Adalet Yürüyüşü'nü 'Barış Gelini' karşıladı
Adalet korteji Gebze'de 9 yıl önce katledilen barış meleği Pippa Bacca'yı selamladı. Kadınlar yürüyüş boyunca 'Erkek adalet değil gerçek adalet' sloganı attı.
Fatma YÖRÜR
Pippa Bacca, dokuz yıl önce 'barış' için gelinliğiyle düşmütü yollara, Milano'dan Filistin'e ulaşmaktı amacı, ulaşamadı. Erkek şiddeti onu Gebze'de yakaladı. Bacca barış yürüyüşünü tamamlayamadan katledildi.
Dokuz yıl sonra Kemal Kılıçdaroğlu beyaz gömleğiyle adalet için yürüyor.
Gebze'de Bacca'nın kaybolduğu yolda adalet yürüyüşünün 22. günü. İstanbul'a 50 km'den az bir mesafe kaldı. Bacca 'barış' istemişti, Kılıçdaroğlu 'adalet' istiyor. Pek çok kesim de şunu söylüyor "Adalet olmadan, barış olmaz".
Kemal Kılıçdaroğlu bugün Gebze'de Bacca'nın kaybolduğu yerde başladı yürüyüşüne. Onun adalet yürüyüşünü tamamlaması için 30 bin kişi sarmıştı etrafını, "Çünkü bıçak kemiğe dayandı" diyor herkes.
O 30 bine eklenen yaklaşık 80 kadın örgütü, Türkiye'nin dört bir yanından geldiler adalet yürüyüşüne. Onlar yıllardır söylediği sözü haykırdı yollarda ve Pippa Bacca'nın katledildiği noktada "Erkek adalet değil gerçek adalet" dedi kadınlar.
Hazır kadınlar sözü ele geçirmişken ve Selin Sayek Böke de onlarla birlikte yürürken soruyorum Böke'ye CHP'de ve Türkiye siyasetinde kadın eşitiliği nasıl ve ne zaman sağlanacak?
Selin Sayek Böke: Eşitlik yoksa adalette yok.
CHP'de yönetimde cinsiyet kotası var ve bu kotanın kendisi çok önemli. Daha verilecek mücadele var, milletvekili sayılarına baktığımızda bu ortaya çıkıyor. Biz biliyoruz ki hak verilmez alınır. Kadınlar adalet derken; siyasette de adaleti dillendirmekte, bence çok haklılar biz bu mücadeleyi kazanacağız.
- Kadınlar siyasetin içinde nasıl sorunlar yaşıyorlar?
Benim rahmetli annem sivil toplum kuruluşlarında siyasete dahil olmuş bir insandı ve bir milletvekilliği adaylığı deneyimi vardı. Ara ara onun yazılarını okuyorum milletvekilliği adaylığı sırasında yazılar yazmıştı.
İlk karşılaştığı yorum, "Burası kadınların yeri değil" olmuş. "Sizin zaman ayırmanız mümkün değil" demişler ona. Üstelik maddi imkanları olmayanın da siyaset yapamayacağının hızla yüzüne çarpıldığını yazıyor.
Bence o kısıtlamalar yirmi yıl önce neyse bugün de geçerli. Üstelik kadını eve kapatan ve daha da hırçınlaşan bir yaklaşım var. Diğer sorun siyasetin fikirlerle değil, toplumla birlikte değil, maddi imkanları önceliyerek yapılıyor olması. Bunlar kadınları çok daha zor durumda bırakıyor.
Ama kadınların verdiği mücadele erkeklerden çok daha fazla ki bu yüzden de siyasete giren kadınlarda erkeklerden daha cesur oluyorlar, bence bütün bu kısıtlara rağmen Türkiye'yi kadınlar değiştirecek.
Adalet, barış o kadar evrensel bir değer ve talep ki bunun farklı coğrafyalardan, farklı kültürlerden gelen kadınlar tarafından yayılıyor olması bence geleceğe dair umut veriyor.
Yarım kalmış olan eksik kalmış olan, umudu kesilmiş olan yürüyüşlerin birlikte tamamlanması da yarının dünden daha iyi olacağının işareti. Ama bugünün kötü olduğunu tespit etmemiz gerekiyor.
Filiz Kerestecioğlu, hem kadın mücadelesinin, hem erkek siyasetin, hem HDP gibi siyasetin dışına itilmeye çalışılan bir partinin kadın milletveki. O da Adalet Yürüyüşü için kadınlarla düşmüş yola. Kerestecioğlu " Bir tarafımız tutsakken bir tarafımız özgür olamaz" diyor.
İnsan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu'da adalet yürüyüşünde; Pippa Bacca, bir simge, "kadınların öldürülmediği eşit özgür bir hayat sürdüğü bir toplum için yürüyoruz" diyor.
Tanrıkulu: "Bizim için biz kadınların hatta tarih boyunca kadınların adalet ve özgürlük mücadelesi hep sürdü biz hep yollardaydık değişen çok şey yok.Gerçek adaletin sağlanması için unutulmamalı ki kadın ve erkek arasındaki adaletin sağlanması lazım. Halklar arası eşitlik ve cinsiyetler arası eşitlik sağlanmadan bu adalet yürüyüşü gerçek amacına ulaşamaz.
Bugün buraya katılmamızın bir amacı da gerçek adalet talebi. Neden buradaydık, erkekler bütün paylaşım savaşları süreçlerinde kadınları yok saydılar, kadınlar bu esnada gerçeği, özgürlüğü, eşitliği paylaştılar. Barışın elçisi oldular. Bunu kendileri için de yaptılar çünkü o savaşların kadınlar üzerindeki tahribatı büyüktü. Bütün bunları sayabiliriz çoğaltabiliriz. Yaşanan bütün vahşetlerden kadınlar etkilendi bu yüzden gerçek adalet sağlanmadan bu yürüyüş tamamlanamaz. Bundan sonrada yürümeye devam etmeliyiz. Eşitlik için yürümeliyiz.
Bir kişi için değil herkes için adalet yürümeliyiz."