Moody's'in kararına hükümet ve bürokrasi tepkili
Moody's'e yönelik tepkiler sürüyor. BDDK Başkanı Akben, "Zamanlama manidar ve gayri ahlaki", Ekonomi Bakanı Zeybekci ise, "Bizim için hiçbir anlamı yok" dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in 17 Türk bankasının notunu düşürmesinin ardından tepkiler sürüyor.
MOODY'S 17 TÜRK BANKASININ NOTUNU DÜŞÜRDÜ
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Moody's'in bankacılık sektörü ile ilgili kararının ardından "Bankacılık sektörümüz sağlıklı ve sağlam. Sermaye yeterlilik oranı yüzde 16.7, kur ve faiz artışı sonrasında bile yüzde 15" dedi.
Moody's dün, 17 Türk bankasının notunu düşürmüştü, notunu düşürdüğü bankaları da kapsayan 19 finansal kurumun da notlarını yeni bir indirim için izlemeye almıştı.
ŞİMŞEK'TEN MOODY'S TEPKİSİ: BANKACILIK SEKTÖRÜ SAĞLAM
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben ise, Moody's'in bankalara yönelik not indirim kararına ilişkin, "Moody's tarafından yapılan not indirim kararının TCMB'nin faiz artırım kararıyla aynı gün akşamı yapılması manidar olup, bir o kadar da gayri ahlakidir" dedi.
Akben, bankacılık sektörü ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, bankacılık sisteminin güçlü sermaye, yüksek aktif kalitesi ve uluslararası normlara tam uyum içerisinde yoluna devam ettiğini söyledi.
Nisan 2018 itibarıyla yüzde 16,4 olarak gerçekleşen sektörün sermaye yeterliliğinin son dönemde yaşanan kur ve faiz hareketliliğine rağmen yüzde 15'in üzerinde kalmaya devam edeceğinin öngörüldüğünü aktaran Akben, bankacılık sektörünün yurt dışından borçlanmalarda 2018'de geçmiş yıllara nazaran bir azalma görülmediğini vurguladı.
Akben, nisan sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 167 milyar dolar seviyesine yükselen yurt dışı borçlanmalarının (ihraç edilen menkul kıymetler dahil) toplam kaynaklar içindeki payının yüzde 19,6 seviyesinde bulunduğunu kaydetti.
Aynı dönemde sendikasyon kredilerinin yenileme oranının yüzde 100 seviyesinden yüzde 111'e yükseldiğini bildiren Akben, "Yine aynı dönemde borçlanma maliyetlerindeki artışın LIBOR kaynaklı olduğu, spreadlerin değişmediği ve toplam maliyet artışının yaklaşık 80 baz puan olduğu görülmüştür. Kaldı ki sektörün yüzde 53 ile toplam kaynaklarının en önemli kısmını mevduat oluştururken, öz kaynakların payı ise yüzde 11'dir." ifadelerini kullandı.
BU ŞİRKETLER BEDEL ÖDEMEDİ
Akben, reyting şirketlerinin Türkiye ve Türk bankacılık sektörü söz konusu olduğunda ön yüklemeli olumsuz yargı ve değerlendirmelerinde son derece bonkör davrandıklarını belirterek, "Buna karşılık örneklerini önceki yıllarda sayısız defa gördüğümüz üzere başka ülke ve ürün değerlendirmelerinde yanlış ve geç değerlendirmelerinin küresel maliyetlerini tüm dünyaya yükleyebildikleri görülmüştür" dedi.
Küresel kriz öncesinde ABD'de "subprime mortgage"lere dayalı ürünlere verdikleri yüksek notlar ile piyasaları yanıltan reyting şirketlerinin, tüm dünyada sebep oldukları ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçlarla ilgili herhangi bir bedel ödemediklerini hatırlatan Akben, şöyle devam etti:
"Biz ülke olarak da bankacılık sektörü olarak da üstünlüklerimizi, güçlü yanlarımızı bildiğimiz kadar zayıflıklarımızı veya risklerimizi de biliyor ve yakından izliyoruz. Ancak reyting şirketlerinin en küçük olasılıklı olumsuzlukları dahi hemen yarın olacakmış gibi, güçlü ve olumlu yanlarımızı ise hemen yarın kaybedecekmişiz gibi değerlendirdiklerini görmekte ve not etmekteyiz. Moody's tarafından yapılan not indirim kararının TCMB'nin faiz indirim kararıyla aynı gün akşamı yapılması manidar olup, bir o kadar da gayri ahlakidir. Analiz ve değerlendirmelerinde diğer kuruluşlardan geniş aralıklı ayrışma içerisinde olduğu açıktır."
Akben, reyting şirketlerinin son dönemdeki açıklamalarını adil ve tarafsız olarak algılama ve değerlendirmenin mümkün görünmediğini söyledi.
Tüm dünyada reyting şirketlerinin geçmişteki tüm günahlarına ve itibar kayıplarına rağmen yerine bir alternatif konamaması nedeniyle tüm yatırımcıların yatırım kararlarında bu şirketlerin notlarını dikkate almaya devam ettiklerinin bilindiğini söyleyen Akben, "Bu nedenle tüm gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye hakkında yaptıkları bu adil olmayan, öznel ve politik değerlendirmelerin, hem ülkemizin yurt dışı yatırımcılar nezdindeki algısının haksız bir şekilde bozulmasına, hem de yurt içindeki kolaylıkla bertaraf edilebilecek sıkıntıların büyütülmesine neden oldukları ortadadır" ifadelerini kullandı
ZEYBEKCİ: MOODY'S'İN DEDİĞİ HİÇBİR ANLAM TAŞIMIYOR
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody'sin 17 bankanın notunu düşürmesini değerlendirdi.
Zeybekci, yaptığı açıklamada, "Moody's ne demiş, kesinlikle bizim için hiçbir anlamı yoktur. Türk ekonomisi ne diyor, biz ona bakıyoruz. Makro ekonomik sonuçlarımız ne diyor, biz ona bakıyoruz. İhracatımız, istihdamımız, kapasite kullanım oranımız, büyümemiz ne diyor? Bunların hepsi de inşallah Türkiye'nin önümüzdeki dönemde dünyada yine her alanda dünya rekorları kırmaya devam edeceğini söylüyor" diye konuştu.
TÜFENKCİ: GEREKÇELERİ OLDUKÇA KOMİK
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de, özellikle 24 Haziran'a doğru giderken kredi derecelendirme kuruluşları ve uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye ekonomisi üzerinde operasyon yaptığını vurgulayan Tüfenkci, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in 17 Türk bankasının notunu düşürdüğünü açıkladığını söyledi.
Bakan Tüfenkci, "Bu esasında operasyonun devamı niteliğinde. 19 Türk bankasının notunun düşürülmesi veya izlenmeye alınması, özel sektördeki şirketlerin izlenmeye alınması... Gerekçeleri oldukça komik. 'Bir takım yönetim bozuklukları veya finans yükü' diyorlar. Türk bankacılık sisteminin hem finans hem yönetim yapısı çok sağlam" diye konuştu. (EKONOMİ SERVİSİ)