Elektrikli otoda tebliğ isyanı: 'İflas ederiz'

Elektrikli otoda tebliğ isyanı: 'İflas ederiz'
Elektrikli araç ithaline ilişkin yeni tebliğ tartışmalara neden oldu. Özellikle Çin'den elektrikli oto ithalatına ağır şartlar getirildi ve 30 gün süre tanındı. Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği "İflaslar kaçınılmaz olacaktır" uyarısında bulundu.

Artı Gerçek - Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneğince (OYDER), bazı elektrikli araçların ithalatına ilişkin tebliğe yönelik eleştiri ve önerilerde bulunuldu.

OYDER'den yapılan yazılı açıklamada, Ticaret Bakanlığı tarafından 29 Kasım 2023 tarihinde çıkarılan 'Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ' ile Avrupa Birliği menşeli ve Serbest Ticaret Anlaşmaları ile Türkiye'ye ithal edilen araçlar haricindeki tüm elektrikli araçların ithalatı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı veya yetki verdiği kurumca düzenlenen 'izin belgesine' bağlı hale getirildiği anımsatıldı.

'30 GÜNDE YERİNE GETİRİLMESİ İMKANSIZ BİRÇOK ŞART İLERİ SÜRÜLDÜ'

Açıklamada, "İzin belgesinin temini için 30 gün süre verilmiş ve bu süre içerisinde yerine getirilmesi imkansız birçok şart ileri sürülmüştür. Bu şartların yerine getirilmemesi halinde araçların ithalatına izin verilmeyeceği ve ilgili markanın etkilenen modellerinin Türkiye’de satışının durdurulacağı ifade edilmiştir. Türkiye'de otomotiv sektörünün tamamı yerli ve milli sermayeden oluşan yaklaşık 5 milyar dolar ile en yüksek yatırım seviyesine sahip yetkili satıcılık teşkilatları açısından, ticaretin sürdürülebilirliği ilişkin bu tebliğ önemli sakıncalar doğurmuştur" denildi.

'TİCARET DURACAK, SÜREÇLE İFLAS KAÇINILMAZ OLACAK'

OYDER'in açıklamasında, yetkili satıcılık mesleği açısından ortaya çıkan sakıncalar şu şekilde özetlendi:

"1-Tebliğin yayınlanmasından önce ülkemize ithalat izni almış ve satışına başlanmış olan marka ve modeller için distribütörler ile yetkili satıcılar arasında bayilik sözleşmeleri imzalanmış ve markanın belirlediği standartlara uygun yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Yeni tebliğ ile ilgili markanın modellerinin ülkemize ithalatı duracağı için, yeniden izin belgesi alınana kadarki süreçte yetkili satıcıların araç kaynağı kesilecek ve ticaret tamamen duracaktır. Bu markalara yatırım yapmış olan yetkili satıcılar için ilk etapta zarar, sürecin uzaması halinde de iflas kaçınılmaz olacaktır.

2-Tebliğ ile distribütörlerin 7 bölgede 20 adet TS 12047 ve TS K 646 belgeli servise sahip olmaları şart olarak ileri sürülmüştür. Ülkemize ithalat yolu ile gelen tüm araçlar için aslında geçerli olan bu hüküm sadece elektrikli araçlar için distribütörün sahibi olması şartı ile genişletilmiştir. Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yetkili satıcılar, üretici standardında yetkili servisler ile bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmektedir. Yeni hüküm ile tüm bölgelerde yetkili satıcılar kendi yaptıkları yatırımlarına karşılık bir de distribütörün aynı işkoluna yatırım yapması sonucu ile karşılaşıp rekabet etmek zorunda kalacaklardır. İşveren statüsündeki distribütör ile aynı alanda rekabet etmek yetkili satıcılar açısından verimsiz bir yatırıma neden olacaktır.

3-Yeni yayınlanan tebliğ tüm markaların en az 40 çalışan ile bir çağrı merkezi sahibi olmasını da amir hüküm olarak getirmektedir. Yetkili satıcıların gerçekleştirdiği satışların ardından servis ihtiyacı doğan tüketiciler yetkili satıcılar ile bu ihtiyaçlarını gidermek yerine çağrı merkezi aracılığıyla distribütörün sahibi olduğu servislere yönlendirilecektir. Bu da serbest rekabet açısından ayırımcılık doğuracak ve yetkili satıcıların iş hacminde önemli bir düşüşe neden olacaktır. Zaten elektrikli araçların içten yanmalı araçlara göre çok daha az servis girişine ihtiyacı olması nedeniyle düşecek olan iş hacmi, çağrı merkezi ve distribütörün sahibi olduğu servisler nedeniyle iyice azalacaktır."

OYDER'İN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

OYDER, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:

1-Tebliğe eklenen distribütör tarafından sahip olunan 7 bölgede 20 servis ibaresi, yetkili servisleri kapsayacak şekilde değiştirilmeli ve üretici standardında servis veren yetkili satıcılar ile yapılan anlaşmanın kapsam içinde değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Yetkili satıcılar 50 yılı aşkın süredir gerçekleştirdikleri görevi TSE’nin belirlediği standartlarda yapmaya devam etmeli ve distribütör ile rekabete girmek zorunda bırakılmamalıdır.

2. Tebliğ ile getirilen eğitim ve çağrı merkezi şartları için hem distribütöre hem de yetkili satıcılara gerekli altyapıyı hazırlamak için makul bir süre tanınmalıdır. Henüz ne MYK tarafından ne de TSE tarafından bir eğitim müfredatı hazırlanmadığı için verilen 1 ay süre içerisinde bu eğitimlerin tüm çalışanlar için tamamlanması imkansızdır. Bu sürenin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.

3. Tebliğ öncesinde ithalat iznini alarak satışına başlanmış marka ve modeller için ithalat izin belgesinin temini için verilen sürenin uzatılması ve tamamlanmış yatırımları bulunan yetkili satıcıların mağdur edilmemesi gerekmektedir. Bu sebeple, tebliğin bu marka ve modeller için başlangıç süresinin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.

Elektrikli araçların satışı ve kullanımı sırasında tüketici mağduriyetini engelleyecek her türlü tedbirin yanında olduğumuzu ancak bu bakışın menşei fark etmeksizin tüm elektrikli araçlar için geçerli olmasının da serbest rekabet açısından önemli olduğunu ifade etmek isteriz."

Açıklamada ayrıca, "Ülkemizde hiçbir yetkili satıcısı olmayan, servis ağı kurulmamış bazı markaların sadece üretildikleri ülke kapsam dışında olduğu için mağduriyet yaratmasının da bu şekilde ortadan kaldırılacağına inanıyoruz" ifadeleri de yer aldı.

Öte yandan söz konusu tebliğ özellikle Çin ve Japonya'dan elektrikli oto ithalatını etkileyecek. Ticaret Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan bilgiye göre, STA müzakereleri kapsamında 3 ülke (Japonya, Tayland ve Endonezya) ile müzakereler aktif bir şekilde sürdürülüyor. Bu durumda, uzun vadede, Çin'den elektrikli oto ithalatı ve bu araçların satışını yapan bayiler için zorlu günler kapıda. (EKONOMİ SERVİSİ)

Öne Çıkanlar