Yeni Çeltek Maden Faciası'nın 34'üncü yılı: Sağ kurtulanlar o günü anlattı

Yeni Çeltek Maden Faciası'nın 34'üncü yılı: Sağ kurtulanlar o günü anlattı
Amasya'da Yeni Çeltek Maden İşletmesi'nde 7 Şubat 1990’da meydana gelen grizu patlamasında ölen 68 madenci anıldı. Aradan geçen 34 yılda acı ilk günkü kadar tazeydi. Ölen madencilerin yakınları ve faciadan sağ kurtulan o günü Artı Gerçek'e anlattı.

Mehmet MENEKŞE


AMASYA - Amasya’nın Merzifon ilçesine bağlı Kayadüzü Köyü'nde 1955 yılında açılan Yeni Çeltek Kömür İşletmesi’nde 7 Şubat 1990’da 16.00 - 24.00 vardiyasında çalışan 141 işçi, kendilerini bekleyen faciadan habersiz madene indi. Madenciler, galerinin 3 bin metresini geçtikten sonra, yerin 316 metre altında, '243’üncü uzunayak' olarak adlandırılan bölüme ulaştı. Saatler tam 19.30'u gösterdiğinde grizu patlaması oldu ve büyük bir yangın başladı. Patlamanın yaşandığı noktadaki 68 madenci öldü, çıkış noktasına yakın olan 73 madenci ise yaralı halde kendi imkânları ile dışarı çıktı.

ÜÇ MADENCİNİN CESETLERİ BULUNAMADI

Grizu patlamasının ardından başlayan yangının söndürülmesi için ocağın ağzı beton ile kapatıldı. Ölen 68 madenciden 65’inin cesedi madenden çıkarılırken Veli Topuz, Selman Meç ve Muharrem Baba'nın cesetleri ise bulunamadı.

MADENCİ ANI EVİ YAPILDI

Yeni Çeltek Kömür ocağından emekli maden işçisi eski Kayadüzü Köyü Muhtarı Yılmaz Katırcı tarafından köye madenci anıtı ve anı evi yaptırdı. Madenci anı evine Yeni Çeltek Kömür Ocağı'nda ölen tüm işçilerin fotoğrafları ve eşyaları konuldu. Ayrıca ölen madenciler için bölgeye 1200 çam fidanı dikildi.

KÖYDE ANMA TÖRENİ DÜZENLENDİ

Facianın 34’üncü yıldönümünde Kayadüzü Köyü Muhtarı Veli Keskin tarafından ölen 68 madenci için anma töreni düzenlendi ve mevlit okutuldu. Köydeki anı evinde düzenlenen törende ölen madencilerin yakınları gözyaşı döktü. Muhtar Keskin, "Hayatını kaybeden 68 madencimizi unutmuyoruz. Her yıl 7 Şubat’ta anma yapıyor, mevlüt okutuyoruz. Madenciler için anı evi yaptık ve hepsinin fotoğraflarını buraya astık. İşçilerin aileleri işçiler adına yapılan n anı evini ziyaret ediyor, o günleri anıyor, unutmuyor" diye konuştu.

'DÖRT CANDAN BİRDEN AYRILDIM'

Fatma Menç, faciada hem babasını hem üç kayınbiraderini kaybetti. Babası Nusret Akgül ile kayınbiraderleri Hamza Meç ve Ali Meç’in cenazeleri çıkarıldı ancak diğer kayınbiraderi Selman Meç’in cesedi bulunamadı. Fatma Meç, "Selman Meç çıkarılamadı, yani toprak altında. Çünkü 'ocak kapandı' dediler. İhmal ettiler bence, aynı Soma’daki gibi. Patlama olduğunda bir senelik evliydim. Hepsini birden kaybettim. Dört candan birden ayrıldım. Eşimle ikimiz aynı acıyı yaşadık. Çok kötüydü. Acılar eskimiyor, ateş düştüğü yeri yakıyor, o günler gitsin de bir daha geri gelmesin" diye konuştu.

Fatma Menç

'OCAKTAN SÜRÜNE SÜRÜNE ÇIKTIK'

Grizu patlamasından yaralı kurtulan 21 yıllık madenci Aslan Özdemir, o dönemde kurtarma çalışmalarının zor koşullarda gerçekleştiğini anlattı. Özdemir, "Grizu patlaması o kadar yüksek sesti ki kulaklarımız kapandı, gözlerimiz kör oldu. Ocaktan sürüne sürüne çıktık, çok zordu. Emeğimizin karşılığını bile alamıyorduk ama ekmek parası ne yapacaksın. 68 maden işçisi arkadaşımızı kaybettik" dedi.

'KARDEŞİM PATLAMADAN ÜÇ GÜN ÖNCE NİŞANLANMIŞTI'

Yeni Çeltek Maden Ocağı'ndan emekli olan Hasan Baba, grizu patlamasında kendisi gibi madenci olan kardeşi Muharrem Baba’yı kaybetti. Kardeşinin cenazesini bile alamayan Hasan Baba, "Ben de kardeşim Muharrem de Yeni Çeltek Madeninde çalışıyorduk. Kardeşim ile farklı vardiyada çalışıyorduk. Patlamanın olduğu gün vardiyam yoktu, dışarıdaydım. 7 Şubat’ta saat 16.00- 24.00 vardiyasında saat 19.30’da grizu patlaması olmuş, duyar duymaz oraya koştuk. Kardeşim Muharrem 24 yaşındaydı ve patlamadan üç gün önce de nişanlamıştık. Pazar günü nişanını yaptık, çarşamba günü de bu patlama oldu 68 kişiyle birlikte genç yaşta yaşamını yitirdi. 34 yıl önce aynı bugünkü gibi olay çarşamba günü olmuştu" diye konuştu.

'KARDEŞİMİN MEZARI BİLE YOK'

Kardeşini kaybettikten sonra da madende çalışmaya devam eden Baba, "Ben 20 madende çalıştım, 2006 yılında emekli oldum. Kardeşim gibi 68 madenci o ocaktan çıkamadılar, hepsi çok gençti. Ben de madene canlı girdim 20 yıl sonra ölü çıktım. Patlamadan sonra ocakta büyük yangın çıktım. Yangının sönmesi için ocağın ağzına beton döküldü. Ben kardeşimin cenazesini bile alamadım. Üç madenci ocakta kaldı. Kardeşimin bir mezarı bile yok. Kayadüzü Köyünde madende yaşamını yitirenlerin adına bir anı evi ve şehitlik yaptık. Her 7 Şubat’ta oraya gidip anma yapıyoruz, ruhlarına mevlit okutuyoruz. Soma’da, Zonguldak’ta yüzlerce madenci hayatını kaybetti. Bunlar da bizim evlatlarımız. Madenci ekmek kavgası için madene giriyor, ölenler hep ekmek kavgası için öldüler" dedi.

Hasan Baba (sağda)

'TAŞERON, ÖRGÜTSÜZLÜK, DENETİMSİZLİK ÖLDÜRÜYOR'

CHP Amasya Milletvekili Reşat Karagöz de başta 301 madencinin öldüğü Soma Faciası olmak üzere yakın tarihteki maden facialarının ortak yanının örgütsüzlük, taşeron sistemi ve denetimsizlik olduğunun altını çizdi. Karagöz, "Miktarı ne kadar olursa olsun çıkarılan kömür hiçbir işçimizden kıymetli değildir. Geriye dönüp baktığımızda son yıllardaki maden kazalarının ortak yanı örgütsüzlük, taşeron sistemi ve denetimsizliktir. Bu acıların bir daha yaşanmaması için sendikal örgütlülüğün önündeki engellerin kaldırılmalı, taşeronlaşmadan vazgeçilmeli, etkin ve yerinde denetim mekanizması işletilmelidir. Türk işçi hareketinin bütün gücünü kullanmasıyla Türkiye'nin 176 sayılı ILO Sözleşmesi'ni kabul etmesine rağmen sözleşmenin gerekleri yerine getirilmediği için maden ocaklarında büyük acılar yaşamaya devam ediyoruz" diye konuştu.

Öne Çıkanlar