4 Aralık Dünya Madenciler Günü | Somalı işçiler: “Hayatımız karanlık; çalışırken de geleceğe bakarken de”

4 Aralık’ta konuşan maden işçileri, “Soma’nın geleceğini ithal kömür politikaları değil, bizim alın terimiz belirler” diyerek ses yükseltti. Maden işçileri “Hayatımız karanlık; çalışırken de geleceğe bakarken de” vurgusu yaptı.

4 Aralık Dünya Madenciler Günü | Somalı işçiler: “Hayatımız karanlık; çalışırken de geleceğe bakarken de”

Artı Gerçek - 4 Aralık Dünya Madenciler Günü, Soma’da yine yerin yüzlerce metre altındaki ağır yaşamın ve yıllardır çözülmeyen emeğe yönelik baskıların gölgesinde karşılandı.

Maden işçileri ANKA’ya yaptıkları açıklamalarda, ithal kömür politikalarının yalnızca üretimi değil, bütün bir işçi havzasını çökerttiğini söyleyerek, “Biz çalışmazsak bu bölge nefes alamaz ama emeğimize sahip çıkan yok” dedi.

Madenciler, Türkiye’nin en büyük linyit havzalarından birinde üretim yaptıklarını, ancak kendi kaynakları dururken ithal kömürün piyasaya ucuz sokulmasının “işçinin ekmeğine açık bir saldırı” olduğunu vurguladı.

“301 ARKADAŞIMIZI TOPRAĞA VERDİK, HÂLÂ EMEĞİMİZİN HESABI SORULMUYOR”

İşçiler, 2014’te yaşanan Soma Katliamı’na atıf yaparak, o günden beri güvenlikten iş güvencesine kadar hiçbir yapısal adım atılmadığını belirtti:

“301 can gitti ama siyasetçiler için hiçbir şey değişmedi. Bugün de ithal kömür yüzünden işçilerin geleceği karartılıyor. Bizim emeğimiz yok sayılıyor.”

“EMEĞİ DEĞERSİZLEŞTİREN BİR DÜZENE MAHKÛM EDİLİYORUZ”

İşçilerin en çok tepki gösterdiği konu ithal kömür. Bir madenci, bu politikanın yalnızca ekonomik değil sınıfsal bir tehdit olduğunu şöyle anlattı:

“İthal kömür deyince aklıma ihanet geliyor. Çünkü bu doğrudan işçinin ekmeğini hedef alıyor. Yıllardır sırtımızı toprağa verip yerin dibinden kömür çıkarıyoruz ama bir kalemde yok sayılıyoruz.”

Başka bir işçi ise ithal kömürün ucuz olmasının nedenini hatırlattı:

“Biz burada can pahasına çalışıyoruz. Onlar düşük vergilerle ülkeye giriş yapıyor. Emeği değersizleştiren bir düzene mahkûm ediliyoruz.”

“BU ÜLKENİN ENERJİSİNİ BİZ TAŞIDIK, KARŞILIĞINDA GÜVENCESİZLİK ALDIK”

Madenciler, termosantralın çalışmaması hâlinde üretimin anlamsızlaştığını ancak bu durumdan en çok işçilerin etkilendiğini hatırlattı:

“Soma ocakları kapanırsa 4 bin işçi değil, 16 bin insan aç kalacak. Buradaki yaşam üretimle ayakta duruyor ama hiçbir destek yok. Yıllardır bu ülkenin enerjisini biz taşıdık, karşılığında güvencesizlik aldık.”

İşçiler, yeraltı çalışma koşullarının ağırlığını da hatırlatarak, “Yeraltına karanlıkta giriyoruz, karanlıkta çıkıyoruz. Alnımızdaki ter kurumadan emeğimiz değersizleştiriliyor. Geleceğimiz de tıpkı o ocaklar gibi karanlık” dedi.

Yıllardır “yerli ve milli” söylemlerinin maden işçilerinin sırtında bir propagandaya dönüştüğünü anlatan bir madenci, şunları söyledi:

“Evet, yerli kömür milli servet ama onu çıkaran biziz. Yıllardır bu servetin karşılığını alamıyoruz. Yine de ithalin önünü açıp bizi işsizliğe sürüklüyorlar.”

Madenciler, ithal kömür politikasının sadece bir enerji tercihi değil, doğrudan işçi sınıfını hedef alan bir yönelim olduğunu belirterek, 4 Aralık’ta ortak bir çağrı yaptı:

“Biz alın terimizle üretiyoruz. Milyon yıllık rezervi insanlığa sunuyoruz. Biz olmasak bu kömür yeraltında kalacak. Bu yüzden emeğimize sahip çıkılmasını istiyoruz. İthal kömür devam ederse Soma’nın işçisi değil, bütün ülkenin işçisi kaybedecek.” (HABER MERKEZİ)

madenciler