Rota: Yüksek oranda paramızın değer kaybı var; bu ekonomi bilmeyen ekonomi bakanları için iyi bir şey

Rota, 'Rakamlara bakıldığında ihracatınız artar. Ama insanınızı fakirleştiriyorsunuz. İnsanlar evinden dışarı adım atamaz ya da bir bilimsel kitabı sipariş edemez hale geliyor' dedi.

Rota: Yüksek oranda paramızın değer kaybı var; bu ekonomi bilmeyen ekonomi bakanları için iyi bir şey

ARTI GERÇEK- ARTI TV'de ekrana gelen "Gündem Özel" programında, seri halinde tartışılacak olan "AKP iktidarının 19 yıllık tahribat dosyası"nın ilki yayınlandı. Fatih Yapıcı'nın sunduğu program serisinin ilk bölümünde ekonomi alanı mercek altına alındı.

Fatih Yapıcı, AKP'nin 2001 ekonomik krizinin ardından yapılan erken seçimle ve seçim barajı nedeniyle yüzde 34 oy oranıyla yüzde 66'lık Meclis çoğunluğunu elde ederek iktidara yerleştiğini hatırlattı ve "19 yıl önce başkalarının yarattığı ekonomik krizle iktidara gelen AKP, 19 yıl sonra kendisinin yarattığı ekonomik krizle iktidardan düşecek mi? 19 yılda ülke ekonomisinde nasıl bir tahribat oluştu ve bu tahribat nasıl giderilecek?" sorularını gazeteci Erdal Sağlam ve Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota'ya yöneltti.

AKP'nin 2001 krizinin ertesinde Ecevit hükümetinin IMF'le anlaştığı programı devam ettirdiğini belirten Yapıcı, "Ancak AKP hükümeti sürekli batmış, bitmiş bir ülke ekonomisi aldığı propagandasını yapıyor" diyerek AKP'nin yarattığı bu algıyı Erdal Sağlam'dan yorumlamasını istedi.

'KOALİSYON HÜKÜMETİ İŞ YAPAMAZ DENİLİRKEN, ÜLKE TARİHİNİN EN RADİKAL EKONOMİK REFORMU YAPILDI'

"Çiller, 1994'te IMF'le bir program anlaşması yapmış ancak bir yıl sonra bu programdan çıkmıştı. 2000'lerdeki krizde ise mevcut hükümet IMF'le anlaşma yapmak istese de önceki durumdan dolayı oluşan güven problemi nedeniyle bunu gerçekleştiremedi. 2 yıllık uğraşın sonunda IMF 'önce bazı değişiklikleri yapın, sonra anlaşırız' dedi ve o dönem bankacılık, SGK reformu yapıldıktan sonra IMF razı oldu. Sonrasında Kemal Derviş'in de gelmesiyle ekonomik program uygulanmaya başladı. Yani, 'koalisyon hükümetleri iş yapmaz' denilirken Türkiye tarihinin en radikal ekonomik reformu üçlü koalisyon döneminde yapıldı" diyen Sağlam şöyle devam etti:

'IMF PROGRAMINDAN ÇIKILMASINI EN BÜYÜK 6-7 SERMAYEDAR ENGELLEDİ'

"Bu tip önemli yapısal değişiklikler için geniş toplumsal mutabakatı gerektirir. Koalisyonlar bunu sağlar. Bugün de IMF'le program yapmaya ihtiyacımız var ama tek başına bir partinin bu programı kaldıramayacağı görüşündeyim. Yani yeniden bir koalisyon hükümeti ve farklı kesimlerin mutabakatıyla yapılacak bir IMF programı lazım. O dönem acılı dönemin sonunda tam bu programın meyveleri toplanacakken MHP'nin zorlamasıyla bu koalisyon bozuldu ve sonucunda AKP tek başına iktidar oldu. AKP iktidara gelince IMF bu yeni hükümete güvenmedi ve programdan çıkmak istedi. Hatta bundan dolayı yabancı sermaye önemli ölçüde para çıkardı ülkeden. O dönemi çok yakından takip ettiğim için biliyorum, sonrasında eski Dışişleri konutunda Abdullah Gül, Ali Babacan ve Rifat Hisarcıklıoğlu'nun koordinasyonuyla o dönemin en büyük 6-7 sermayedarı bir araya geldi ve IMF programına devam kararı alındı. Ondan sonra da programın bittiği 2007'ye kadar ekonomi belli bir raya girdi."

Sağlam, 2012'ye parti içindeki dengeler ve Ali Babacan'ın varlığıyla idare edildiğini ancak Gezi Direnişi, 7 Haziran seçimleri, Başkanlık sistemine geçiş gibi olaylardan sonra ekonominin her zaman kötüye gittiğini vurguladı. Türkiye'nin yabancı sermayenin getireceği sıcak paraya çok ihtiyacı olduğunu söyleyen Sağlam, borsa tahvillerinde yüzde 50 olan yabancı payının yüzde 5'lere gerilediğini belirtti.

'RAKAMLARA TEK BAŞINA BAKARSAK MİLLİ GELİR ARTTI GİBİ AMA ÜLKELER ARASI REKABETTE TÜRKİYE KÜME DÜŞTÜ'

Yapıcı, AKP'nin iktidara geldiği yıl kişi başı gelirde Türkiye'nin 75. sırada olduğunu anacak günümüzde 78. sıraya gerilediğini ve Türk Lirası'nın 94 krizinden sonra tarihinde en değersiz seviyesine geldiğini söyleyerek "Türk Lirası nasıl kurtulur?" diye sordu.

Kerim Rota, "Dünya sıralamasındaki yerimize bakarak çok doğru bir şey söylediniz, en büyük hata buna bakmamakla yapılıyor. 2000'den itibaren 20 yıllık süreçte Türkiye gibi orta altı ya da orta düzeydeki ekonomik büyüklüğe sahip ülkelerde olup da milli gelirini 3'e katlamayan hemen hemen hiçbir ülke yok. Çünkü 2008'deki Newman kriziyle ABD'deki parasal genişlemenin ardından milli gelirlerde çok ciddi bir artış oldu. Mesela bir örnek vereyim; Romanya ve Bulgaristan'ın 2000 yılındaki kişi başı gelirleri 2 bin - 2 bin 500 dolar arasındaydı. Türkiye o dönemde 3 bin 500 4 bin dolar seviyesindeydi. Bugün bu iki ülke de 10 bin doların üzerine çıktı, hatta Romanya 12 bin 500 dolara geldi. Türkiye ise 8 bin 600 dolarda. Böyle baktığınızda Türkiye potansiyeline göre çok fakirleşti. Bir AKP'li yönetici çıkıp geliri artırdığından bahsedebilir ama ülkeler arası rekabette Türkiye küme düşmüştür. Türkiye şu anda 17-18 bin dolar seviyesinde olması gerekirken AKP yüzünden bunun yarısı bir seviyede çakılmıştır" dedi.

'ENFLASYON SORUNUNU ÖZEMEYEN TEK ÜLKE TÜRKİYE'

"Türk Lirası'nın en değersiz hali bugün" diyen Rota, "ABD ve Avrupa'yı bir kenara bırakıyorum, gelişen ülkelere baktığınızda da böyle. Türkiye'de çok yüksek bir enflasyon var ama bundan daha da yüksek oranda paramızın değer kaybı var. Bu ekonomi bilmeyen ekonomi bakanları için iyi bir şey. Niye, ihracatınız artar. Ama insanınızı fakirleştiriyorsunuz. İnsanlar evinden dışarı adım atamaz ya da bir bilimsel kitabı sipariş edemez hale geliyor. 2004-05 yıllarında bir uzman doktor 22 aylık çalışmasıyla bir Alman arabası alabiliyorken bugün bu 48 aya çıkmış vaziyette. İşte, bu da fakirleşmedir. Bu dünyadan kopuşa da sebep oluyor, insanımız gezemiyor, bir şey ithal edemiyor. AKP'nin iktidara geldiğinde 100 liralık mal sepetindeki malzemeleri almanız için bugün 600 lira harcamanız gerekiyor. Dünyada nüfusu 15-20 milyonun üzerinde olup da savaşta olmayan ama enflasyon sorununu çözemeyen tek ülke Türkiye" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin liyakat probleminin her zaman olduğu ancak AKP ile birlikte tamamen "biat sistemine" geçildiği vurgulanırken, ekonomi alanında, örneğin Hazine müsteşarlığı ya da Devlet Planlama Teşkilatı gibi birimlerde Türkiye'nin en iyi okullarından mezun kadroların yetiştirildiği hatta gerektiğinde uzmanlık alanlarında yurt dışında hangi ülke o konuda iyiyse oraya eğitime gönderildikleri anlatıldı.

'ÇEK NASIL TAHSİL EDİLİR' BİLMEYEN EKONOMİ YÖNETİMİ ÖRNEĞİ...

Erdal Sağlam, bu yapının ne hale geldiğine dair somut bir örneği şöyle verdi:

"Cumhurbaşkanı, çeklerle ilgili diyor ki Ticaret Bakanı'na 'Haziran ayı boyunca karşılıksız çek olmayacak, bunu düzenleyin'. Bakanlık aynı gün 3-4 maddelik bir kanun tasarısı yazıyor, 5-6 AKP'li vekil imzalıyor, ertesi gün bu Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan bile geçmeden yasalaşıyor. Yasa çıktığı zaman görülüyor ki karşılığı olan çekleri bile kabul etmiyorlar. Yani ödeme sistemi tümüyle çökecek. Sonra TOBB gidiyor Cumhurbaşkanı'na 'Efendim, bizim kast ettiğimiz bu değildi, eğer bankada karşılığı varsa bu çek ödensin' diyor. Bankalar ödemiyor çünkü kanun öyle çıkmış. Ticaret Bakanlığı diyor ki bankalara 'Karşılığı varsa ödeyin'. Bankalar diyor ki 'Öyle olursa yasaya aykırı davranırız'. Bakanlık, 'Yasayı değiştireceğim' diyor ve iki gün sonra yasayı değiştiriyor. Yani o arada bankalara da kanun dışı iş yaptırdılar. Çünkü bu işle ilgili kişilerin çek nasıl alınır, tahsil edilir, bilgisi yok. Yani liyakatin gelmiş olduğu durumu anlatan bir örnek bu. Daha geçen ay yaşadık. Böyle bir fiyasko Türkiye tarihinde yaşanmadı."

imf ekonomi kriz Enflasyon Türk Lirası değer kaybı Erdal Sağlam Kerim Rota