SAHASINI BİTİRİYOR’

Dersim endemik bitki çeşitliliği açısından zengin olsa da, bölgede yoğun baraj yapımı ve doğa tahribatı da yaşanıyor. Erzincan’dan Bingöl’e, Elazığ’a uzanan hatta çok sayıda baraj yapıldığı gibi, bölgede madencilikle ilgili faaliyetler de var. Bu uygulamaların arıları olumsuz etkileyip etkilemediğine ilişkin soruya Doğan, “Tabi ki bunlar da etkiliyor. Barajlar buna etken. Barajlar daha çok arı sahasını bitiriyor. Nemi sağlıyor. Ama tabi en büyük problem iklim değişikliği” cevabını verdi.

YERELE UYGUN ARI IRKLARI, ARI ADAPTASYONU ÇALIŞMASI

Bal üretiminde düşüş yaşanması arı üreticileri olumsuz etkiledi. Ancak hala geç değil. Mevcut iklime göre bir dizi çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Doğan, şunları söyledi: “Üreticiler ürünün 4’de birini kaybetti. Bu gibi meselelerde arıların ıslahı gerekiyor. Buna ilişkin çalışma yapılmalı. Yerele uygun arı ırkları, arının doğaya adaptasyonu sağlanması gerekiyor. Yetiştirici daha çok piyasa koşullarında denetimlerin doğru yapılmadığı ana arı istasyonlarında arı temini yapıyor. Bu önemli bir etken. Doğayla uyumlu arı ırkları olsa mevsimi tahmin edecek, ona göre hazırlığını yapacak. Yetiştiricilik noktasında arıcıların eğitimi gibi eksiklikleri var. Her yıl bütün birlikler bunu yapmasına rağmen çok fazla rağbet görmüyor.”

BİNGÖL: BAL REKOLTESİ YÜZDE 50 DÜŞTÜ

Bal rekoltesinin düştüğü kentlerden biri de Bingöl. Dersim’le komşu olan, benzer coğrafyaya sahip olan kentin doğası arıcılık için oldukça uygun. Bal hasadının başladığı Bingöl’de 2022’ye göre rekoltede yüzde 50 düşüş yaşandığını anlatan Bingöl Arıcılar Birliği Başkanı Ali Aba, rekoltenin düşük olmasının ne önemli nedenin iklim değişikliği olduğunu söyledi. Bu yıl İlkbahar’da havaların soğuk geçtiğini hatırlatan Aba, “Yaz mevsiminde ise havalar aşırı derecede ısındı. Bu da çiçekte nem oranının kaybolmasına neden oldu. Kısacası rekoltenin düşmesi iklim değişikliğinden kaynaklanıyor” dedi.

Ali Aba

Bölgede yoğun olan barajların bal üretimine etkisinin olup olmadığına ilişkin soruya Aba, “Bu aslında genel bir sorun. Barajlarla bir alakası yok” cevabını verdi. Üreticilerin rekoltenin düşük olmasından dolayı bu yıl ciddi sorun yaşayacağını belirten Aba, “Tarım Bakanlığı arıcıları desteklemeli. İlkbahar ve Sonbahar mevsimlerinde arıların beslenmesi konusunda destek sunulabilir. Varroa ile mücadele kapsamında ilaç desteği olabilir. Mazot desteği olabilir. Bu destek belki bir nebze olsun rahatlatabilir. Üreticiler biraz nefes alabilir” diye konuştu.

BİTLİS: GEÇEN SENEYE ORANLA ÜRETİMİN YARISI YOK

Zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Bitlis’te de rekolte oldukça düşük. 2022 yılına oranla üretimin yarıdan yarıya düştüğünü anlatan Bitlis Arıcılar Birliği Başkanı Medeni Avcil, diğer üreticiler gibi bal üretimin düşmesini iklim değişikliğine bağladı. İklim değişikliği nedeniyle Bitlis’te rekoltede yüzde 50 oranında düşüş yaşandığını anlatan Avcil, “Geçen yıla oranla ürünün yarısı kadar kayıp var. Ürün kaybının nedeni mevsim kaymasıdır. Geçen yıl Kış geç geldi. Kışımız bahara, baharımız da Yaz’a sarktı. Yani soğuk geçti. Yaz’ı da dikkat edin şu an birçok dönemden daha çok sıcak bir iklim yaşıyoruz. Buda sonbahara sarktı. Ne kadar çiçek olursa olsun havada belirli bir nemin olması lazım. Bu sene hava kuru geçti. Güney rüzgarları çiçekleri ve otları kurutuyor. Ben buna bağlıyorum” dedi.

Medeni Avcil

‘GİRDİLER YÜZDE BİN ZAMLANDI’

Üreticiler bu sene rekolte düşüklüğü nedeniyle sıkıntı da yaşayacak. Buna ilişkin ne tür adımlar atılması gerektiğine ilişkin Avcil, atılacak adımların çok olduğunu ancak kimsenin arıcıların sesini duymadığını söyledi. Arıcılığın oldukça maliyetli bir iş olduğunu hatırlatan Avcil, “Bakın arıcılık çok pahalı bir şey. Girdisi çok maliyetli. Geçmişe oranla çok zorlaştı. Çiftçiler desteklenmese bu sektör ölür” dedi. Arının beslenmesinde kullanılan malzemeler, hasatlığa karşı kullanılan ilaçların fiyatlarının çok yüksek olduğunu anlatan Avcil, “Arıcılar kışın kolonileri beslemek için şeker kullanırlar. Dünyanın her yerinde böyledir. Biz buna besleme şekeri diyoruz. Bal üretmek amacıyla vermiş oldukları bir şey değil. Buna defalarca zam yapıldı. Şu anda bir torba şeker bize bin 250- 300 TL olarak yansıyor. Çiftçi bu maliyeti karşılayamaz. Sadece şeker değil tüm kalemler öyle. Her şeyi şeker gibi düşünün. İlaç, mazot hepsi. Bakın bal fiyatları yüzde 50 artsa, bizim girdilerimiz yüzde 1000 artıyor. Masraflarımızı düştükten sonra pek bir şey kalmıyor. Toplum nezdinde bal zorunlu bir gıda maddesi değil. Peynir, zeytin gibi değil. Lüks bir tüketim maddesi gibi görülüyor. O yüzen sürdürebilmek zordur. Mutlaka buna bir çözümün bulunması lazım” diye konuştu.

‘ARICILIK SAHİPSİZ BİR SEKTÖR’

Arı üreticilerinin desteklenmediğini, bu alanın göz ardı edildiğini aktaran Avcil, “Üreticiler desteklenmeli. Arıcılık sektörü sahipsiz bir sektör. Söylüyoruz, dilimizde tüy bitiyor. Bir şey yok. Topluyorlar bizi, çalıştay yapıyorlar. Önerilerimizi alıyorlar. Fikirlerimizi alıyorlar söylüyoruz yine ortada bir şey yok. Doğrusu insan bu çalışmalara artık katılmak istemiyor. Söyledikleriniz hiçbir anlam taşımıyor. Dostlar alışverişte görsün diye yapılan toplantılar. Başka bir işe yaramıyor” sözleri ile tepkisini dile getirdi.

Öne Çıkanlar