1 milyon ev işçisi kadın işsiz kaldı, ücretli izin talep ediyor

‘Ev işçiliği görünmeyen emek’ diyen Ev İşçileri Sendikası Başkanı Kargın, salgın döneminde ev işçileri için ücretli izin hakkı istiyor.

1 milyon ev işçisi kadın işsiz kaldı, ücretli izin talep ediyor

Derya OKATAN

ARTI GERÇEK - Koronavirüs salgını nedeniyle milyonlarca kişi işsiz kaldı. Bunlar arasında zaten ne İş Kanunu’nda ne çalışma hayatında adları dahi olmayan ev işçisi kadınlar da var. Neredeyse tamamı kayıt dışı çalıştırıldıkları için sayıları bilinmeyen ancak 1 milyon civarında olduğu tahmin edilen ev işçisi kadınlar, ücretli izinli sayılmak istiyor.

Onlardan birisi Huriye Erdugan. 50 yaşındaki Erdugan, 20 yılı aşkın süredir evlere ve iş yerlerine temizliğe gidiyor. Erdugan, kızı ile birlikte yaşıyor.

Kızı 3 yaşındayken boşandığı kocasının ne kızına ne kendisine 1 lira bile desteği olmadığını belirtiyor. Kızını tek başına, haftanın her günü temizliğe giderek büyüten Erdugan, kızının okulu bitirdikten sonra uzun süre işsiz kaldığını, 6-7 aydır çalıştığını, ancak sigortasının 3 ay önce başladığını anlatıyor. Maaşı da 1500 TL’den asgari ücrete yakın zamanda çıkmış. Ancak maaşının bir kısmı üniversitede aldığı kredi borcuna gidiyor.

Erdugan, "Borç sadece bu değil ki" diyor, ikinci kez evlendiği adamın çektirdiği kredi borçlarıyla boğuştuklarını anlatıyor. "Arkamı yaslayacak kimse yoktu, artık çok yorulmuştum, çalışmamayım dedim ama o da dolandırıcı çıktı. Birikimimi yedi, bankadan kredi çektirdi, ödemedi. Boşandık ve ben hâlâ onları ödüyorum."

Huriye Erdugan’un sigorta girişi dahi yok. Salgına kadar haftanın 5 günü, bazen 6 günü temizliğe giderek kendisinin ve kızının geçimini sağlamaya çalışıyordu. Ancak 3 haftadır işe gidemiyor.

KİŞİ BAŞINA 715 LİRA DÜŞÜYOR, YARDIM ALAMAZSINIZ

Yardım için Mamak Belediye’ne başvurmuş. Aldığı yanıt, "Fakirlik sınırı altında değilsiniz, çünkü kızın asgari ücret alıyor. Kişi başına 715 lira düşüyor, bu para ile geçinebilirsiniz" olmuş.

Bazı STK’lara da başvurmuş ama sonuç alamamış. Sadece bir yerden Mayıs ayından sonra gıda yardımı alabilecekleri söylenmiş.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın "gündelikçi kadınlara yardım edeceğiz" açıklamasını hatırlatıyorum. Sürekli aradığını ancak hattın hep meşgul olduğunu söylüyor.

‘DEVLET VERSİN DEMİYORUM, YOL GÖSTERSİN’

Beynindeki bir kılcal damarda tıkanıklık olduğunu ve yüksek tansiyon hastası olduğunu belirten Erdugan, yine de devletten karşılıksız bir yardım beklemediğini ifade ediyor. "Bir tane kızım var, onu rahat yaşatmak istiyorum. Sıcak bir eve gelsin istiyorum, kombi yakamıyorum. Elektrik kullanmıyorum. Düzenli bir gelirim olsun, kiramı faturalarımı ödeyeyim. Bizi görsünler istiyorum. O kadar mağdur, o kadar zor durumdayız ki… Ben evde durmak istemiyorum. Bir yerden bir gelirimiz olsun. Ben oturayım devlet versin demiyorum, yol göstersin, çalışma ise çalışma... Yeter ki geçinebileceğim bir para gelsin."

‘VİRÜS ÇOK KÖTÜ VURDU BİZİ’

Salgın nedeniyle çalışmayan bir diğer kadın 48 yaşındaki S. 25 yıldır bu işi yapıyor. İki çocuğu, üç de torunu var. Eşi, oğlu, gelini ve torunlarıyla birlikte 6 kişi aynı evde yaşıyorlar. Eşi inşaat işçisi. Kronik astımı olduğu için sürekli çalışamıyor. Yani sabit bir geliri yok. Sadece çalıştığı bir firma, ilaçlarını alabilmesi için sigortasını yatırıyor. Oğlu taksi şoförü. Bu günlerde onun da işleri çok düşmüş.

Salgından dolayı 4 haftadır çalışamadığını anlatıyor S, "Virüs çok kötü vurdu bizi."

Bu süreçte ne faturaları ve kredi kartı borçlarını ödeyebilmişler ne diğer ihtiyaçlarını karşılayabilmişler.

Eşi sigortalı göründüğü için hiçbir yardımdan faydalanamadıklarını da anlatıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin başvuru formunda da bu şartın geçtiğini belirtiyor.
Salgın öncesi haftada 3 gün farklı evlere temizliğe gittiğini belirterek, "Yetiyordu bana, çocuklarıma" diyen S, çaresizliğini şöyle dile getiriyor: "Bilmiyorum ne yapacağım. Bir yere girsem çalışsam, o da yok, her yer kapalı. Bazen aklıma geliyor, mantı bükeyim, sarma sarayım diye. Millet korkuyor zaten almaz ki…"

‘İNŞALLAH SİGORTA BORCUM SİLİNİR’

36 yaşındaki Ö, evli ve iki çoğu var. Eşi asgari ücretli. Kayınvadilesinin yanında oturdukları için kira dertleri yok.

15 yıldır evlere temizliğe giden Ö, "İşe gittiğimiz zaman para alabiliyoruz, gitmediğimiz zaman olanla geçinmeye çalışıyoruz" diyor.

Çalıştığı bir evin de yardımıyla isteğe bağlı sigortalı olduğunu ancak çocukların ihtiyaçları artınca sigortasını yatıramadığını anlatıyor. "Şimdi bir sürü borcum var. Hastaneye gitmeye kalksam, gidemem."

"Tamam, sigortasız çalışıyorduk ama en azından bir ücret alıyorduk. Şimdi daha da zorlaştı" diyen Ö, asgari ücret de olsa eşi hâlâ çalışabildiği için çok şikâyetçi değil ve tek bir talebi var: "İnşallah sigorta borcum silinir, başka da bir şey istemem."

EV İŞÇİLERİ DERNEĞİ: ÜCRETLİ İZİNLİ SAYILSINLAR

Ev işçilerinin çoğu kendisini işçi olarak tanımlamasa ve haklarını bilmese de Ev İşçileri Sendikası’nın bu dönem için somut bir önerisi var: Ev işçisi kadınların ücretli izinli sayılması.

Ev İşçileri Sendikası Başkanı Ayten Kargın, ev işçilerinin İş Kanunu’nda hâlâ işçi olarak tanımlanmadığını, ancak mücadeleleri sonucu sigorta imkânlarının doğduğunu hatırlatıyor. "Gerçi yüzde 2’lik sigorta da hiçbir işe yaramıyor. Sadece iş kazası geçirdiği ya da öldüğü zaman işe yarıyor" diyen Kargın, oysa kendilerinin aylıkla çalışan ya da gündelik çalışan kadınlar arasında ayrım yapılmadan sigorta imkânı tanınmasını istediklerini belirtiyor.

"Ev işçiliği görünmeyen emek. Hem çok zor hem iş tanımı yok hem sigortasız, kayıtsız çalışıyor. Emeği yok oluyor" diyen Kargın, şimdi de salgın nedeniyle yüz binlerce kadının işsiz kaldığına dikkat çekiyor.

Kargın, bu dönem için taleplerini şöyle dile getiriyor: "Bu işverenlerin merhametine bırakılmasın, ücretli izinli sayılsın, gelmediği günlerin parası verilsin. Bunun zorunlu olması lazım, hak olması lazım."

kadın işsiz 1 milyon