73. fermanın üzerinden 7 yıl geçti

73. fermanın üzerinden 7 yıl geçti
IŞİD'in binlerce kişiyi öldürüp, yine binlerce çocuğu kaçırıp köleleştirdiği ve kadınları cariye olarak sattığı Şengal katliamının üzerinden 7 yıl geçti.

ARTI GERÇEK- IŞİD’in 7 Haziran 2014 tarihinde Musul’u, iki hafta sonra Şengal ile arasındaki kent olan Telafer’i ele geçirmesinden sonra bir sonraki saldırının Şengal’e olacağı tahmin ediliyordu. Telafer’den kaçan on binlerce Şii ve Alevi Türkmen de bunu bildikleri için sığındıkları Şengal’den ayrılmak istiyordu. IŞİD saldırısından önce Şii Türkmenlerin büyük bir bölümü kendi imkânları ile Irak’ın Kerbela ve Necef kentlerine göç etmeye başlamıştı bile.

Temmuz ayının ortalarında Şengal’e 20 kilometre mesafede tüm Sünni köylerinde hakimiyet kuran IŞİD’in yaklaşması üzerine Êzîdî şeyhleri hem Irak ordusunun hem de KDP güçlerinin bulunduğu ikili yönetime başvurarak kendilerine silah verilmesini ya da yaklaşan IŞİD tehdidine karşı göç etmek istediklerini söylediler. (Irak’ın tartışmalı bölgelerinden olan Şengal 2003 yılına kadar Irak hükümeti kontrolü altındaydı. Saddam’ın devrilmesinden sonra, IKYB ile Irak Hükümeti arasında varılan anlaşmaya göre burası tartışmalı bölge ilan edilmiş, geleceğinin referandumla belirleneceği kararlaştırılmıştı. 14 Ağustos 2007’de Şengal’de Sibe Şex Xidir ve Tilizer köylerine yapılan bombalı saldırı sonrasında KDP, Êzîdîleri korumak amacıyla Şengal’de asayiş birimleri oluşturmaya ve karakollar kurmaya başlayarak Irak asayişi ile birlikte Şengal’i yönetmeye başladı.) 

Ancak bu talepleri hep geri çevrildi. Ağır silahlara sahip ve 7 binden fazla bir askeri güce sahip Serbest Bapiri komutasındaki KDP güçleri, halkın güvenlik sorununun olmadığını, onları koruyabilecek güçte olduğunu söylediler. Peşmerge ve Êzîdî’ler birçok köyün etrafına mevzi kazıp 24 saat nöbet tutmaya başladılar. 

Şengal’in yakın köylerinin etrafını kuşatan IŞİD ile zaman zaman peşmerge ile küçük çaplı çatışmalar yaşanıyordu. Ancak bunlar daha çok IŞİD’in "vur-kaç" şeklinde saldırılarıydı. Saldırı sonrası peşmerge bölgeye gönderiliyor, gerekli önlemleri aldıktan sonra tekrar Şengal’e çekiliyordu. 

1 Ağustos tarihinde ise Şengal’in dağa bakan ana yolunda biri Kuzey Afrikalı, biri Irak’lı iki IŞİD militanı susturucu tabanca ve TNT kalıpları ile yakalandı. IŞİD’in saldırı taktiklerinden biriydi bu. Taktikleri, bir kente ya da kasabaya saldırmadan önce oraya gönderdiği militanları aracılığı ile suikast yaparak ya da patlama yaratarak kargaşa ve panik çıkarıp hemen ardından ağır silahlarla o bölgeye saldırmak şeklindeydi. İki militan gözaltına alınarak adli işlemler başlatıldı.

Ancak iki gün sonra Şengal’in güneybatısındaki Sünni Arap yerleşimi olan Bilêc ile güneyde bulunan Beac kasabasında toplanan IŞİD, 3 Ağustos günü sabaha karşı 02:20 sıralarında IŞİD ağır silahlarla önce Girzerik köyüne, bir saat sonra da Siba Şêx Xidir köyüne saldırdı. 

Peşmerge ve Êzîdîlerin ferdi silahlarla karşılık vermesiyle çatışma sabah saatlerine kadar devam etti. Sabahın 6’sına kadar süren çatışmalar sonrasında, peşmerge güçleri gelen bir emirle geri çekilmeye başladı. Aynı saatlerde ise Rambosi, Tilkasab, Koço ve Tilbenad köylerine havan saldırıları düzenlendi.

Peşmergenin silahları ile birlikte kenti terk etmesi üzerine savunmasız kalan halk, bulabildikleri araçlarla ya da yayan Şengal dağına doğru çıkmaya başladı. 

Saat 11:00 sıralarında ise IŞİD militanları ağır silahlarla kent merkezine girerek burayı ele geçirdi. IŞİD Şengal merkezinde etnik temizliğe başlarken, gözaltına aldığı binlerce kişiyi de kapalı spor salonlarına, buğday hangarlarına götürerek tutukladı. 

Şengal’den kaçanların dağ yolunu kullandıklarını fark eden IŞİD, sonraki gün ise bu kez uçaksavar yüklü araçlarla dağın başını tutup kaçışları önlemek istedi. Dağa tırmananlar arasında yer alan 7 HPG’li de bulunuyordu. Serê Lofa denilen Şengal dağının tepesinde peşmergenin geride bıraktığı bir uçaksavarı çalışır vaziyete getirip dağa çıkmaya çalışan IŞİD araçlarına ateş açılıp 6 aracın kullanılmaz hale getirilmesi sonucunda dağda büyük bir askeri güç olduğuna inanan IŞİD, buraya çıkmaktan vazgeçti. Dağ yolunun güvenli olması nedeniyle yaklaşık 200 bini kişi ana yolu ve patikaları kullanarak dağa çıkarak hayatını kurtardı. 

Duhok’a açılan karayolunun Rabia tarafından IŞİD’in kontrolünde olması ve Rojava’ya açılan Zumar ve Sinunê kasabalarının da IŞİD denetiminde olması nedeniyle onbinlerce kişi bir süre Şengal dağında mahsur kaldı.  Êzîdilerin yanı sıra aralarında Şii Türkmenler ve Şii Araplar’da vardı. 

Ancak 4 Ağustos’ta Rojava tarafından bir birliğin sınırı geçerek Zumar ve Sinunê bölgeleri arasında koridor açarak yolu açması ile dağda kalan on binlerce kişi Rojava’ya geçebildi. Bu koridorun açılması sırasında 11 YPG’li yaşamını yitirdi. 

Şengal’de bulunanların çoğu Rojava’dan gönderilen kamyonlarla Rojava’nın Derik ilçesindeki Newroz kampına taşınırken, aynı şekilde dağda kalanların su ve yiyecek ihtiyaçları da su tankerleri ve kamyonlarla taşınan yiyecekle sağlanıyordu. 

Ancak Şengal dağına patikalardan tırmanırken günlerce susuz ve aç kalan onlarca çocuk, kadın ve yaşlı hayatını kaybetti. Bir çoğunun cesedi, günler sonra 50 derece sıcaklık olan Ağustos ayının sonunda çürümüş halde bulundu. 

Uluslararası camia ancak saldırıdan iki gün sonra Şengal dağında kalanlara helikopterlerle erzak getirmeye başladı. Yardım getiren helikopterlere asılan iki kişi yüksekten düşme sonucu ölürken, iki kişi de atılan erzak paketlerinin altında kalarak yaşamını yitirdi. Aynı şekilde gelen helikopterlerin kendilerini almaları için yaşanan izdiham sırasına bir helikopter düştü. 

Bir hafta sonra ise helikopterlerle ABD’li askerler ve bir grup peşmerge Şengal dağına indi. Peşmergelerin kendilerini IŞİD’in insafına terk ederek yalnız bıraktıklarını düşünen Êzîdîler onlara saldırmak istedi. Ancak orada bulunan HPG’nin Şengal sorumlusu Egit Civyan ve YPG’liler buna engel olarak olayın büyümesini önlediler. Helikopterle birlikte Şengal dağına gelen KDP’ye bağlı bazı Kürt medyası ise PKK’nin Şengal dağını ele geçirdiğini, ABD ve peşmerge güçlerini burada istemediklerini söylediklerini yazdı. 

SALDIRIDAN 12 GÜN SONRA TESLİM OLAN KÖYLERDE KATLİAM

IŞİD’in Şengal’e 3 Ağustos günü saldırısı öncesinde, Koço, Xatimi, Günde Tıl Kesaba Kevn, Şehwani ve Azimi köylerine IŞİD emiri Ebu Hamza tarafından haber gönderilerek kendilerine dokunulmayacağı sözü verilir. Êzîdî Şeyh Ahmet Kaso’nun da IŞİD’e katılmadan önce arkadaşı olan Ebu Hamza, amaçlarının kimseyi öldürmek olmadığını, teslim olmaları halinde can güvenliklerinin sağlanacağı bildirir. 5 köy teslim olur. Köylere gelen IŞİD’liler altın, para ve telefon, bilgisayar gibi elektronik eşyalarının teslim edilmesini ve Müslümanlığı kabul etmelerini ister. Ancak Êzîdîler bunu kabul etmez. Köyleri ele geçiren IŞİD, 15 Ağustos günü Êzîdîlerin altın, para ve elektronik eşyalarına el koyduktan sonra ‘sizi araçlarla Kürdistan’a göndereceğiz’diyerek kadın ve çocukları ayırır. Yaşlı kadın ve erkekleri önce araçlarla köyden çıkarır ve köy dışında araçlardan indirerek kurşuna dizer. Öldürülenler arasında şeyh Ahmet Kaso da vardır. Cenazeler 12 ayrı toplu mezara gömülür. Kadın ve çocuklar ise otobüslerle Telafer’e götürülür. Bu köylerden çok az kişi kaçarak kurtulur.

Sonraki günlerde Êzîdî yöneticileri tarafından yapılan açıklamalarda, Şengal’de 6 bin kişinin kayıp olduğu, yaklaşık 2 bin kız çocuğu ve kadının da köle ve cariye yapılmak için kaçırıldığı belirtildi. Kaçırılanların büyük bir kısmı IŞİD’e fidye ödenerek tekrar ailelerine kavuşmaları sağlandı.
Şengal, işgal edildikten ancak 15 ay sonra özgürlüğüne kavuşabildi. 13 Kasım 2015 tarihinde koalisyon güçlerinin verdiği hava desteği ile peşmerge, HPG ve YPG güçleri tarafından yapılan ortak operasyonla özgürlüğüne kavuştu. IŞİD saldırısı sonrasında 200 binden fazla sivil Şengal dağı üzerinden tahliye edilirken, yaklaşık 10 bin kişi ise bölgeden ayrılmak istemedi. Kendi öz savunma güçlerini kuran bu Êzîdîler, Şengal özgürleşene kadar bu çadırlarda yaşadılar.

Şengal’de halen Irak merkezi hükümet birlikleri ile peşmerge birlikleri ile HPG-YPG tarafından eğitilen Yekîneyên Berxwedana Şingal (Şengal Direniş Birliği) gücü bulunmakta. 

Irak merkezi hükümeti ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında tartışmalı bölge statüsünde olan Şengal, IŞİD’den kurtarıldıktan 6 yıl sonra bile statüsü henüz netleşmemiş bir bölge. KDP ve Türkiye, Şengal'de HPG ile YPG tarafından eğitilen silahlı grupların lağvedilmesini isterken, Irak hükümeti ise resmi olmasa da tartışmalı bölgeler içinde yer alan Şengal'de KDP'nin tek başına hakimiyet kurmasından rahatsız.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar