Çağrı merkezi çalışanları anlatıyor: 'Evden çalışırken kamerayla izleniyoruz'

Çağrı merkezi çalışanları anlatıyor: 'Evden çalışırken kamerayla izleniyoruz'
Çağrı merkezi çalışanları asgari ücretle, güvencesiz koşullarda çalışıyor, kıdem tazminatı gibi hakları ellerinden alınıyor. Müşterilerden azar işiten, üstlerinin de aşağılayıcı tavırlarına maruz kalan çağrı merkezi çalışanları yaşadıkların anlattı.

Zelal Sahidenur SARİ


VAN - Van, 1 milyon 127 bin nüfusuyla Doğu Anadolu Bölgesinin nüfus bakımından en büyük ili. Van, yüzde 17.2 işsizlik oranıyla Muş, Bitlis ve Hakkari ile birlikte işsizliğin en yüksek olduğu iller arasında. Van'da istidam sorununu çözmek için 2018 yılında çağrı merkezleri açılmaya başlandı. Şu anda üç firmada 2 binin üzerine çağrı merkezi çalışanı bulunuyor.

BASKI, MOBBİNG, AŞAĞILAMA

Pandemi sürecinde evden çalışma modeline geçen çağrı merkezlerinde çalışanlar zorlu şartlarla mücadele ediyor. Asgari ücret tutarındaki maaşlar, uzun çalışma saatleri, güvencesizlik, baskı, mobbing ve aşağılama en sık karşılaşılan şikayetler. Çağrı merkezi çalışanları migren, görme ve duyma kaybı, bel ve boyun fıtığı gibi pek çok sağlık problemi de yaşıyor. Ancak bu problemlerin birçoğu meslek hastalığı olarak da kayıtlara geçmiyor.

'ASGARİ ÜCRET ALIYORUZ AMA AYDA 15 GÜN MESAİYE KALIYORUZ'

Çağrı merkezinde 2018'de çalışmaya başlayan T., bir yıl sonra sağlık sorunları nedeniyle ayrıldığını belirtiyor. Yoğun çalışmaktan kaynaklı iki kulak zarında delinme ve ses tellerinde nodül oluştuğunu anlatan T., iş bulamayınca 2022 yılında yeniden çağrı merkezinde çalışmaya başlamış. Asgari ücret aldığını ancak maaşında çeşitli gerekçelerle kesintiler yapıldığını anlatan T., "Şirket mesai vereceğini söyledi. Mesailer ödeneceği zaman da 'eksik süren var' dendi. Eksik süre şu: elektrik kesildiğinde, hatta girmediğinde bu direkt çalışana mal ediliyor. Elektrik kesintisinde bizim suçumuz yok. Böyle olunca tam maaş alamıyoruz. Elektrik kesintisi olduğunda günü öyle kapatamıyoruz şirkete gidip o saatleri doldurmak zorunda kalıyoruz. Asgari ücret alıyoruz ama 15 gün mesaiye kalıyoruz" diyor.

'EVDEN ÇALIŞIRKEN KAMERAYLA İZLENİYORUZ'

Evden çalıştıkları halde kameradan izlendiklerini söyleyen T., "Ses yansımasın, ekran görüntün neden böyle, arkadaşlar kurumsalda çalışıyorsunuz evinizde olsanız bile giyim kuşamınıza dikkat etmeniz lazım" gibi ikazlarla rahatsız edildiklerini söylüyor.

'HER SABAH EN AZ 15 DAKİKAMIZI ÇALIYORLAR'

Toplantıların mesai saatleri dışında yapılığına dikkat çeken T.,
"Sabah mesaiye 15 dakika kala toplantıya alıyorlar. ‘Arkadaşlar, çalışmak istemeyen varsa çıksın, dışarıda bir sürü işsiz var. Yapmak zorundasınız çünkü bir para karşılığı çalışıyorsunuz. Kimse hayrına çalışmıyor' diyorlar. Elektrik kesintisinden ücretimizi kesen kurum bizim her sabah 15 dakikamızı çalıyor" diyor. Saat başı 10 dakika mola haklarını olduğunu söyleyen T., ilk ve son saatte mola kullanamadıklarını belirtiyor.

'KIDEM TAZMİNATI VERMİYORLAR'

İşten ayrıldıklarında da haklarının ellerinden alındığını vurgulayan T., "Kendin çıkıyorsan herhangi bir hak verilmiyor. Sadece evlenirken yılını doldurmuşsan evlilik tazminatı alıp çıkabilirsin. Ama harici olarak çıkarsan yani iş değişikliği nedeniyle çıkarsan kıdem tazminatı alman lazım ama vermiyorlar" diyor.

'HER ZAM DÖNEMİNDE KÜÇÜLMEYE GİDECEĞİZ DİYORLAR'

Zimmetlenen ekipmamlar da ayrı bir külfet çağrı merkezi çalışanları için. T., kulaklık, klavye, kamera gibi üzerlerine zimmetli ekipmanlarla ilgili herhangi bir fiyat bilgisi verilmediğini ve bu ekipmanlar bozulduğunda dolar üzerinden fiyatlandırma yapılarak maaşlarından kesildiğini aktarıyor. T., “Her sene 'temmuz ayında küçülmeye gideceğiz' diyorlar. Yani zam dönemlerine denk geliyor tabii" diye ekliyor.

'TAKIM LİDERERİ TEHDİT EDİYOR, AŞAĞILIYOR'

Evde çalışmanın daha rahat olduğunu fakat takım liderinin gün içerisinde sürekli mesaj atıp, aradığını ve tehdit ve hakaret ettiğini söylüyor T.:

"Takım lideri gruplardan gün içerisinde tehditvari konuşmalar, aşağılayıcı tavırlar sergiliyor. Kendisi de daha önce bu koşullarda çalışmış biri olarak takım lideri olunca aynı şeyi yapıyor. Normalde bana şu ana kadar takım liderliği verilmiş olmalıydı ama onlar kendilerine itaat edip, yalakalık yapacak, herkesin her şeyini anlatacak, yaptıkları her haksızlığa göz yumacak birilerinin olmasını istiyorlar. Ben haksızlığa göz yummadığım için ne benimle çalışmak istiyorlar ne de takım lideri yapmak istiyorlar."

'İŞTEN ÇIKARILSAM GEÇİNECEK PARAM YOK'

T., geçim sıkıntısı çekip çekmediği sorusuna şu yanıtı veriyor:

"Ay sonunu zor getiriyorum. Kiracıyım, 4500 TL kira ödüyorum. Faturalar, internet, ortak gider, mutfak masrafı derken ay sonu zor geliyor. Bugün işten çıkarılsam bu ay geçinecek param yok çünkü birikim yapamıyorum. Herhangi bir hakkımız da yok zaten. Sendikalaşma, örgütlülük yok maalesef çağrı merkezi çalışanları arasında."

‘HERHANGİ BİR İŞÇİDEN DAHA AZ ÜCRET ALIYORUZ’

K. da 2021 yılından bu yana çağrı merkezlerinde çalışıyor. K., çalışma şartlarını şöyle anlatıyor:

"Bize, ‘siz işçi değilsiniz, çağrı merkezi çalışanlarısınız, asistansınız,’ gibi süslü cümleler kurarak bizi işçi sınıfının mücadelesinden ayırmaya çalışıyorlar. Oysa biz normal bir işçiden daha az ücret alıyoruz. Her işte prim var ama bizim işimizde prim aslanın ağzında. Kalitenin iyi olması gerekiyor, eksik sürenin olmaması gerekiyor, mola aşımı yapmaman gerekiyor. Ve çoğu projede bu primler 2 bin TL’nin üzerine çıkmıyor. Yani çok gülünç rakamlar."

'MÜŞTERİLERDEN AZAR İŞİTİYORUZ'

Saatlerce konuşmak zorunda kaldıklarını ve çoğu zaman müşterilerden azar işittiklerini söyleyen K., bunu şirketlerin yanlış politikalarına bağlıyor ve hedef tahtası olduklarını dile getiriyor. Çalışma sürelerinin uzun olmasının hem sosyal hem de psikolojik olarak çalışanları olumsuz etkilediğini belirten K., "İşe her başlayan ilk çağrıda ağlıyordu baskılardan dolayı" diyor.

'SENDİKALAŞMAK ŞART'

Sendikal örgütlenmenin şart olduğunu belirten K., şunları anlatıyor:

"Yunanistan’da çağrı merkezi çalışanları grev yaptı ve kazanımla sonuçlandı. Bu şartlarda çalışarak ses çıkarmamak mümkün değil. Çalışanların hepsi genç. 18’den başlıyor ve en fazla 25 yaşında çalışan var. Bu yaş grubu genellikle daha apolitik oluyor. Sendikanın anayasal bir hak olduğunu bilmiyorlar. İkincisi; çağrı merkezi işçilerinin yüzde 90’ı evden çalışıyor, bu yüzden sadece gruplarda iletişim kurabiliyorlar. Bu olmayınca örgütlenme kanalı kurmak zor oluyor. Üçüncüsü; zor tarafı ise çağrı merkezinde sirkülasyon çok fazla. İşin zor olmasından kaynaklı 6-7 ay çalışıp çıkıyor işten işçiler. Bu da örgütlenmeyi zorlaştırıyor."

'TAZMİNAT HAKLARI ELLERİNDEN ALINIYOR'

DİSK İletişim İş Genel Başkanı Gürkan Emreoğlu, çağrı merkezi şirketlerinin devletten teşvikler aldığını ancak süreli iş sözleşmeleriyle işçilerin tazminat haklarını ellerinden aldıklarını vurguluyor. Sözleşmelerde yasalara aykırı maddelerin de işçilere dayatıldığını dile getiren Emreoğlu şöyle diyor:

"Evde çalışma patronlar açısından oldukça kârlı bir durum. Evde çalışan işçilere, ‘evde rahat çalışıyorsunuz. Çocuğunuza bakıyorsunuz, rahat iş yapıyorsunuz' diyerek gerçeği değiştiriyorlar. Çünkü belli bir sürede görüşme yapmak zorundalar. Evde çalışma masası ve sandalyelerin ergonomik olmamasından kaynaklı omurga hastalıklarının, mola saatlerinin standartlarının uygulanmamasından kaynaklanan duyma ve görme hastalıklarının yaygınlaştığını görmekteyiz. Bunlar gerek işyeri hekimlerinin verilerine girmemesi gerek Çalışma Bakanlığının bu konuda araştırma yapmamasından kaynaklı iş hastalıkları olarak görülmüyor."

whatsapp-gorsel-2024-07-17-saat-17-44-20-05cefe5d.jpg
DİSK İletişim İş Genel Başkanı Gürkan Emreoğlu

'ÖRGÜTLENME SAĞLANIRSA BELLİ STANDARTLAR GELİR'

Türkiye'de çalışanların yalnızca yüzde 14'ünün sendikalı olduğuna dikkat çeken Emreoğlu, örgütlü olmamanın hak kayıplarının önünü açtığını vurguluyor:

"Bu alanda gerçek anlamda örgütlenmiş işçiler, bu iş kolunda belli bir standart gelmesine sebep olacaktır. Bir kere kişisel kazanımlar yanında sektörde de iş sağlığı ve güvenliği ile maaşlar konusunda taban bir aylık gelmesine neden olacaktır. Giderek yoksulluğun arttığı bu süreçte emeğinin karşılığını almanın önemiyle bir araya geliyoruz."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar