'Adalet erkeklere farklı kadınlara farklı'
Kendisine tecavüz eden erkeği öldüren Nevin Yıldırım için son kararı verecek olan Yargıtay’a avukatlardan dilekçe: Tecavüzü yok saymayın, Nevin Yıldırım'a beraat verin.
!['Adalet erkeklere farklı kadınlara farklı'](https://i.artigercek.com/2/1280/720/storage/old/news/17768.jpg)
Sibel HÜRTAŞ / ANKARA
Isparta’da kendisine tecavüz eden erkeği öldürdüğü gerekçesiyle müebbet hapis cezasına mahkum edilen Nevin Yıldırım hakkındaki son karar, yarın açıklanacak.
Isparta’nın Yalvaç ilçesi Korukaya köyünde oturan 2 çocuk annesi Nevin Yıldırım, 28 Ağustos 2012’de kendisine tecavüz eden Nurettin Gider’i öldürmüştü. Gider’in başını keserek, köy meydanına "Namusumu temizledim" diye atan Yıldırım’ın yılardır Türkiye gündeminde olan davasında son noktaya gelindi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yarın Nevin Yıldırım hakkındaki kararını açıklayacak.
Nevin Yıldırım davası, erkek şiddetinin yaygınlığına karşın kadınların öz savunma haklarını kullanmalarına yönelik sembol davalardan biri. Yargı, bugüne kadar çok az da olsa kadınların öz savunma haklarını tanıyarak beraat kararı verdi. Ama Nevin Yıldırım davasında özellikle yerel mahkemenin ön yargılı tavrı ve Yıldırım’a verilen müebbet hapis cezası kadınların sürekli tepkisine neden oldu.
Yıldırım hakkındaki dava kapsamında Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde geçen hafta 25 kadın avukat savunma yaptı. Kadın avukatlar, Yargıtay’a, yerel mahkemenin Nevin Yıldırım’a yönelik ön yargılı tavrını eleştirerek, bu tavrın erkek egemen yargı zihniyetinin bir yansıması olduğuna ve tüm kadınları şiddete karşı sessiz kalmaya zorladığına dikkat çeken, manifesto niteliğinde bir savunma sundu.
Kadın avukatlar, Yargıtay’daki savunmalarında, yerel mahkemenin Nevin Yıldırım’ın tecavüze uğradığı yönündeki beyanlarını görmezden gelmesine tepki gösterdi. Mahkemenin buna karşın, ilk andan itibaren, Yıldırım’ın ‘gönüllü bir ilişki’ yaşadığı kanaatiyle hareket ettiğini, bu kapsamda ‘dedikodu’ niteliğindeki tanık ifadelerini esas aldığını, tanık ifadeleri arasındaki çelişkileri gidermediğini hatta bıçak ve SMS gibi delilleri dahi incelemediğini belirttiler.
TECAVÜZÜ YOK SAYAMAZSINIZ
Mahkeme’nin bu tavrının ‘tecavüzün yok sayılmasına" neden olduğunu söyleyen Avukatlar, mahkemeye "Tecavüzü yok sayamazsınız" tepkisini göstererek, şunları kaydetti:
"Yerel Mahkeme’nin, ‘suçun yaşadığı ilişkinin doğacak çocuk sebebi ile açığa çıkacağından kendisini topluma ve ailesine karşı tecavüze uğradığına inandırmak gayesi ile işlendiği kanaati, tecavüz kavramını daraltan, tecavüz tanımının tüm toplumsal olgulardan ve kadının yaşadığı şiddetten ayrıştıran bir hale getirmiştir. Tecavüze uğrayan kadının öldürüldüğü, her ne yaşamış olursa olsun suçlandığı bir toplum geleneğinde kadının yaşadıklarını anlatamaması, bu yaşadığı şiddeti ‘mahkemenin beklediği şekilde’ bertaraf etmesi, tecavüzün yokluğunu değil, bu toplumda yaşanan her türlü erkek şiddetine karşı kadınları koruyacak mekanizmaların oluşturulmadığını göstermektedir."
KADINLARIN KENDİ HAYATI YARGILANIYOR
Tecavüz davalarında kadınların, çoğunlukla kendi hayatının yargılandığı süreçleri yaşamak zorunda bırakıldıklarına dikkat çeken avukatlar, "Pek çok kadın açısından bu öğrenilmiş çaresizlik, uğradıkları herhangi bir şiddet eylemine karşı sessiz kalmalarına neden oluyor. Oysa tecavüz yalnızca fiziksel güç eşitsizliğinden kaynaklanmaz, her türlü eşitsiz ilişkiden beslendiği gibi fiziksel güç haricindeki başka zorlama araçları kullanılarak pek çok kişinin başta kadınlar olmak üzere tercih etmedikleri cinsel ilişkileri katlanmak zorunda kalabilecekleri bir durum yaratır" uyarısında bulundu. Kadın avukatlar, kadınların karşı karşıya bırakıldığı bu yargılama süreçlerini, "Kadını her anlamda pasifleştiren bu sistemde kadın bedeni de erkeklerin söz ve karar sahibi olduğu, her türlü iktidar kurabildiği bir alan olarak görülüyor. Erkek egemen sistemin tüm oluşumlarında hatta bütün hukuksal mekanizmalarında da erkek şiddetinin yok sayıldığı, cezasız kaldığı sayısız yargılama süreçleri olarak karşımıza çıkıyor" diye tarif ettiler.
YARGI TECAVÜZÜ GÖRMÜYOR
Kadın avukatlar, Yargıtay’a verdikleri dilekçede, hukuk anlayışının tecavüz tanımındaki eksiklikler ve yanlışlar nedeniyle gerçek adaleti sağlayamadığını şu sözlerle dile getirdiler: "Kadınların rıza göstermedikleri cinsel ilişkiyi tecavüz olarak kabul etmeyen özellikle kadınların, kanıtlamak zorunda kaldıkları, direnme imkanlarının bulunmadığı cinsel ilişkileri tecavüz olarak görmeyen bir hukuk anlayışı gerçek adaletin sağlanamadığı kararların verilmesine neden olmaktadır.
Yargılaması yapılan dosyada tecavüzün cinsel saldırıya, tam ifadesiyle fiziksel şiddete odaklanılarak tanımlamaya çalışılması, maddi gerçeğe ulaşmak anlamında yeterli olmamış, tecavüze uğrayan kadınlara yönelik fiziksel saldırı dışındaki her türlü zor kullanılarak katlanma zorunda bırakıldıkları cinsel ilişkilerin de tecavüz olarak değerlendirilmesi gereği somut bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmıştır."
ADALET ERKEKLERE FARKLI KADINLARA FARKLI
Yargının, erkeklere farklı kadınlara farklı kararlar uyguladığını anlatan avukatlar, şunları söyledi:
"Aslında bu karar, sokakta, işyerinde, evde maruz kaldığı erkek şiddeti engellemediği için kendi çabalarıyla bu şiddetten kurtulmaya veya hayatta kalmaya çalışan kadınların, yargı makamlarınca da bir kez daha mağdur edildiğini gösteren çok sayıdaki örnekten sadece biridir. Evet ne yazık ki kadınları ‘boşanmak istedikleri’, ‘tuzluğu uzatmadıkları’ ‘izinsiz sokağa çıktıkları’, ‘sevişmek istemediği’ için öldüren erkekler hakkında Savcılıkların düşük ceza verilmesi talebinde bulundukları ve mahkemelerin de bu doğrultuda karar verdiklerine tanık oluyoruz. Buna karşın Nevin Yıldırım, tüm köyün gözü önünde taciz ve tecavüze uğradığı sonuç olarak bir de hamile kaldığı tecavüzcüyü yine bir gece tecavüz için kapısına dayandığında öldürmek zorunda kalmış ancak her nasılsa ne haksız tahrik ne de kamuoyunda kravat indirimi diye adlandırılan iyi hal indirimine layık görülmüştür."
NEVİN YILDIRIM’A BERAAT VERİLSİN
Yargının son dönemde, "erkek şiddetini ve bunun etkilerini yok saymayan, kadınların şiddetten ve öldürülmekten başka çareleri olmadığını gören" kararlarının da olduğunu ve bu kapsamda beraat kararları verdiğini anımsatan Avukatlar, "Nevin Yıldırım’ın tecavüze maruz kaldığı süre boyunca ve o gün yaşadıkları, bu kararlardan, şiddetle örülü bir hayata mahkum olan kadınlarınkinden farklı değildir" diyerek, Yıldırım’ın da meşru müdafaa hükümleri kapsamında beraat etmesi talebinde bulundular.
SON SÖZ NEVİN’İN
Avukatlar dilekçede son sözü ise Nevin Yıldırım’a bıraktı. Yıldırım’ın şu ifadelerine yer verdi:
"Ben Nurettin ile hiçbir zaman rızam dahilinde birlikte olmadım, Nurettin bana adetliyken bile zorla sahip oldu. Beni sürekli hakkımda dedikodu çıkarmakla, yapmadığım halde kendisiyle birlikte olduğumu millete söylemekle ve eşime, çocuklarıma zarar verebileceğini, onları öldürebileceğini söyleyerek ayrıca beni, bana göstermiş olduğunuz silahla tehdit ederek, birlikte oldu."