'Hiç ağaç kesilmemiş gibi' anlattı
Erdoğan, iktidarları boyunca kesilen milyonlarca ağacı görmezden gelerek, "Tabiatı hoyratça yok etmek, Allah'ın emanetine ihanettir" dedi, tabiat turizminde...
Erdoğan'ın bugünkü açıklamaları şöyle: Nevruz, insanla tabiat arasındaki karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışmaya yönelik ilişkinin sembolüdür. Değerli kardeşlerim, bugünkü programımızda orman konusunda altı ayda gerçekleşen gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Bunlardan birincisi, orman köylülerimizin gelirini artırmak için özel mülkiyet alanlarında yapılan ağaçlandırma çalışmalarının desteklenmesidir. (Dik dur, eğilme sesleri) Hiç şüpheniz olmasın, Evvel Allah bizler beşer planında hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Biz sadece Rabbimizin karşısında rükuda ve secdede eğiliriz. Başkası asla. Kardeşlerim, yüzde 65 hibe uygulaması kapsamında bahçelerini ağaçlandıran her vatandaşımıza 40 bin liraya kadar karşılıksız kaynak veriyoruz. Anadolu, sadece kendi bağrında yetişen 3600 bitkisiyle bereketli ve şifalı topraklara sahiptir. Biz de vatandaşlarımıza önemli bir gelir sağlamak istiyoruz. Ülkemizin sahip olduğu tabi güzellikleri gerekli plan ve yatırımları yapmak suretiyle turizme kazandırmakta kararlıyız. Tabiat turizmi seferberliğini başlatıyoruz. Dünyanın ilk beş ülkesi arasına girmeyi hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl açılışını yaptığımız 5000 köye, 5000 gelir getirici orman kurulması kapsamında, çalışmalarımızı 2019'a kadar tamamlayacağız.
Orman ve Su İşleri Bakanlığımızı, sayın bakanı ve ekibi, hayatını ormandan kazanan tüm vatandaşlarımızı tebrik ediyorum. Maşallah Keçiören, Yeni Mahalle'den geri kalmadınız. Değerli kardeşlerim, ne diyor o güzel orman türküsünde; tohumlar fidana, fidandan ağaca, ağaçtan ormana, dönmeli yurduma… Evet, ülkemizin ormanlarını bu bilinçle korumalı, geliştirmeli, büyütmeliyiz. Türkiye, geçtiğimiz 14 yılda ormanlar konusunda da bir devrim gerçekleştirmiştir. Dünya genelinde ormanların karasal alanlara oranı yüzde 31.8 iken, 2005 yılında bu oran yüzde 30'a düştü. Buna karşın bizim ülkemizde bu oran yüzde 12'den yüzde 15.2'ye yükseldi. Aramızdaki fark bu. Bu artışın tamamı da son 14 yılda gerçekleştirdik. Bizim anlayışımızda büyümek, sanayileşmek tek başına bir hedef değildir. Tüm bunları insan için ve insanla birlikte yapmak istiyoruz. Bizim bir iktisat ahlakımız var. Tüm çalışmalarımızı ona göre yürütüyoruz. Bu ahlakın temelinde üreterek kazanma, başkası hesabına değil, kendi hesabına çalışma bulunuyor. Tabiat, Allah'ın bize emanettir. Tabiatı hoyratça yok etmek, Allah'ın emanetine ihanettir.
Tabiattaki her canlının kendi halince Allah'ı zikrettiğine inanan bir kültürden, başka türlü hareket tarzı da beklenemez. Bizlerin de yeni nesilleri, çocuklarımızı, torunlarımızı aynı anlayışla yetiştirmemiz gerekiyor. Şehirlerimizin etrafı yokluk içinde çirkin gecekondularla bezenirken dahi bu hassasiyet elden bırakılmamıştır. Her gecekondunun bahçesine sığdığı kadar ağaç dikilerek, bir farklılık ortaya konmuştur. O gecekonduların çoğu, bugün şehirlerimizi istila eden beton, demir binalarından daha özgündür, daha iyidir, daha içtendir.
Kişi başına milli gelir 3 bin 400 dolarken bugün 11 bin dolara çıktı. Bunların havsalası bunu olmaz. Kardeşlerim, düşünün delikli kuruşa muhtaç olduğumuz durumları düşünün. IMF'ye olan borcu düşünün. Merkez Bankamızın döviz rezervi 127 milyon dolarlara çıktı. Şimdi soruyorum sizlere, 16 Nisan'da güçlü Türkiye için "Evet" mi? (Evet sesleri). Kardeşlerim, biz muhalefeti anladık. Bu Avrupa ülkelerine ne oluyor? Avrupa ülkelerinin 16 Nisan konusundaki duruşları muhalefetten daha sert. Bakanlarımızı ülkelerine sokmamak için OHAL ilan edecek kadar her yola başvuruyorlar. Kaldı ki Avrupa'da belediyeler OHAL ilan edebiliyor ya. Bizim ilan ettiğimiz OHAL bunları rahatsız ediyor. İşinize bakın işinize. Türkiye'deki halk oylamasından hangi sonucun çıktığı sizi niye bu kadar ilgilendiriyor. Allah'ın izniyle 16 Nisan'da bunlara gereken dersi vereceksiniz. Tabii onlar da, Türkiye'nin yönetim sisteminin değişmesinin sonuçlarının farkındalar. Onlar farkındalar da bizimkiler değil. Geçmişte "Hasta adam" dedikleri bu ülkeyi bir türlü mezara gömüp, başına taç dikemediler."