Öngel: Asıl sorun, asgari ücretin genel ücrete dönüşmesi
Sendikacı ve Akademisyen Serkan Öngel, mevcut durumda asgari ücret görüşmelerinden ihtiyaçları karşılayacak bir tablo çıkmayacağını söylüyor.
ARTI GERÇEK- Asgari ücret görüşmeleri ülke gündeminde ilk sıraya oturdu. Bunda asgari ücretin "genel ücrete" dönüşmesinin rolü olduğunu söyleyen sendikacı ve akademisyen Serkan Öngel, temel sorunun asgari ücretin hangi rakam olacağı değil asgari ücrete mahkum ve sendikasız bir çalışma hayatı olduğun söyledi.
'ASGARİ ÜCRET GENEL ÜCRETE DÖNÜŞTÜĞÜ İÇİN GÖRÜŞMELER KRİTİK HALE GELDİ'
Artı TV canlı yayına katılan Öngel, "Her şeyden önce asgari ücret meselesi Türkiye'nin en önemli başlıklarınan biri haline geldi. Bunun temel nedenlerinden bir tanesi de asgari ücretin artık neredeyse genel ücret haline gelmiş olması. Bunun da temel arka planında yatan şey Türkiye'deki sendikal örgütlülüğün son derece düşük düzeylerde olması. Yani sendikal örgütlenme, insanların kendilerini ifade edememeleri, kendi meseleleri çevresinde örgütlenememeleri sorunsalı bir şekilde dünyanın başka yerlerinde çok daha düşük oranlarla karşımıza çıkan bir asgari ücret kitlesini neredeyse toplumun önemli bir kısmını temsil eden bir kitleye doğru taşıdı. Bu anlamda da asgari ücret görüşmeleri kritik hale gelmeye başladı," dedi.
"Normal şartlarda asgari ücretin bir pazarlık ücreti olmaması lazım," diyen Öngel, sözlerini şöyle sürdürdü:
'ASGARİ ÜCRETİN PAZARLIK ÜCRETİ OLAMKTAN ÇIKARILMASI, GEÇİM ÜCRETİ OLMASI LAZIM'
"İnsanlar yaşamlarından vererek, ayakta durabilmek adına çalışma hayatına katılıyorlar. Elde ettikleri gelir, yaşamlarını idame ettirebilecekleri bir gelir düzeyi değil. Dolayısıyla her şeyden önce insanların asgari ücrete mahkum olmadıkları çalışma hayatına, örgütlü bir çalışma hayatına ihtiyaçları olduğunu tespit etmek gerekiyor. İkinci olarak da asgari ücretin insanların yaşayabilecekleri, en azından iki kişi çalıştığında yosulluk sınırına erişecekleri bir ücret olarak belirlenmesi gerekiyor. Mevcutta baktığımızda açlık sınırı 2 bin 500 lirayı, yoksulluk sınırı 8 bin lirayı aştı. Ama mevcut asgari ücret açlık sınrının bile altında, ki açlık sınırından kast edilen şu: Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenebileceği bir sınırdan bahsediyoruz. Özellikle dar gelirli gruplar gıda artışlarından daha fazla etkileniyorlar. Biliyorsunuz ki enflasyon herkes için aynı değil. Herkes aynı biçimde tüketim alışkanlığına sahip değil. Dolayısıyla dar gelirleri gözeten bir enflasyon hesaplaması da yok ortada."
Asgari ücret için telaffuz edilen rakamların yine de sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyen Öngel, "Daha önce yüzdelik zamlara odaklanan bir yaklaşım vardı, bugün ise başka bir noktada insanların ihtiyaçlarını karşılayabilecek tutar nedir, bir şekilde gündeme geliyor. Tabii her şeyden önce asgari ücretin vergiden muaf olması çok önemli bir konu. Ve asgari ücretin her şeyden önce bir pazarlık ücreti olmaktan çıkartılıp insanların bir ay boyunca verdikleri emeğin karşılığında elde ettikleri gelirin, onların yaşamını sürdürebilecekleri bir gelir düzeyine taşınması gerekiyor. Yoksa bir çalışan yoksulluğundan bahsediyoruz bugünkü koşullar altında," dedi.
'15 KİŞİLİK HEYETTE İŞÇİLERİ 5 KİŞİ TEMSİL EDİYOR, BU HÜKÜMETİN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAYAN BİR YAKLAŞIM'
Öngel, görüşmelere dair öngörülerini ise şöyle anlattı:
"Burada bir toplu pazarlık süreci yok. Farklı aktörler var; işverenler, işçi temsilcileri ve hükümet temsilcileri. 15 kişilik heyette işçileri temsilen 5 kişi var. Dolayısıyla hükümetin beklentilerini karşılayan bir yaklaşım gelişiyor. Burada da genlede işçi kesiminin muhalefetine karşın işveren ve hükümet temsilcilerinin ortak tutumuyla rakamların belirlendiğini görüyoruz. Bu noktada kamuoyu baskısı ve sendikların tutumu önemli. Bu görüşmelerin hemen öncesinde konfederasyonların bir araya gelerek açıklama yapması önemli bir adımdır. Rakamı etkileyecek bir durum mutlaka sunacak sokaktaki eylemler. Ama dediğim gibi bu daha köklü bir mesele. Mesele asgari ücretin genel bir ücret haline gelmesi ve sendikal örgütlülüğün bu kadar zayıf olması. Asgari ücret bir pazarlık ücreti olmaktan çıkıp bir geçim ücreti olarak belirlenmeli. Türkiye'de sendikalaşma oranı yüzde 10'ların altında. Sendikal örgütlenme özgürlüğünün güçlnmesi gerekiyor. Şu haliyle çıkacak tablo ihtiyaçları karşılamayacaktır."
#CANLI Asgari ücret görüşmeleri başlıyor. Görüşmeleri ve talepleri, asgari ücretlinin ekonomik durumunu Sendikacı ve Akademisyen Serkan Öngel değerlendiriyor. https://t.co/fDXSmGT92I
— ARTI TV (@ArtiTV_) December 4, 2020