Yemek kartı kalkıyor: Sefer tasında haşlanmış patatesle gideceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan yemek kartı zorunluluğunun kaldırılacağını duyurdu. İşletme sahipleri birçok açıdan olumlu karşılarken müşteri kaybı olabileceğinden endişeli.
Cengiz Anıl Bölükbaş
+GERÇEK- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı Haliç Kongre Merkezi'ndeki İstanbul Ticaret Odası 140. Yıl Özel Ödülleri programında yemek kartı zorunluluğunun kaldırılacağını açıkladı. Erdoğan açıklamasında yemek kartı yerine çalışanlara nakden ödenen yemek bedeli tutarlarının da vergi istisnası kapsamına gireceğini belirtti. Peki, Erdoğan’ın açıkladığı gelişme işletmeler ve çalışanlar açısından nasıl karşılanıyor?
Ankara’da gelişmeyi konuşmak için Kızılay ve Tunalı civarı doğru adreslerden biri. Sokaklar ve caddeler her zamanki gibi kalabalık. Hem hafta içi olmasından hem de gün ortası olması bunda etkili. Ancak aynı kalabalık işletmelerde görülmüyor. Özellikle öğle arası olmasına rağmen restoranların ve lokantaların dolu olmaması dikkat çekiyor.
KOMİSYONUN KALKMASI İŞLETMELER AÇISINDAN SEVİNDİRİCİ
Sodexo ile çalıştığını öğrendiğimiz bir lokantaya giriyoruz. Burada da 3-4 masa dışında geri kalan masalar boş. Konuştuğumuz işletme sahibi durumun işletmeler açısından olumlu yanları olduğunu vurguluyor. Bu olumlu yanlardan ilk sırada gelen ise yemek kartı şirketlerinin kestiği komisyon. Şirketler %7 ile %10 arasında değişen bir komisyon alıyorlar. Komisyonun ortadan kalkacak olmasını kendileri açısından maliyetin azalması olarak yorumluyor işletme sahibi.
"Yemek paralarının elden alınmasıyla beraber müşterilerinizde azalma görürseniz atacağınız adımlar neler?" diye soruyorum. Bu durumda eğer dükkânın işlemesi için gerekli müşteri yoğunluğunu sağlayabilirlerse müşterilerin devamlılığını için indirim yapabileceklerini belirtiyor.
Konuyu konuşmak üzere başka bir işletmeye giriyorum. Burada da durum diğer işletmeden farklı değil. "Çok kalabalık değil gibi" diyorum. "Gidişat iyi değil" diye karşılık veriyor. Yemek kartının kaldırılmasına yönelik gelişmeyi sorduğumda cevabı diğer cevaptan farklı olmuyor. İlk dile getirdiği şey gene kesilen komisyon ücreti. Ancak bunun yanı sıra eklediği bir husus daha var: Paranın ilk elden nakit olarak gelecek olması.
"Yemek kartlarından, Yemek Sepeti gibi uygulamalarda yatacak olan paramız uzun bir süre sonra yatıyor. Bu biz işletmeciler için iyi değil. 45 gün sonra paranın yatmasını beklemek yerine kişi nakit olarak bize parayı verecek. Parayı hızlıca döndürebilmemiz bizler için avantaj."
İŞLETMELER MÜŞTERİ KAYBINDAN ENDİŞELİ
Nakit olarak yemek ücretinin alınması işlet sahipleri için bir avantaj gibi görünüyor. Ancak zorlukları da yok değil. Bu gelişmenin işletmeler için olumsuz tarafı nedir, sorumuza işletme sahibi müşteri kaybı riskini işaret ederek yanıt veriyor. Çünkü yemek kartı yerine nakit alan çalışan, bu parayı farklı yerlerde ya da farklı amaçlarla kullanabilir. Durumu şöyle aktarıyor:
"Çalışan kişi bu parayla restorana gelmeyebilir. Bir markete gider ya da yemek yerine onu ulaşım, giyim, evin temel ihtiyaçları için kullanabilir. Bu durumda bu işletme için müşteri ve gelir kaybının artma olasılığı yükselir."
Bunun dışında işletmelerin zaten zor durumda olduğunu da vurguluyor. "Durumunuz nasıl, kış sizce nasıl geçecek?" diye soruyorum. İşletmelerin kendilerini zar zor çevirdiğini söylüyor:
"Maliyetler çok yüksek. Gıda, dükkânın maliyetleri, elektrik, su derken ancak ayı kurtarıyoruz. Yarınımız belli değil."
Genel ekonomik resimden sıyrılmak ve ayakta kalmak için bazı restoranlar özel önlemler alıyor. Kendilerine benzer bir girişimde bulunup bulunmayacağını soruyoruz. Bu durumda zaten maliyetin çok az üstünde fiyat belirlediklerini ve indirim yapamayacaklarını dile getiriyor. "O zaman ne olacak?" sorusunaysa "Bu durumda ya personel çıkarmak durumunda kalacağız ya da böyle devam ederse işletmeyi kapatmak durumunda kalacağız" diyerek yanıt veriyor.
İşletme sahipleri açısından gelişme bazı açılardan olumlu karşılanırken aynı zamanda müşteri kaybına yönelik de bir endişe hakim. Bu durumda ne olacağı ilerleyen günlerde belli olacak. İşletmeler açısından durum böyleyken çalışanlar açısından gelişme nasıl yorumlanıyor?
ÇALIŞANLAR NAKİT PARAYI BAŞKA ALANLARDA KULLANABİLİR
Restoranda yemek yiyen iki kişinin yanına gidiyoruz. Bir yandan yemeklerini yerken bir yandan da konuyu konuşmaya başlıyoruz. İkisi de özel sektörde satış elemanı olarak çalıştıklarını belirtiyor. Bir sorun çıkabileceği endişesiyle isimlerinin verilmemelerini rica ediyorlar.
Yemek kartları yerine elden para verilmesini nasıl karşıladıklarını sorduğumda öncelikle olumlu yönleri anlatmaya başlıyorlar: "Elden para aldığımızda bunu bazı ihtiyaçlarımız için kullanabiliriz. Hayat pahalılığı artmış durumda. Bazı temel ihtiyaçlarımızı karşılama yönünde katkısı olabilir. Yemek kartı ile alışveriş yapabileceğiniz şeyler kısıtlı. Kazandığımız maaş ile geçinmek gün geçtikçe daha zor hale geliyor. "
Çalışanlar açısından bu durum geçimlerini bir şekilde devam ettirebilmek için ufak bir olanak olarak görülüyor. "Bu durumda yemek ihtiyacınızı nasıl karşılayacaksınız?" sorusunu öğünleri azaltacaklarını söyleyerek yanıtlıyorlar. Dışarıda yemek yemenin maliyetli olduğunu ve bu durumda elden aldıkları para ile malzeme alıp evde yemek yapmak gibi fikirlerin düşünülebileceğini de ekliyorlar. Ancak bu durumda da çalışanların yemek konusunda ekstra bir zaman ayırması gerekeceğini de tahmin ettiklerini ifade ediyorlar.
"Zaten bizler gibi çalışan insanlar bir süredir dışarıda yemek yemeyi azalttı. Herkes evde yemek yapıyor. Evde de yemek yapmak maliyetli ama en azından bir süre yiyebilme şansınız var. BİM, A101 gibi yerlere gidip ucuz malzeme alıp günü kurtarıyoruz. Ancak yemek kartları buralarda kullanılmıyor. Nakit para aldığımızda daha ucuz yerlerde alışveriş yapabilme şansımız olur. Veyahut biraz paradan arttırıp herhangi bir faturamızı ödemeye çalışacağız."
Sohbet devam ederken çalışanlardan biri Kemal Sunal’ın Korkusuz Korkak adlı filmini bilip bilmediğimi soruyor bana. Bildiğimi öğrenince "Filmde Mülayim sefer tasına patates haşlayıp gidiyor ya, biz de yakında o şekilde gideceğiz işe" diyor. Herkes gülüşmeye başlıyor ancak o gülüşteki burukluk hissediliyor. Çalışan insanların en rahat hayal kurabileceği gelecek zamana ilişkin bile artık güzel hayaller kuramamasının burukluğu.