Eski TCMB Başkan Yardımcısı Özatay: Yaşadığımız liralaşma değil, tam bir dolarlaşma
+GERÇEK - Eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı ve ekonomist Fatih Özatay, Dünya gazetesinde yer alan bugünkü yazısında, liralaşma stratejisiyle, liralaşma yaşanmadığını aksine dolarlaşma sürecine girildiğini söyledi.
Özatay, "Bir süredir uygulanmakta olan ekonomi programına bir de bu pencereden bakmakta yarar var. Hemen herkesin destekleyeceği "ihracat ağırlıklı büyüme, cari açık sorununu halletme, liralaşma" gibi amaçlara ulaşmak için uygulandığı söylenen ekonomik programın şu ana kadar verdiği sonuçlar, amaçlananın tersi bir istikamette yol aldığımızı gösteriyor bize. Bu ters gidişatın nedeni de açık: Yanlış araçlar kullanılıyor" dedi.
Özatay, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mesela ‘liralaşma’ amacını ele alın. Artık toplam mevduatın çok büyük bir kısmı ya döviz cinsinden ya da döviz kuruna endeksli. 2001 krizinden sonra uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın makroekonomik dengeleri sağlaması ve beraberinde enflasyonu keskin biçimde düşürmesi ile bu oran sürekli azalmış ve yüzde 30’un biraz altında düşmüştü. Sonraları giderek artan oran şu sıralarda yüzde 70 civarında ve 2001 krizinden sonraki düzeyinin de üzerinde. Bir anlamda rekor yükseklikte. Liralaşma bu olmasa gerek. Tersine, yaşamakta olduğumuz tam bir dolarlaşma süreci.
Bu çok sevimsiz sonucun altında ne olduğu belli: Uygulanan ekonomi programı ile enflasyonun ve riskin azması. Buna karşılık, faizin baskı altında tutulması. Haksızlık yapmayayım; uluslararası piyasalarda artan enerji ve emtia fiyatları da enflasyonun yükselmesinde rol oynadı. Ama aynı koşullardan etkilenen çoğu ülkede feryat figan edilen enflasyon oranları yüzde 10 civarında geziniyor. Bizimki yüzde 80’nin üzerinde. Bir yıl önce yüzde 20 düzeyindeydi; 60 puandan fazla yükseliş var. Bu enflasyon, bizim yarattığımız bir enflasyon ne yazık ki.
Bu kadar yüksek bir enflasyonun hüküm sürdüğü bir ülkede, kredi faizi düşük olsun da koşa koşa yatırım yapılsın diye mevduat faizini enflasyonun çok ama çok altında tutuyoruz. Üstelik faiz yatırımların belirleyicilerinden sadece biri. Risk artıp da belirsizlik nedeniyle planlama yapmak zorlaşırsa mesela, yatırım yapma iştahı artar mı? Faizi enflasyonun çok altında hangi ülkede tutuyoruz? Yurtiçi tasarruf oranının zaten çok düşük olduğu ve bu nedenle dış borca bağımlı olduğumuz bir ülkede. Buna da ‘liralaşma’ diyoruz. İyi mi?"