Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Mahinur Şahbaz: 'Emekliler 2000 yılından beri sistematik olarak yoksullaştırıldı'
Esra ÇİFTÇİ
Artı Gerçek - Türkiye’de ekonomik krizle birlikte günden güne yoksulluk derinleşiyor. Bu yoksullaşmadan önemli oranda payını alanlar da emekliler. Pek çoğu açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren emeklilerin durumunu ve taleplerini Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Mahinur Şahbaz Artı Gerçek’e anlattı.
'EMEKLİLER SUÇLANIYOR, VARLIĞI SUÇ SAYILIYOR'
'Ekonomik krize çözüm' olarak lanse edilen paket ile krizin faturasının emeklilere, asgari ücretlilere ve sabit gelirlilere ödetildiğini söyleyen Şahbaz, enflasyonun sorumlusu olarak maaş zamlarının gösterilmesine de tepki gösteriyor:
“Bu dönemde iktidarların her alanda en iyi çalıştırdığı 'yanıltma aldatma korkutma ile irade sakatlama' mekanizması da olağanüstü işletiliyor. Her konuda uzmanlar, sağcısı solcusu fark etmiyor, ekranlarda emeklileri ve ekonomiyi konuşuyor. Çözüm yerine yeni sorunlar üretiliyor, emekliler suçlanıyor, varlığı suç sayılıyor."
“Bütün emeklilerin, hak, hukuk temelinde pazarlık yapma gücü örgütlü olarak kullanma haklarının teslim edilmesi gerekiyor. Altı ayda bir enflasyon yüzdesi duvarına çarpılmanın yaşamımızda olumlu bir karşılığı yok. Yoksulluk sınırı 60 bin TL’yi aşmış. Emekli aylıklarına yüzde 20-25 zam deniyor, bizlere karşı orantısız güç kullananlar bizi topluma suçlu olarak da gösteriyor. Sermaye biriktirme rant peşinde değiliz. Dolayısıyla ekonomik krizin, yüksek enflasyonun, iktidarların siyasi tercihle belirlediği emeklilik uygulamalarının sorumlusu da biz değiliz”
'ŞİMDİYE KADAR GÖRÜLMEMİŞ SERVET TRANSFERİ YAPILDI'
“Ekonomi konuşuluyor. Emekli yoksul perişan zor durumda deniyor. Herkes bunu biliyor, bunu sürekli gündem yaparak bugüne kadar emekliler lehine bir şey olmadı. 2000 yılından beri sistematik olarak yoksullaştırıldık. 2008’den sonra hızlı bir şekilde açlık sınırının altına çekilen aylıklarla muhtaç duruma düştük. Biz emekliler, EYT’liler Sosyal Güvenlik Sisteminin ticarileştirilmesinin, özelleştirilmesinin daraltılmasının mağdurlarıyız. Muhatabımız bizim çalışırken kazandığımız emeklilik haklarımıza hukuku geriye doğru işleterek el koyanlardır. Emekli primlerimizi fona devredip borsaya yatıranlardır. Yaşadığımız sorunlar iş bilmezlikten liyakatsiz kadroların beceriksizliklerinden değil, bildikleri işin temel tercihleriyle ilgilidir. Şimdiye kadar görülmemiş biçimde servet transferleri yapıldı”
'BÖYLE NASIL ENFLASYON DÜŞÜRÜLECEK?'
Emeklileri ve dar gelirlileri etkileyen en büyük sorunun gıda fiyatları olduğunu belirten Şahbaz, çiftçilerin desteklenmediği, hatta engellediğini belirterek, Diyarbakır-Mardin'de çıkan ve 15 kişinin ölümüne neden olan yangını da buna örnek gösteriyor:
“Seçimler nedeniyle ertelen elektrik zammı yüzde 38 ile başladı, devamı da gelecek ve her şeyi etkileyerek enflasyonu yükseltecek. Elektrik işlerinin kar ve birikim amaçlı şirketlere sözde ihalelerle verilmesi sonucu en son on beş insanımızın ölümüne ve binlerce dönüm buğday tarlalarının, meyve ağaçlarının, ormanların yüzlerce hayvanın yanmasına sebep oldu. 20 Haziran 2024 de Diyarbakır Mardin arasında başlayan yangınlarda ‘anız yaktılar’ diye çiftçiler suçlandı. Dicle Diyarbakır Elektrik Dağıtım Şirketleri’nin (DEDAŞ) gerekli yatırım ve onarımları yapmadığı, yangına elektrik tellerinin kopmasının neden olduğu anlaşıldı. Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi de bunu belgeledi. Uzun süredir Kürt Bölgesi sistematik olarak yoksullaştırılıyor. GAP Projesinde elektrik projeleri erken bitirildi. Sulama yatırımları ertelendi. Sulama eksik olunca çiftçiler elektriği tarımda kullanmak zorunda kaldılar. Doğru sulama alt yapısı yapmış olunsa kaçak elektriğe tenezzül etmeyecek insanlar. Ayrıca elektrik sayaçları direklerin tepesine yerleştiriliyor, aşağılayıcı onur kırıcı bir uygulama. Herkese elektrik kaçakçısı muamelesi yapılıyor”
'BU REJİMLE KAMUDA TASARRUF OLMAZ'
İktidarın, kamu açığı ve enflasyonla mücadele için hayata geçirileceğini belirttiği tasarruf tedbirlerinin de gerçekleşmesinin imkansız olduğunu belirten Mahinur Şahbas şöyle konuşuyor:
“Bu rejimle kamuda tasarruf imkânsız. 2013’de kamuda istihdam edilen kişi sayısı 3,1 milyon, 2023’ün son çeyreğinde bu sayı 5,1 milyona yaklaştı. 2 milyona yakın kişi ya iktidar partili ya iktidar referanslı iktidar ortağı partili, ya da tarikat referanslı kişiler. Bu devletin siyasi güç politikasıdır, stratejik bir şeydir, yönetilmesi imkânsız bir durum ortaya çıkmıştır. Bu çok büyük bir kara deliktir. Millete istenildiği kadar vergi salınsın, milletin parasını devamlı buraya akıtamazlar, bu kara deliği ilelebet beslemeleri mümkün değil. ‘Kamuda tasarruf’ deniyor ama kiralama adı altında masraflar alabildiğine artırılıyor”
'YOLSUZLUK VE İSRAF DEVAM EDİYOR'
Şahbaz, yolsuzluk ve israfın devam ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor:
“Şirketlere verilen, otoyol ve köprülerden geçen araç sayısı, havaalanlarında yolcu sayısı, hastanelerde hasta sayısı garantileri. Sadece Osmangazi, Çanakkale ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Avrasya Tüneli için verilen garantiler nedeniyle özel şirketlere ilk altı ayda 18 milyar 593 milyon TL ödenmiş. Yıllık rakam 40 milyar TL olur deniyor. Bu sadece geçmeyenler adına devletin ödediği kısım. Birde bunun üzerine köprüleri kullanan vatandaşların ödedikleri eklenirse miktarı düşünün! Abartısız iki üç yılda bu şirketlere ödediğimiz paralarla bunların hepsi yapılırdı”
SON DAKİKA... Memur ve emekli zam oranı kesinleşti: Mehmet Şimşek imzaladı
Emekliler TÜİK'in enflasyon rakamlarına tepkili: 'Nasıl geçineceğiz? Bize ölün diyorlar'