Türkiye İstatistik Kurumu, asgari ücret hesaplamalarını açıkladı
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme görüşmeleri kapsamında üçüncü kez toplandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından, asgari ücrette ağır iş kolu için 2.792,10 TL, orta iş kolu için 2.507,70 TL, hafif iş kolu için 2.339,10 TL olarak hesaplandı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında üçüncü kez toplanıyor. Üçüncü toplantıda işçi kesimini temsil eden Türk-İş heyeti sunum yapacak.
Geçen hafta hazine ve maliye ile ticaret bakanlıkları temsilcilerinin ekonomik veri ve raporları sunduğu komisyonda, bu toplantıda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin zam pazarlığında dikkate alınan hususlardan olan bir işçinin asgari geçim tutarını paylaştı.
Buna göre TÜİK tarafından asgari ücret ağır iş kolu için 2.792,10 TL; orta iş kolu için 2.507,70 TL; hafif iş kolu için 2.339,10 TL olarak hesaplandı. TÜİK'in yaptığı hesaplamalarda geçen yıla göre ortalama yüzde 20'lik artış olduğu görüldü. Bu hesaplamaya göre, bir önceki yılın hesaplamasına göre ağır işler için yapılan hesaplamanın artış oranı, yüzde 19,78, orta işler için yüzde 20,17, hafif işler için yüzde 20,53 düzeyinde oldu.
TÜİK temsilcilerinin bir işçinin asgari geçim tutarını toplantıda komisyonla paylaşmasının ardından, görüşmelerde ilk rakamların da telaffuz edilmesi bekleniyor. Bu durum enflasyon gelişmeleri ve beklentilerini üçüncü asgari ücret masasının önemli unsuru haline getiriyor.
SENDİKALAR NE İSTİYOR?
Masanın iki tarafından biri olan emek cephesinde talepler üçüncü toplantı öncesinde netleşmeye başladı. Görüşmeler başlamadan önce Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu imzasıyla yapılan ortak açıklamada 'insan onuruna yaraşır' bir geçim ücreti belirlenmesi çağrısı yapılmıştı.
Açıklamada, 2021 yılı asgari ücret görüşmelerinin, Covid-19 salgınının tüm dünya ve Türkiye'de ağır insani, sosyal ve ekonomik tahribatının yaşandığı bir dönemde başladığı belirtilerek, şunlar kaydedilmişti:
"Küresel salgın, başta işçiler olmak üzere tüm ücretli çalışanların yaşama şartlarını daha da ağırlaştırdı. Ciddi iş ve gelir kayıplarına yol açtı. Nitekim devletin resmi kurumunca açıklanan son büyüme rakamlarında, çalışanların milli gelirden aldıkları payın ciddi oranda gerilediği de görülmektedir. 2021'de geçerli olacak asgari ücretin, pandemi koşullarında yaşanan iş ve gelir kaybı dikkate alınarak insan onuruna yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi ortak düşüncemizdir."
TÜRK-İŞ, 'ÖNCE İŞVEREN VE HÜKÜMET ÖNERİ GETİRSİN' DEDİ
15 Aralık’ta yapılan toplantı öncesinde Anadolu Ajansı’na konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, görüşmelerde ilk rakamın işveren ve hükümet tarafından masaya sunulmasını istedi. Atalay, "Önce işveren ve hükümet getirsin rakamı. Makul, mantıklı, çalışanların kabul ve tebessüm edeceği bir rakam olursa buna 'evet' deriz" ifadelerini kullandı.
DİSK ise net bir rakamla 2021 asgari ücret talebini ortaya koyan sendika olarak öne çıktı. Sendika 2021 yılı için asgari ücretin 3 bin 800 TL olması gerektiğini belirtti.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu "2021 yılı asgari ücreti Covid-19 pandemisinin yarattığı ekonomik ve toplumsal tahribat içerisinde başladı. Çalışanlar gelirlerini kaybettiği için 2021 asgari ücreti pandeminin yarattığı yıkımı engellemek açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.
Çerkezoğlu 3 bin 800 TL’lik asgari ücret talepleri için ise şunları söyledi:
"Biz bu pandemi ile birlikte asgari ücrette vergi ve kesinti ücretinin ortadan kaldırılmasının gerekliliğinin altını çizdik. Çünkü asgari ücretin üçte biri vergi ve kesintilere gidiyor. Yılın 122 günü vergi ve kesintiler için çalışıyor. Ele geçen net asgari ücret brüt ücretin sadece yüzde 66’si dolayısıyla asgari ücretin ve bütün ücretlerin asgari ücret düzeyindeki miktarındaki vergi dışı bırakılması ve asgari ücretin SGK prim başta olmak üzere çağdışı damga vergisinin kaldırılmasının ve SGK primleri konusunda Hazine'den destek verilmesi son derece önemli. Pandemi ile birlikte çok ciddi gelir kaybı yaşandı bunu görmek lazım. Biz 3 bin 800 TL olan asgari ücret talebimizi üç ayrı hesaplama ile bulduk ve bu hesaplamanın ortalamasını aldık."
İŞVEREN PANDEMİ KOŞULLARINI ÖNE SÜRDÜ
Sendikaların talepleri netleşirken masanın diğer tarafındaki işveren cephesi ise pandemi koşullarını öne sürerek dengeli bir asgari ücret talebinde bulundu. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme görüşmeleri kapsamındaki ikinci toplantısının ardından yazılı açıklama yaptı.
Koç, asgari ücret masasının bu yıl salgının getirdiği olağanüstü şartların gölgesinde kurulduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu nedenle, asgari ücretin, dönemin koşulları dikkate alınarak belirlenmesi her zamankinden çok daha büyük önem taşıyor. Covid-19 önlemleri nedeniyle hizmetler sektöründe faaliyet gösterenler başta olmak üzere, birçok işletmenin geçici olarak kapanmak veya faaliyetlerini daraltmak zorunda olduğu yadsınamaz bir gerçek. 2021 yılı asgari ücreti belirlenirken, bu işletmelerin durumu ve geleceğinin de dikkate alınması büyük önem taşıyor."
Koç, olağanüstü şartlar taşıyan bu dönemde, asgari ücret desteğinin tüm işletmeleri kapsayacak şekilde ve özellikle toplu iş sözleşmeli iş yerlerinde artırılarak devam ettirilmesinin hayati nitelikte olduğunun altını çizdi.
Koç, "Rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerin ve OECD ortalamasının oldukça üstünde olan ücret üzerindeki vergi ve prim yüklerinin uygun seviyelere çekilmesi hem çalışanlarımıza hem de işverenlerimize nefes aldıracak bir adım olacaktır. İstihdamı korumak, ilave istihdam sağlamak, yeni yatırım ortamı oluşturmak ve salgınla zor durumda kalan sektörlerin üzerindeki baskıyı azaltmak için dengeli bir asgari ücretin belirlenmesi her zamankinden daha da önemli hale gelmiş bulunuyor" ifadelerini kullandı.
ENFLASYON SEPETİN ÖNEMLİ KISMINA YAYILDI
Asgari ücret masasının en kritik başlığı her yıl olduğu gibi enflasyondaki gelişmeler oldu. 2020 yılı Türkiye’de pandemi nedeniyle Türk Lirası’nın dalgalı bir seyir izlediği ve enflasyonda düşük çift haneli seyrin yılın sonuna doğru yukarı yönlü bozulduğu bir sene oldu. Türk Lirası dolar karşısında kasım ayında tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. 2020’nin tamamında Türk Lirası’nın dolar karşısındaki kaybı yaklaşık yüzde 30 oldu.
Kurdaki etki birikimli olarak enflasyonda da kendini hissettirdi. Asgari ücret toplantılarından önce açıklanan son enflasyon verisi olan kasım enflasyon verilerinde beklentileri aşan bir gerçekleşme söz konusu oldu. Buna göre kasımda tüketici fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,03 arttı. Böylelikle 2020 yılının en yüksek enflasyonu kaydedildi.
GIDA ENFLASYONU YÜKSELDİ
Enflasyon sepetin tamamına yayılma eğilimi gösterirken asgari ücretli açısından sepetin en kritik unsuru olan gıdada yılın sonlarına doğru enflasyonunun hızlandığı görüldü. TÜİK verilerine göre, kasımda gıda fiyatları bir önceki yıla göre yüzde 21’in üzerinde artış kaydetti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) aylık fiyat gelişmeleri değerlendirmesinde kasımda enflasyondaki yükselişin sürükleyicisinin gıda ve temel mal grupları olduğunu belirtti.
Değerlendirmede gıda enflasyonundaki yükselişte birikimli döviz kuru etkilerinin, temel girdi niteliğindeki tarımsal emtia fiyatlarının seyrinin ve mevsim geçişine bağlı arz yönlü unsurların rol oynadığı belirtildi.
Küresel gıda fiyatları da kasım ayında sert bir şekilde yükselerek son altı yılın en yüksek fiyat seviyelerini gördü. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) aylık yayımladığı Gıda Fiyat Endeksi'ne göre gıda fiyatlarında altı aydır aralıksız yükseliş kaydetti.
GIDA ENFLASYONUNDA BEKLENTİLER YUKARI YÖNLÜ REVİDE EDİLMİŞTİ
Gıda enflasyonuna ilişkin beklentiler TCMB’nin son enflasyon raporunda net bir şekilde ortaya kondu. Buna göre, bankanın gıda enflasyonu varsayımı 2020 yılı için yüzde 13,5, 2021 yılı için ise yüzde 10,5 olarak güncellenmiştir. Bir önceki raporda gıda enflasyonu beklentileri sırasıyla yüzde 10,5 ve yüzde 8 olmuştu.
Rapora göre işlenmemiş gıda fiyatlarında hava koşulları ve arz yönlü etkilere bağlı olarak oynaklıklar gözlenebilirken bu durum gıda enflasyonu tahminleri üzerinde her iki yönde risk yaratabiliyor. Tarımsal emtia fiyatlarındaki yükseliş eğilimi ve yurt içi gıda fiyatlarındaki artışların ikincil etkileri de bu açıdan yukarı yönlü risk oluşturuyor.
TÜRKİYE REEL ASGARİ ÜCRET ARTIŞINDA RAKİPLERİNİN GERİSİNDE
Enflasyon görünümü asgari ücret konusunda reel artışların da önemli bir başlık olarak öne çıkmasına yol açıyor. Veriler, Türkiye'nin bu konuda rakip ülkelerin gerisinde olduğuna işaret ediyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), ay başında, 42 Avrupa ve Orta Asya ülkesini 2010-2019 dönemini kapsayan dönem için enflasyondan arındırılmış yıllık reel asgari ücret artışına göre sıraladı. Buna göre Türkiye, 42 ülke arasında yıllık ortalama yüzde 3,5'lik reel artışla, 19'uncu sırada yer alıyor.
Buna karşın İspanya yüzde 3, Hırvatistan yüzde 2,2, Sırbistan yüzde 1,8 artışla Türkiye'nin gerisinde kalan ülkeler arasında. Sıralamanın en altında reel ücret artışında negatife düşen 5 ülke de dikkat çekiyor. Belçika ve Güney Kıbrıs'ta yıllık ortalama artışta, enflasyonun yüzde 0,1 altında kalırken, Bosna Hersek (yüzde -1,1), Yunanistan (yüzde -1,6) ve Gürcistan'da (yüzde -2,7) bu oranlar çok daha yüksek.