Dolarda gözler Fed'e çevrildi | Merkez bankalarının bıçak sırtı patikası: Enflasyon mu, resesyon mu?
+GERÇEK - Bu hafta küresel piyasalar ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz kararlarına odaklandı.
Merkez bankalarının enflasyonu yenmek için uyguladığı sıkılaşma politikaları bu ülkelerde resesyonu da gündeme getirebilir. Fed'in aldığı bu riskli politika kararlarını diğer Merkez Bankaları da uygulamaya hazır görünüyor.
Küresel merkez bankalarının son attığı adımlar dünya ekonomisini durgunluğa itiyor. Fed başta olmak üzere birçok merkez bankası ekonomilerde yavaşlama, hatta daralma riskine rağmen 40 yılın en yüksek seviyesindeki enflasyonla mücadele konusunda kararlı politikalar izliyor.
Dolar/TL bu hafta 18,29 seviyesinden işlem görürken, euro/TL 18,33 seviyelerinde. Fed'in ardından döviz kurlarında nasıl bir yükseliş gerçekleşeceği piyasalar tarafından takip ediliyor.
90 MERKEZ BANKASI BU YIL FAİZ ARTIRDI
Bu yıl yaklaşık 90 merkez bankası faiz artırımına gitti. Bunların yarısı tek seferde en az 75 baz puanlık artışı yaptı. Böylece, 2008'deki finansal krizde uygulanan ucuz para politikasından kararlı bir çıkış oldu ve birçok ekonomistin 'yeni normal' olarak adlandırdığı 15 yıldaki en büyük sıkı para politikasına geçildi.
JPMorgan Chase, içinde bulunduğumuz çeyrekte büyük merkez bankaları'nın 1980'den beri en büyük faiz artışlarına yapacağını öngörüyor.
Bu hafta Fed'in gerçekleştireceği toplantıda üçüncü kez 75 baz puanlık faiz artırımına gitmesi bekleniyor. Ağustosta enflasyonun yüzde 8'i aşması nedeniyle 100 baz puanlık faiz artışı bekleyenler de var.
Yine bu hafta İngiltere Merkez Bankası'nın 50 baz puan, Endonezya, Norveç, Filipinler, İsveç ve İsviçre'nin de faiz artırması bekleniyor.
Fed Başkanı Jerome Powell, geçen ayki konuşmasında enflasyonu düşürme politikasının hanehalkı ve şirketler için acı verici olabileceği uyarısını yapmıştı. İngiltere Merkez Bankası ise, ülke ekonomisinin bu yıl sonunda resesyona girebileceği öngörüsünde bulunmuştu.
Parasal sıkılaşmanın ekonomiye darbe vuracağına şüphe yok ancak ne ölçüde olacağı belirsiz. BlackRock analistleri ABD'de enflasyonu yüzde 2'lik hedefe döndürmenin derin durgunluğa yol açacağını, 3 milyondan fazla kişinin daha işsiz kalacağını öngördü.
Bloomberg Economics ABD Ekonomisti Anna Wong, Fed'in gösterge faizi yüzde 5'e yükselteceğini, bu sıkılaşmanın 3,5 milyon istihdam kaybına yol açacağını ve halihazırda dağılmış olan piyasaları olumsuz etkileyeceğini belirtti.
KÜRESEL BİR RESESYONA NE KADAR ZAMAN VAR?
Powell ve diğer Fed yetkilileri, 2021'de enflasyonun geçici olduğuna dair açıklamalar yapmış, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde da benzer görüşleri paylaşmıştı. Bu söylemlere rağmen ECB, Fed'e bener biçimde bu yıl 75 baz puan faiz artırmak durumunda kaldı. Bu artışların devam etmesi bekleniyor.
Nomura Başekonomisti Rob Subbaraman, "Merkez bankaları için kredibilite her şeydir. Ancak enflasyonun geçici olduğu söylemi kredibilitelerine zarar verdi. Sonu durgunluk bile olsa kredibiliteyi onarmak birinci öncelik olacaktır" dedi.
Bu ay yayımlanan Bank of America (BofA) anketine göre, küresel büyüme beklentileri tüm zamanların en düşük seviyesinde. BofA Ekonomisti Ethan Harris, enerji maliyetlerindeki artış nedeniyle İngiltere ve Euro Bölgesi'nin son çeyrekte resesyona gireceği görüşünü paylaştı.
Eski IMF Ekonomisti Maurice Obstfeld, neredeyse tüm merkez bankalarının aynı yönde hareket ettiğine, bunun da tehlikeyi artırdığına dikkat çekti. 1980'den beri dünya ekonomisi ortalama yüzde 3,4 büyürken şu an uygulanan para politikalarının yanı sıra Ukrayna'daki savaş ve Covid-19 etkileriyle büyümenin yüzde 1'e gerileyeceğini öngördü.
Eski Fed yöneticisi Kevin Warsh ise yaşananları, "Küresel resesyon için gereken her şeye sahibiz" şeklinde özetledi.
AVRUPA'DA RESESYON RİSKİ İKİ YILIN ZİRVESİNDE
Euro Bölgesi’nde resesyon riskine ilişkin beklenti, kış aylarında enerjide daralmanın ekonomik aktivitede sert bir düşüşe neden olacağına dair endişelerin artmasıyla Temmuz 2020’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Bloomberg anketine katılan ekonomistler, bir önceki ankette yüzde 60 olarak öngördükleri önümüzdeki 12 ayda art arda iki çeyrekte daralma yaşanması ihtimalini yüzde 80 olarak güncellediler.
Kış enerjisindeki daralmanın ekonomik aktivitede düşüşe neden olacağına dair endişelerin artmasıyla, Euro Bölgesi'nde resesyon riski Temmuz 2020'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
ALMANYA EKONOMİSİ BU ÇEYREKTEN İTİBAREN DARALABİLİR
Birliğin en büyük ekonomisi ve gaz kesintilerinden en çok etkilenecek ülke olan Almanya’nın bu çeyrekten itibaren daralmaya başlaması muhtemel görülüyor.
Hali hazırda rekor düzeyde enflasyon ve çeşitli arz sıkıntılarıyla mücadele eden Avrupa’daki haneler ve şirketler Rusya’nın bölgeye gaz tedarikini kısmasının ardından enerjide sınırlı dağıtım olasılığına hazırlanıyor.
Anketler, aktivitenin temmuz ayından bu yana daraldığını ve yakın vadede çok az iyileşme belirtisi olduğunu gösteriyor.
Enflasyonun yılın son çeyreğinde yüzde 9,6 ile zirve yapması beklenirken bu rakam Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) hedef oranının neredeyse beş katına denk geliyor. Ankete katılan ekonomistler enflasyonun 2024 yılından önce yüzde 2 hedefine yaklaşacağını düşünmüyor.
ECB yetkilileri, Euro Bölgesi ekonomisinde daralma yerine sadece durgunluk olacağını öngörürken, bu ay politikalarını güncellediklerinde bölgenin büyüme ve enflasyon görünümlerinde artan oranda alarm veren gelişmelere işaret ettiler.
ENFLASYONU DİZGİNLEMEK İÇİN ZAMAN DARALIYOR
ECB Başkanı Christine Lagarde ve meslektaşları büyük faiz artışlarını, enflasyonu kontrol altına alma konusundaki kararlılıklarıyla açıklarken ekonomistler bu tür eylemler için zamanın azaldığını değerlendiriyorlar.
Ekonomistler yeni ankette ECB’nin faiz artış döngüsünü daha erken duraklatacağını ancak faiz oranlarını şubat ayına dek daha büyük artışlarla yüzde 2’ye çıkaracağını öngördü. Katılımcıların yarısında fazlası ECB’nin ekim ayında yapacağı politika toplantısında 75 baz puanlık bir artış bekliyor.
ECB Başekonomisti Philip Lane, geçtiğimiz hafta bankanın bu ay olağandışı büyüklükte bir faiz artışı yapmasının yerinde olacağını ancak gelecekteki sıkılaşma adımlarının küçülmesinin muhtemel olduğunun sinyallerini vermişti.
Diğer ECB yetkilileri ise son kararın ardından ileride 75 baz puanlık yeni bir faiz artışı ihtimalini elemediklerini belirtmişlerdi.