12 Eylül'de işkence görenler anlattı: 12 Eylül faşizmi bugün katmerlenerek devam ediyor

Mehmet Menekşe

AMASYA - 12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasında Amasya’nın Suluova ilçesindeki Et ve Balık Kurumu (EBK) Tesisleri'nde aylarca işkenceden geçirilen Fazlı Kuru ve Hasan Kaplan o dönemin izlerini hâlâ bedenlerinde taşıyor. Artı Gerçek'e konuşan Kuru ve Kaplan, 12 Eylül rejiminin katmerlenerek sürdüğünü anlattı.

12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasına işkence merkezlerinden biri de Amasya’nın Suluova ilçesindeki Et ve Balık Kurumu Tesisleri'ydi. Binlerce kişi işkenceden geçirildi. İşkenceler nedeniyle 2009'da Yüzbaşı Atasoy Fitoz hakkında açılan ve beş yıl süren dava 2014 yılında tanıklara, raporlara ve belgelere rağmen zaman aşımından düşürüldü.

KURU: 12 EYLÜL BENİ BU HALE GETİRDİ

Burada aylarca işkence gören isimlerden Fazlı Kuru, o günleri şöyle anlatıyor:

"Futbolcuydum. 12 Eylül darbesinde gözaltına alındım. Suluova Et ve Balık Kurumu'nda oluşturulan işkencelerden geçtim ve sakat kaldım, tekerlekli sandalyeye mahkum oldum. Sağ bacağım da dizimden kesildi. İşte 12 Eylül darbesi beni bu hale getirdiği gibi Türkiye’yi de içinde bulunduğumuz sürece soktu."

'HÂLÂ DARBECİLERİN ANAYASASI İLE YÖNETİLİYORUZ'

12 Eylül rejiminin hâlâ sürdüğünü vurgulayan Kuru, şöyle devam etti:

"12 Eylül darbesinin ürünü olan bir iktidar, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşıyormuş gibi yaptı ve insanlık suçu olan işkence davasını zaman aşımından düşürdü. 12 Eylül darbesi o dönemde yükselen toplumsal muhalefeti yok etmek için yapılmıştı. Geldiğimiz noktada bırakın toplumsal muhalefeti, muhalif parti bile kalmadı. İnsanlar evlerine kapandı, hak aramaktan vazgeçti çünkü hukuka güvenmiyor. Hâlâ 12 Eylül darbecilerinin yaptığı anayasa ile yönetiliyoruz. 12 Eylül’ün bir anayasası vardı ancak bugün anayasayı da tanımayan bir süreç yaşanıyor. 12 Eylül katmerlenerek devam ediyor."

KAPLAN: 12 EYLÜL HÂLÂ SÜRÜYOR

12 Eylül darbesinden sonra Devrimci Yol davasından tutuklanan, Suluova Et ve Balık Kurumu'nda aylarca işkence gören ve uzun yıllar cezaevinde kalan Hasan Kaplan, yaşadıklarını "Dik Dur Devrimci Ol” adlı kitapta topladı. Bugün yaşananların temelinin 12 Eylül'de atıldığını vurgulayan Kaplan, şöyle dedi:

"68 ile başlayan, 12 Mart ile durdurulamayan toplumsal muhalefet ve sendikal hareketlerin yükselmesi sistemin başında bulunanları rahatsız ediyordu. İstenilen ortam oluşturulunca 12 Eylül darbesi yapıldı. Sol da paramparça olmuş ve kendi içinde bölünmüştü, bir araya gelemedi. Gelinen noktada anladım ki biz halkı bilgilendirip, örgütleyememişiz. Görüyoruz ki yanımızda sandığımız halk her zaman güçlünün yanında yer almış. O gün halkı örgütleyip, aydınlatsaydık, bilgilendirip, bilinçlendirseydik bugünkü savrulduğumuz yere savrulmazdık"

12 Eylül'ün hâlâ devam ettiğini dile getiren Kaplan, şöyle devam etti: "Darbenin planlayıcıları başarılı oldular. Bugün birileri 12 Eylül’ün yarattığı sistemin üzerine oturup, her mahalleye bir imam hatip okulu, Kuran kursu açarak din ile bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Varlığını 12 Eylül’e borçlu sistem 12 Eylül’ün açtığı yoldan yürümeye devam ediyor."