Ermeni patriği seçimi yılan hikayesine döndü
Ermeni cemaatinin patrik seçimini yıllardır engelleyen devlet, desteklediği Ateşyan’ın kaybettiği son seçime müdahale etti. Sonuç açıklandıktan sonra...
Ermeni cemaatinin patrik seçimini yıllardır engelleyen devlet, desteklediği Ateşyan’ın kaybettiği son seçime müdahale etti. Sonuç açıklandıktan sonra ortaya çıkarılan bir yazıyla "seçim hukuksuz" dendi.
GÜNCEL – Agos’un iki hafta önceki sayısında manşetinden durumu "Ateşyan seçimi kaybetti, devlet müdahale etti" başlığı ile vermişti. Patriklik seçimi, Türkiye’deki Ermeni toplumu için yılan hikayesine dönüşmüş durumda. Sekiz yıldır patrik seçilemedi. 15 Mart’ta Patriklik seçimi için ilk adım atılmıştı ki, bu sefer devlet İstanbul Valiliği yoluyla seçime müdahale etti. Seçimde şu anda bir ilerleme yok. Hatta seçim süreci kilitlendi denebilir.
SÜREÇ NASIL BAŞLADI?
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, son Patrik Mesrob Mutafyan, 2008’de görevini yapamayacak kadar hastalanınca, aslında yeni bir patrik seçme süreci başlamalıydı ancak öyle olmadı. 2010’da bir heyet, patrik seçimi için başvuru yaptığı zaman, devlet Mutafyan’ın hâlâ hayatta olduğunu ve o yüzden "patrik genel vekili" seçilebileceğini açıkladı. Aslında böyle bir "pozisyon", dinen ve toplumsal olarak yoktu. Yeni Patriğin yine Ermeni cemaati tarafından seçilmesi gerekirken, bazı ruhaniler toplanıp bütün teamüllere aykırı olarak Aram Ateşyan’ı "patrik genel vekili" seçti. Aslında olmayan ve devlet tarafından uydurulmuş "patrik genel vekilliği" koltuğuna oturan Aram Ateşyan’la cemaat içinden bazı grupların hukuk savaşı 2010’dan beri devam ediyor. Yıllardır devam eden bütün bu hukuk savaşları, tartışmalar ve tepkiler sonucunda Aram Ateşyan, seçime gitmeyi "kabul etmek zorunda kaldı". Seçim tarihi 15 Mart olarak belirlendi. Seçime Ateşyan’la beraber Almanya Ermenileri Ruhani Önderi Karekin Bekçiyan girdi ve Bekçiyan 11’e karşı 23 gibi önemli bir oyla Değabah, (yeni bir patriğin seçimi süreci boyunca patrikhaneyi temsil edecek Patrik kaymakamı) seçildi.
YAZI SEÇİMDEN ÖNCE GELDİ
Skandal tam da bu noktada patladı. 15 Mart’ta Ateşyan’ın seçimi kaybettiği belli olunca, Ateşyan toplantı odasından sinirle çıkıp bir odaya girdi ve birkaç dakika sonra elindeki faksı ortaya attı. İstanbul Valiliği’nden gelen yazıda "seçim sürecinin başlatılmasının hukuken mümkün olmadığı" yazıyordu. Daha büyük rezalet ise Vali Yardımcısı Aziz Mercan imzalı yazının saatinin 13.47 olmasıydı. Yazı, seçimden önce fakslanmıştı!
VALİLİK: GÖREVİNİN BAŞINDA
Uzun süredir yeni patrik seçiminin yapılması yönünde yayın yapan Agos’un Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, "Yazı Ateşyan patrik kaymakamı seçimi kaybettikten sonra ortaya çıkarıldı. Hâkim görüş o ki Ateşyan, patrik kaymakamı seçimini kazansaydı bu yazı ortaya çıkmayacaktı" diyor. Neden böyle bir yol izlendiğine dair yorumu ise şöyle: "Valilikten gelen yazıda ‘Patrik genel vekilinin görevi başında olduğu yazılı. Burada devlete bu yönde bir bilgi gittiği anlaşılıyor. Bunun Ermeni toplumun içinden gitmiş olabileceği yönünde kuvvetli şüpheler var."
DEVLET DAHA MI İYİ BİLİYOR?
Danzikyan’ın kendi haftalık yazısında da belirttiği gibi seçimlerdeki skandal iki taraflı. Hem Ateşyan pozisyonunu bırakmak istemiyor hem de devlet bütün isteklerini rahatça kabul ettirebildiği Ateşyan’ın koltuğu kaybetmemesi için müdahale etmekten çekinmiyor. Danzikyan, yazısında şöyle yazıyordu: "Devlet nasıl patrik seçeceğimizi bizden daha mı iyi biliyor şimdi? Usul şu: Patrik olmadığında patrik seçeriz. Halk seçer. Patrik Genel Vekili gibi bir makamla, devlet ve vekil öyle istiyor diye yıllar boyunca yaşayamayız. Yapılması gereken belli. Toplum, kurumlarımız bu işin peşini bırakmamalı. İlk adım Ateşyan’ın o makamı boşaltmasıdır."
Devletten aldığı güçle ayak diremeye devam eden Ateşyan birkaç gün önce yaptığı açıklamada, "Dengeler yeniden aynı asgari koşullarda oluşuncaya dek şimdiki durumun değişmesi fiilen mümkün gözükmemektedir" dedi. Seçilmiş Patrik Kaymakamı Bekçiyan ise Ateşyan’ı varılan mutabakata uymaya çağırıyor ki bu çağrı da Ateşyan’ın pek "umrunda değil" gibi. Valilik’ten istenen randevu da nedense hâlâ beklemede…
HUKUKSAL DAYANAĞI YOK
Konuyla ilgili görüşü alınan HDP Milletvekili Garo Paylan da, "Bu müdahaleyi Ateşyan’ı orada sekiz yıldır tutan irade yaptı ve tabii ki bunu Ateşyan’la birlikte yaptı. Hukuksuz ve geleneklere uymayan bir şekilde Ateşyan’ı patrikhanede "kayyım" olarak tutan irade, bu seçimi de seçim olduktan sonra engellemeye çalıştı. Ateşyan seçilseydi, o evrak ortaya çıkmayacaktı, seçimden sonra ortaya çıkarma talimatı verildi. Çünkü Ateşyan’ı istedikleri gibi kullanıyorlar. Devlet Patrikhane ile ilgili bir düzenleme yapmadı, hiçbir mevzuat yok, yani seçime müdahale edemez, dolayısıyla yazı hukuksuzdur. Teamüllere göre Ermeni Patrikliği devletle "istişare" eder, o kadar. Saray’daki iradenin her şeye ben karar veririm, ben istersem olur, istediğim kişiyi seçerim tavrının tezahürü bu."
Avukat Sebuh Aslangil de, "Resmi bir makam tarafından yazılan her yazının hukuksal bir yanı vardır fakat yazının içeriğinde hukuksal dayanağı olmayan şeyler iddia ediliyor. Patrik seçimi dini eylemdir, Türkiye Cumhuriyeti de anayasasına göre laiktir, dolayısıyla bir dini faaliyetin idari izne tabi olması düşünülemez. Patrik kaymakamı, yani ruhaniler adına seçime nezaret edecek kişi seçilmiştir ve bundan sonra seçimin tarafsız ve adil yürütülmesi için bir "müteşebbis heyeti" seçilecek. O müteşebbis heyeti cemaat vakıflarıyla temas edip seçim günü saptayacak ve bu seçim gününü, patrik kaymakamı ile imzalayarak idareye başvuracak ki seçim başvurusu, izin başvurusu değildir. İdare açısından resmen seçimin başlama süreci o andır."