17 gün gelecek beş yıla dair ne işaretler verdi?

Normalde saatler içinde açıklanan seçim sonuçları günlere yayıldı. Gelişmeler mazbatayı alan Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun koltukta beş yılına dair nasıl işaretler verdi?

17 gün gelecek beş yıla dair ne işaretler verdi?

Fatma YÖRÜR

ARTI GERÇEK - 31 Mart saat 23.20’de AA tarafından paylaşılan veri akışı durunca sürecin sıra dışı gelişeceği anlaşılmıştı. Bu süreçte CHP açısından öne çıkan faktörler; sabır, medyayı ve iletişim kanallarının ilgisini doğru yönetebilme ve en önemlisi güçlü hukuk birimleri oldu. Yeni Başkan’ın önümüzdeki süreçte, bu üçlü faktöre, geride kalan süreçtekinden daha fazla ihtiyacı olacak.

Geriye doğru yaşananlara bakmadan önce hatırlatmak gerekir ki, seçim gününden itibaren İstanbul İl örgütünün süreci kontrollü yürütmesiyle CHP Genel Merkezi ve İstanbul İl Başkanlığı arasındaki gerilim de yavaş yavaş düştü. İstanbul’un titiz çalışmasıyla kazanılan seçim İl örgütünü güçlendirdi. Bu noktada İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu kendisine bağımsız bir alan yaratmakta ilk günden kararlıydı.

MİLLET İTTİFAKI AÇISINDAN İSTANBUL SEÇİMLERİ

Genel Merkez ve İl örgütü dışında ayrıca bu süreçte, Millet İttifakı’nda da kaynaşma ve ittifak ruhu arttı. Seçim öncesi partiler dışı kaynakların gözlemleri, İYİ Parti’nin ve örgütünün, adayı olmayan yerlerde çalışmalara katılmadığı ya da çalışmalarda çok zayıf kaldığı yönündeydi. Aynı şekilde dijital veri takip merkezleri de seçim sürecinde İYİ Parti’nin dijital alanda da pasif olduğunu ve seçime dahlinin çok zayıf olduğunu paylaşıyorlardı.

İttifak İl Başkanlar,ı seçimi CHP Seçim Koordinasyon Merkezinde (SKM) birlikte izledi. Sonuçların açıklanması durdurulup, iktidar kanadından çelişkili açıklamalar gelmeye başladığı dakikalarda CHP sandıklarda teyakkuz halini arttırdı. İmamoğlu üçüncü açıklamasında partililere "Bulunduğunuz yeri terk etmeyin" çağrısı yaptı. Ardından kriz izleme merkezine geçti. Sonra SKM’deki İYİ Partililer moralli hayli bozuk bir biçimde bu noktayı terk etti. İYİ Parti İl Başkanı partilileri sayım noktalarına gitmeleri noktasında uyarmıştı. CHP’liler sandık başında mesai harcarken seçimi bu merkezden izleyen gençler, çok da işlerine gelmemiş olduğu her hallerinden çok belli bir biçimde SKM’den ayrıldılar.

Devam eden günlerde de CHP Millet İttifakı’na sahip çıkarak onları sürece kattı. 5 Nisan’da sandıklarda sayımlar ve nöbetler milletvekilleriyle devam ederken CHP, İYİ Parti’ye SKM’ye davet etti ve sürece dahil olmalarını istedi. Çeşitli kentlerdeki İYİ Partili milletvekilleri de böylece sandık başlarında görev aldı. CHP bu süreçte "Ben kazandım" demedi. İyi Parti’yi de sürece kattı. İttifaka sahip çıktı.

MEDYA AÇISINDAN SEÇİM SÜRECİ: İKTİDAR MEDYASI İÇİN ZOR BİR SÜREÇ OLDU

AA’nın seçim sonuçları karşısındaki tutumunu Türkiye ibretle izledi ancak bazı (eski merkez yeni iktidar kanalları) medya çalışanlarını SKM’de izlemek bize nasip oldu. Seçim gecesi CHP’nin İstanbul’da öne geçmesiyle bazı muhabirler gelişmeleri tırnaklarını yiyerek izledi. "Bu çok kötü oldu, bizi yayına bağlarlarsa ne diyeceğiz? Çok kötü oldu." şeklindeki şokları medyada yaşanan duruma daha yakından tanık olmamıza neden oldu.

İlk akşam yaşanan bu şokun ardından medya daha temkinliydi. Büyük haber kanalları muhabirleri gelişmeleri suya sabuna dokunmadan izlemeyi tercih etti. Anlaşılan o ki, bu mecralar sahadaki muhabirleri aracılığıyla haber yapmıyor. Yoksa İmamoğlu’na sorulacak soruları mutlaka olurdu.

Beş yıllık belediye başkanlığı döneminde İmamoğlu’nun en büyük sınavı bu baskı altındaki medya ile olacak. İktidarın medya eliyle Yeni Başkan’ın ensesinde olacağı kesin. Dengeyi bilmiyoruz ama denetleme mekanizmasının İmamoğlu yönetimindeki belediyede çok yoğun çalışacağı kesin. Buna karşı İmamoğlu’nun da geriye dönük bir denetleme mekanizması çalıştırması gerekecek. CHP Hukuk Komisyonu’nun İmamoğlu’na şimdiden geri dönük çeşitli raporlar sunduğunu biliyoruz.

Bu iki bahsi biz gazeteciler yakından takip edeceğiz ancak ‘habercilik değil yayıncılık yapıyoruz’ diyen medya bahsine dönecek olursak, bu süreçte kapı önünde kalan tek basın kurumu vardı o da Akit. Akit’i basın danışmanları mı içeri almadı, onlar mı yayını dışarıdan yapmayı tercih etti bilinmez ama İmamoğlu mazbata günü Akit’e "Başımızın üstünde yeriniz var." dedi.

İktidar medyasının bundan sonra İmamoğlu’na karşı özel bir çalışma yürüteceği görülüyor. Çünkü iktidar, seçim süreci ve ardından yaşanan 17 günde yıldızlaşan İmamoğlu’nun bu performansını aşağıya çekmek zorunda. Kamuoyunda kazanılan bu itibarın basın yoluyla yıpratılmaya çalışılacağı açık.

AVANTAJLARI - DEZAVANTAJLARI

Bu noktada İmamoğlu’nun şansı çok disiplinli ve işine hakim basın ekibi. O ve ekibi arasındaki uyum şu ana kadar ki başarı da önemli rol oynuyor ve bundan sonra da oynayacağa benziyor.

Aynı uyumun İl örgütü ekibi ve İmamoğlu ekibi arasında yakalanmış olması da önümüzdeki dönemde işleri kolaylaştıracak gibi görünüyor. Yakın isimlerin paylaştığına göre hem İmamoğlu hem Kaftancıoğlu, kontrolcü ve titiz yapılarıyla birbirlerine benziyorlar.

Aynı şekilde CHP’nin bu süreçte en büyük avantajlarından biri de güçlü bir hukuk ekibine sahip olmasıydı. Başta KHK’lı Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu olmak üzere parti geçtiğimiz dönemde Türkiye’nin en iyi hukukçularını bünyesinde toplamıştı. Aynı şekilde teşkilatta yetişen avukatların da sürece sıkıca tutunmasıyla bu süreci CHP az hasarla atlattı. Bu seçim döneminde ona kazandıran en önemli yönlerden biri de bu güçlü ve yasalara, sürece hakim hukuk komisyonuydu.

Bu komisyonun İBB’nin geriye dönük çalışmalarında da yoğun bir mesai harcayacağı görülüyor. Komisyon, İmamoğlu’nun önüne şimdiden bazı dosyaları koymuş durumda. Öyle görülüyor ki, Ekrem İmamoğlu’nun ilk bakacağı noktalar geçmiş dönem ihaleleri olacak.

EKREM İMAMOĞLU FAKTÖRÜ VE ONU BEKLEYEN ZORLUKLAR

Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 3 ay gibi kısa bir sürede çalışkanlığı ile büyük yol kat etti. Bilinmeyen isim olarak eleştirilirken gündemden hiç düşmemeyi hatta gündemi belirlemeyi başardı. Erdoğan ziyareti bunun ilk ayağıydı. 17 günlük süreçte de ilk andan itibaren medya ilgisini üzerinde tutmayı başardı.

Eğer yoluna devam edebilirse (ki kamuoyunda bu yönde hala endişeler var) onun için en zor dönem ilk dönemi olacak. Borçlu bir belediye devralan İmamoğlu, ekonomik krizle birleşen bu borçluluk durumunda, ayrıca İBB içindeki kadrolaşmış ekiple de çalışmak durumunda kalacak.

İlk günden bu yana izlediği kapsayıcı ve birleştirici dili ile buradaki krizi en aza indirmeye çalışacağı görülüyor. CHP tabanından gelebilecek kadrolaşma taleplerine karşı kendi ekibini kurma dönemi de kolay olmayacaktır.

İmamoğlu şu ana kadar ki temposuyla giderse resmi tatillerde bile çalışabilir. Bu da önümüzdeki süreçte ekibi ve basın açısından korkulan nokta olabilir. 25 yıl sonra AKP'den İstanbul'u alan Başkan'ı izlemeye devam edeceğiz.

Türkiye chp akp canan kaftancıoğlu Ekrem İmamoğlu İyi Parti millet ittifakı