Eski MASAK Başkan Yardımcısı Ramazan Başak: Kara paradaki yoğunluğun temel nedeni uyuşturucu trafiği

Eski MASAK Başkan Yardımcısı Ramazan Başak: Kara paradaki yoğunluğun temel nedeni uyuşturucu trafiği
Kara para ve aklanmasına ilişkin konuştuğumuz Eski MASAK Başkan Yardımcısı Ramazan Başak, trilyon dolarların söz konusu olduğunu anlattı. Türkiye'de artan yoğunluğun ise uyuşturucu trafiğindeki artışın göstergesi olduğuna dikkat çekti.

Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ


ANKARA - Dilan-Engin Polat hakkındaki iddialarla birlikte kara para aklanması yeniden gündeme geldi. Suç potansiyelinin artmasıyla kara para ve aklanmasının tüm dünyada yoğunlaştığına dikkat çeken Eski MASAK Başkan Yardımcısı Ramazan Başak'a göre, buna karşı uluslararası sıkı işbirliği ve suç örgütleriyle güçlü bir mücadele gerekiyor. Başak, suç örgütleriyle mücadele etmeden kara paranın önlenmesinin mümkün olmadığına da dikkat çekiyor.

KARA PARA AKLAMA YÖNTEMLERİ NELER?

Türkiye’nin ekonomik işleyişini takip edenler kara para (uluslararası arenada tüm yasadışı faaliyetlerden elde edilen mal, para ve değerler) konusuna yabancı değil. Bununla birlikte, kara parayı aklamak için birçok yöntem bulunuyor.

Başak: Uluslararası işbirliği güçlü tutulmazsa paranın takibi zor.

Bu yollardan birisi 'Smurfing' adı verilen yöntem. Bu yöntemle birlikte elinizdeki parayı 20 bin dolarlık tutarın altında parçalara bölerek ve parça adedi kadar banka hesabı açarak kara para aklaması yapılabiliyor. Ancak çok yüksek meblağlar açısından bu yöntem kullanışlı olmayabiliyor.

Bu durumda yüksek tutarlı kara paranın aklanmasında en çok kullanılan yöntemlerden birisi olan 'kıyı bankacılığı' olarak bilinen offshore hesapları devreye giriyor. Önceki dönemlerde adını duyduğumuz Man Adası, Malta gibi ülkeler paranın kaynağına ilişkin bir süreç yürütmüyor. Bu ülkelerde, hesaplarda bulunan kara parayı aklamak için komisyon karşılığında paravan işlem yapan kişiler ve şirketler mevcut. Bunun yanı sıra, birçok kara para aklama olayında kişilerin açtıkları paravan şirketler üzerinden bu işlemi yaptıklarına tanık olduk.

TÜRKİYE, FATF VE VARLIK BARIŞLARI

Türkiye’nin bankacılık sistemi Basel standartlarını koruyor. Türkiye, OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkesi olduğu için de, 1989 yılında kurulan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü’nün ya da kısa adıyla FATF’ın denetimlerini kabul ediyor.

Bununla birlikte Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve MASAK, kara paranın girişinin önlenmesi için çalışmalar yürütüyor. Ancak bu noktada devreye giren önemli bir düzenleme var: Varlık barışları.

TÜRKİYE GRİ LİSTEDE

Türkiye'de ilki 2008'de olmak üzere düzenli olarak Varlık Barışı düzenlemeleri çıkıyor. Bu düzenleme o kadar önemli bir noktada ki, 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminin ardından hükumetin çıkardığı ilk yasa, 'Varlık Barışı Yasası' oldu. Ancak ulusal düzeyde böyle adımlar atılsa da, bu noktada devreye giren FATF, 2021 yılının ekim ayında raporunu tamamlayarak Türkiye’yi gri listeye aldı.

FATF RAPORUNDA UYGULAMA EKSİKLİĞİ VURGUSU

Türkiye’ye sürekli uyarıda bulunan FATF, ülkenin coğrafî konumu dolayısıyla uyuşturucu, insan, yakıt ve silah kaçakçılığından kaynaklı kara para trafiğinin kesişme noktasında bulunduğunu vurguluyor. Raporlarda, yasal düzenlemelere karşın problemin uygulamada olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin kara para soruşturması yapmadığının, izlemediğinin, raporlamadığının altı çiziliyor.

'ULUSLARARASI ARENADA BÜYÜK BİR HACİM VAR'

Kara para ve aklanmasını, Türkiye'deki ve dünyadaki durumu, buna karşı alınması gereken önlemleri Eski MASAK Başkan Yardımcısı Ramazan Başak ile konuştuk.

Kara paranın nakit formda kullanılmasının tehlike arz ettiğini söyleyen Başak, paranın mutlaka, herhangi bir soruşturmada yasal faaliyetlerden kazanıldığının gösterilebilmesi için aklanmasına ihtiyaç olduğunu anlattı. Suç potansiyelinin sürekli olarak arttığına dikkat çeken Başak, bunun sonucunda kara paranın dünya çapında sirküle edilmesinin gündeme geldiğini ifade etti.

TRİLYON DOLARLAR AKLANIYOR

Dünya genelinde toplamda 3 trilyon doların üzerinde kara paranın aklandığının söylendiğini aktaran Başak "Her ne kadar Birleşmiş Milletler (BM) tarafından iki sene önce yapılan araştırmada 1.8 trilyon dolarlık kara paranın aklandığı söylense de, 7 trilyon dolarlık bir meblağın da offshore merkezlerde park ettirildiği söyleniyor. Tüm bu rakamlara baktığımızda uluslararası arenada çok büyük bir hacim olduğunu görüyoruz. Türkiye'de de, dünya trendlerine uygun olarak kara para ve aklanması gündem oluyor" dedi.

'AVRUPA'DA DAHİ GÖRÜLEN BİR SORUN'

Başak'ın değindiği önemli noktalardan birisi de, kara para aklanmasının dünya çapında bir sorun haline gelmesi. Geçen dönemlerde birçok banka hakkında kara para aklandığına yönelik soruşturmaların ve yaptırımların olduğuna dikkat çeken Başak, şu örnekleri hatırlattı:

"HSBC'ye 1.9 milyar dolarlık kara para cezası kesildi. ING'ye 776 milyon euroluk para cezası kesildi. Deutsche Bank hakkında, gönderilen transferlerde paranın kaynağı konusunda titizlikle davranmadığı, şüpheli işlemlere göz yumduğu gerekçesiyle soruşturma yapılıyor. Deutsche Bank aracılığıyla geçtiği iddia edilen kara para kaynaklı şüpheli işlemlerin tam 230 milyar euro olduğu söyleniyor. Korkunç bir para. Yasaların, kanunların son derece iyi işlediğini düşündüğümüz Avrupa'da dahi böyle durumlar söz konusu."

Başak: Türkiye gerekli yasal düzenlemeleri yapmadı.

'TÜRKİYE'NİN UYUŞTURCU PAZARI HALİNE GELDİĞİNİN GÖSTERGESİ'

Türkiye'nin 'Altın Hilal Yolu' olarak da adlandırılan Afganistan, Pakistan ve İran üzerinden geçen uyuşturucuların transit ülkesi olduğunu dile getiren Başak, son dönemlerde yapılan operasyonların Türkiye'nin artık transit ülke olmakla birlikte bir pazar haline geldiğini gösterdiğini söyledi. Başak'a göre, kara para ve aklamadaki yoğunluğun önemli bir kaynağı bu durum.

'GRİ LİSTEDE OLMA SEBEBİ YASAL DÜZENLEMELERİN YAPILMAMASI'

Artan kara para trafiğine yönelik Başak'ın önerdiği mücadele yöntemlerinden birisi, uluslararası arenada çok sıkı işbirliği. Paranın, teknolojik imkanlar kullanıldığında yarım saat içerisinde dört ülke gezebildiğini aktaran Başak'a göre, bu işbirliği güçlü tutulmazsa takibin yapılması oldukça zor.

Başak'ın işaret ettiği önemli sorunlardan birisi ise, yapılması gereken yasal düzenlemelerin henüz hayata geçirilmemiş olması: Uygulamalarda yetersizlikler olduğunu vurgulayan Başak, şu değerlendirmede bulundu:

"'Varlık Barışı' ile ülkeye kara para sokulmuş olabilir. Ama 'Varlık Barışı' yanlış anlaşılıyor. Kara para da olsa Türkiye'ye para gelebilir ve sorguya tutulmaz gibi bir algı var. Yazımdan kaynaklı yanlış anlaşılabilecek bir mevzuat düzenlenmiş olabilir. Çünkü hiçbir ülke kara parayı asla ülkesine kabul edemez. Eğer ederse gri listeye alınmamıza karar veren FATF hemen size uyarı gönderir ve gereğini yapmazsanız sizi gri listeye alır. Gri listeye alınmamız kara para trafiğinde olduğumuzdan kaynaklı değil, buna karşı birçok yasal düzenlemeyi yapmamamızdan kaynaklı. Mesela kitle imha silahları ile ilgili yasayı çıkarmadık. Kamusal nüfuza sahip kişilerle olan ilişkilerde yükümlü grupların nasıl davranacağına ilişkin bir düzenleme yapmadık. Ama bu anlamda FATF, 2019 sonu itibariyle dördüncü tur değerlendirme raporunda denetim eksikliğine de vurgu yapıyor. Bütün denetim kaynaklarının FETÖ ile mücadeleye ayrıldığını ve diğer alanların ihmal edildiğini söylüyor."

'BAŞSAVCININ RÜŞVET İLE NELER YAPILDIĞINI ANLATTIĞI GÖRDÜK'

"Aklama konusunda mücadelede başarıya ulaşmak istiyorsanız kara para ile ilgili mücadelede başarılı olmak zorundasınız" diyen Başak, yasadışı faaliyetlere göz yumulmaması ve suç örgütlerine izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.

Bunun yanında hukuksal anlamda altyapısının hazırlanması gerektiğini anlatan Başak, "Bu iradeyi koyar ve revizeleri yaparsanız, bunu önleme fırsatı yakalarsanız. Kara paranın önüne geçmedikçe kara paranın aklanmasının önüne geçmeniz mümkün değil. Bunun önüne geçmezseniz, elde edilen kara para yasadışı örgütlere bu faaliyetleri sürdürmesi için güç kazandırıyor. Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı'nın açıklamasını biliyoruz. Rüşvet karşılığı neler yapıldığını anlatıyor. Kara paraya sahip olan kişiler etkilerini ve güçlerini kullanarak paralarını aklıyorlar. Parayı akladıkça daha da güç kazanıyorlar. Burada önemli olan, yasadışı şebekelerin faaliyetlerini daha gerçekleşmeden önleyebilmek" diye konuştu.

DİLAN POLAT-ENGİN POLAT SORUŞTURMASINDA NELER OLDU?

Kara para aklama iddialarıyla gündemde olan sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşin Engin Polat hakkından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında çifte yurt dışına çıkış yasağı getirildi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Dilan ve Engin Polat çifti ile ikinci derece yakınlarının mal varlıklarına el koyma kararı verdi. Ayrıca 16 şirket ile 8 kişi hakkında soruşturma başlatıldı.

Sosyal medyadaki lüks yaşam paylaşımları ve vergi kaçakçılığı ile kara para aklama iddialarıyla gündem olan Dilan Polat ve Engin Polat hakkında, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından araştırma başlatılmış, rapor savcılığa gönderilmişti. Rapora göre, Polat ile bağlantılı şirketlerin mal aldığı şirketlerin büyük kısmı, kendileriyle bağlantılı olan tedarikçilerden oluşuyor. MASAK, bu tedarikçilerin aslında gerçek bir mal alışı olmayan, beyanname vermeyen, çalışanı, bankacılık hareketi olmayan ve hakkında sahte belge düzenleme kaydı olan şirketler olduğunu saptadı.

Sahte olduğuna dair kuvvetli şüphe barındıran işlemlerin 200 milyon liradan fazla olduğu belirtilen rapora göre, elde edilen hasılat nakit olarak çekilip, kendi şahsi hesapları ile Engin Polat'a ait şirkete nakit yatırılarak lüks araç ve gayrimenkul alımı gerçekleştirildi. MASAK, bunun suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunu oluşturabileceği değerlendirmesinde bulundu.

Öne Çıkanlar