Ekonomistler TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarını eleştirdi: 'Alım gücünü düşürmeyi hedefliyorlar'

Ekonomistler TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarını eleştirdi: 'Alım gücünü düşürmeyi hedefliyorlar'
TÜİK yıllık enflasyonun yüzde 71,6'ya düştüğünü açıkladı; ENAG ise yüzde 113,08'le zirveye işaret etti. Ekonomistler, TÜİK'in enflasyon rakamlarının güvenilirliğini sorguluyor: "Manipülatif veriler... Alım gücünü düşürmeyi hedefliyorlar."

Artı Gerçek - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK'e göre tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) aylık artış yüzde 1,64 olurken, yıllık enflasyon yüzde 75,45'ten yüzde 71,6'ya geriledi. Bağımsız araştırmacılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise haziran ayı yıllık enflasyonunu yüzde 113,08 olarak açıkladı.

Yılın ilk altı ayındaki enflasyon da, TÜİK'e göre yüzde 24,73 olarak ölçüldü. Memur ile emeklilere yapılacak zam oranları bu rakamlara göre belirlenecek. SGK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 24,73 zam alacakken, memur ve memur emeklileri yüzde 10 toplu sözleşme artışının üzerine, enflasyon farkı nedeniyle yüzde 19,3 zam alacak.

Kira zam oranları da değişti. İki yıl süren yüzde 25 tavan zam uygulaması sona erdi ve artık kira artışları enflasyon oranına göre belirlenecek. Kira artış oranında temel alınacak 12 aylık enflasyon, haziran ayında yüzde 65,07 olarak ölçüldü.

TÜİK'in verileri ekonomistlerden tepki çekerken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise dezenflasyon sürecinin başladığını iddia etti. 'Ekonomik başarılarından' söz eden Şimşek, “Finansal istikrar, sürdürülebilir cari açık, rezerv birikimi ve gri listeden çıkış gibi birçok alanda elde ettiğimiz başarıyı programımızın ana hedefi olan dezenflasyonda da belirgin bir şekilde göreceğiz” dedi.

'TÜİK’İN ACİL OLARAK GÜVEN İNŞA ETMESİ LAZIM'

Peki, TÜİK verilerini ekonomistler nasıl değerlendiriyor?

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden iktisatçı Prof. Dr. Öner Günçavdı, açıklanan verilere müdahale edildiğini düşündüğünü söyleyerek “TÜİK’in acil olarak güven inşa etmesi lazım” dedi

Günçavdı şunları söyledi:

“TÜİK’in rakamları beklentilerin çok altında gerçekleşti. Kamuoyunun önemli bir bölümü bir düşüş bekliyordu ama bu düzeyde değil. Beklenti anketlerinde bakarsak, Anadolu Ajansı’nın beklenti anketi 2.3 civarındaydı. Merkez Bankası 2 buçuk veriyordu. Resmi kurumlar yüzde 2.5 deyince, en azından bu civarlarda bir şeyler olur diye bir beklenti oluştu. İTO 3.4 vermişti. ENAG da 4 diyor ama bir düşüş eğilimini gösteriyor. Bütün öncül tahminler haziran ayında bir düşüş gösteriyordu. Ayrışma bu düşüşün boyutuyla ilgiliydi. TÜİK bunların hepsinin altında azaldı.

Dikkatinizi şuna çekmek isterim, geçen sene mayıs ayında da neredeyse sıfır olmuştu, o zaman da böyle bir tartışma yaşamıştık. Ama ondan sonra Mehmet Bey göreve gelince yaptığı kur ayarlamaları ve vergi artışlarıyla temmuz ve ağustosta aylık enflasyon yüzde 9'ları aştı. 1.6 beklentilerin altında. Biraz konjonktürel bir eğilimi işaret ediyor.

Ama asıl sorun kamuoyunda çok uzun zamandan beri TÜİK’e yönelik bir güven eksikliği var. Beklentilerin de altında böyle bir rakam açıklanınca bu güvensizlik depreşti ve vatandaş haklı olarak güvenmediğini açık etti. Bu rakam benim açımdan tek bir şeyi gösteriyor, TÜİK’in acil olarak güven inşa etmesi lazım. TÜFE’ye müdahale ettiklerini, ona ben de inanır noktaya geldim. Ekonomi yönetimi, TÜİK’i kullanarak manipüle ediyor izlenimi edindim.”

'ALIM GÜCÜNÜ DÜŞÜRMEYİ HEDEFLİYORLAR'

Çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, Şimşek’in “Dezenflasyon süreci başladı” açıklamasını eleştirerek, “Enflasyonu düşürmenin yegane yolu olarak alım gücünü düşürmeyi ve talebi düşürmeyi hedefliyorlar” dedi.

Çelik şöyle konuştu:

“Gerçek durumu yansıtmayan manipülatif veriler. Enflasyonu bastırarak ücretlere daha az zam yapmanın yolu diye düşünüyorum. TÜİK verileri üzerindeki şaibe devam ediyor. TÜİK’ten gelen veriler Şimşek’in elini güçlendiriyor. Sonuçta enflasyon hem baz etkisi hem de TÜİK’in hesaplamasıyla düşecek, 75’lerden 71’lere düştü. Önümüzdeki aylarda da düşürmeyi hedefliyorlar. Baz etkisi sebebiyle biraz daha düşecek. Zaten TÜİK kendisine bağlı. Bunları önceden biliyordu, ne açıklanacağını diye düşünüyorum. Gelen veriler bunu teyit ediyor. Gelen veriler hükümetin verilerine uygun olabilir ama hayatın olağan akışına uygun değil. Enflasyonu düşürmenin yegane yolu olarak alım gücünü düşürmeyi ve talebi düşürmeyi hedefliyorlar. Asgari ücrete zam yapılmaması, emekli ve memur aylıklarına düşük zam yapılması talebin kısılması anlamına geliyor. Dezenflasyon süreci dedikleri aslında alım gücünü bastırmak olarak da şekilleniyor."

'TÜİK TEHLİKELİ BİR OYUN OYNUYOR'

Ekonomist ve yazar Güldem Atabay, açıklanan verilere dair “TÜİK tehlikeli bir oyun oynuyor” dedi.

Atabay'ın açıklamaları şöyle oldu:

“İTO’nun haziran enflasyonu yüzde 3,4’e karşılık TÜİK yüzde 1,64 açıkladı. Yıllıkta yüzde 82’ye karşılık yüzde 72. Aradaki farkın aylık bazda da yıllık bazda da genişlemeye başlaması olumlu bir durum değil. Veriler inandırıcı olmaktan çok uzak. Tam da maaş-emekli aylığı ayarlamalarının yapıldığı haziranda bu veri kamuoyunun TÜİK ile ilgili endişelerini haklı çıkaracak nitelikte. Madde fiyat detaylarını açıklamaya mahkeme kararına rağmen direnen, direnişini elimde veri tutmuyorum diyerek destekleyen TÜİK yine tehlikeli bir oyun oynuyor. Haziran ayı özelinde memur ve emekli maaşlarındaki ayarlamanın son adımı oluşturacak enflasyon verisinin bekleneni bu kadar altında kalması çok tartışma yaratacak.

'TÜİK'İN BU HALİ DÖNÜP DOLAŞIP ŞİMŞEK'İN ELİNİ ZAYIFLATACAK'

Esasında bu durumun varacağı yer, zaten beklentilerden yansıdığı üzere, Şimşek’in ekonomi politikasını dayandırdığı verilere olan inancın daha da aşınması. TÜİK’in bu halinin dönüp dolaşıp Şimşek’in elini zayıflatacak olması. Temmuz ayı elektrik zammı ve diğer fiyat ayarlamaları, temmuz-ağustos yoğunlaşacak olumu baz etkisi ile yıllık enflasyonda düşüş seviyesi bugün daha önemli oldu. Haziran verisine bakarak sene sonu enflasyon beklentimi değiştirmiyor ve %45’te tutuyorum. Asgari ücretli zam almayacak. Şimşek’in referansı şirketlerin rekabet gücü ve sermaye tarafı odaklı. Açlık ve yoksulluk sınırı seviyesi ve sene sonunda varacağı yer odağında değil. Emeklinin durumu ise bu enflasyon verisinden yansıyan zam oranı ve gerçek hayat pahalılığı karşında çok daha zorlaşacak. Sabit gelirliyi 2024’ün ikinci yarısı çok zorlu günler bekliyor” (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar