AİHM'nin 'ihlal' kararına rağmen 30 yıllık mahpusun infazı yakıldı
Artı Gerçek - 1992'de tutuklanan ve Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) yargılanan Fermani Çetin'e 1993'te müebbet hapis cezası verildi. Ceza infaz süresinin tamamlamasının ardından koşullu salıverilme için başvuru yapan Çetin'in başvurusunu değerlendiren Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, AİHM'in ihlal kararı ve yerel mahkemenin beraat kararına rağmen iptal edilmeyen ve 2005 tarihlerinde İzmir F Tipi Yüksek Güvenlik Cezaevi'nde kaldığı sırada da verilen disiplin cezalarını gerekçe göstererek, koşullu salıverilmesini reddetti.
Bolu 1 F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Fermani Çetin, Ekim 1992’de tutuklandı. Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından yapılan yargılama sonucunda Çetin’e "Devletin egemenliği altında bulunan topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" iddiasından 2 Aralık 1993'te müebbet hapis cezası verildi.
AİHİM KARARINA RAĞMEN İPTAL EDİLMEDİ
Bu tarihten itibaren çeşitli cezaevlerinde kalan Çetin'e açlık grevine katılması ve açık grevi dilekçesinde PKK Lideri Abdullah Öcalan'a "Sayın" diye hitap etmesi nedeniyle 26 Mart 2007'da 11 gün hücre cezası verildi.
Cezaya karşı itirazda bulunduğu iç hukuk yollarından sonuç çıkmayınca Çetin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Düşünce ve ifade hakkının ihlali ile yapılan başvuruyu AİHM haklı buldu. "Sayın Öcalan" ve açlık grevini düşünce ve ifade özgürlüğü kabul eden AİHM, Türkiye'yi 4 Eylül 2018'de verdiği kararla mahkum etti. AİHM, Çetin'in düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar vererek, Çetin'e 3 bin 500 euro tazminat ödenmesine karar verdi.
Karar sonrasında Çetin, hücre cezasının kaldırılması için cezaevi idaresi, İnfaz Hâkimliği, Ağır Ceza Mahkemesi ve Adalet Bakanlığı'na kadar pek çok yere başvuruda bulundu. Ancak ihlal kararına rağmen bu başvurulardan herhangi bir cevap alamadı.
KIRILMAYAN KAMERADAN HÜCRE CEZASI
Çetin'e ikinci hücre cezası ise, mahpus iki arkadaşıyla koğuşun havalandırmasında yer alan kameraya zarar verme iddiasına dayandırıldı. Bu soruşturma kapsamında Çetin ve arkadaşlarına 9 Ocak 2014'te 5 gün hücre cezası verildi. Ayrıca Çetin ve arkadaşlarına "kamu malına zarar vermek" iddiasıyla Bolu 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Dava sonucunda mahpuslara 1 yıl hapis cezası verildi. Çetin ve arkadaşları, kameraya herhangi bir zarar vermediklerini ve kameranın hala çalışır durumda olduğuna dair kanıtlarıyla birlikte Yargıtay'a itirazda bulundu. İtirazı haklı bulan Yargıtay, ceza kararını bozdu. Yeniden yapılan yargılamada, kırıldığı iddia edilen kameraların kırılmadığının tespit edilmesi üzerine, mahkeme Çetin ve arkadaşları hakkında 17 Kasım 2022'de beraat kararı verdi.
HÜCRE CEZASI KALDIRILMADI
Beraat kararının ardından Çetin hücre cezasının kaldırılması için İnfaz Hakimliği'ne ve üst yargı mercilere başvuruda bulundu. Ancak hakimlik ve diğer üst merciler bugüne değin yapılan pek çok başvuruya rağmen hücre cezasını kaldırmadığı gibi yapılan başvuruya dair yanıt da vermedi.
Ceza infaz süresinin tamamlamasının ardından koşullu salıverilme için başvuru yapan Çetin'in başvurusunu değerlendiren Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, AİHM'in ihlal kararı ve yerel mahkemenin beraat kararına rağmen iptal edilmeyen ve 2005 tarihlerinde İzmir F Tipi Yüksek Güvenlik Cezaevi'nde kaldığı sırada da verilen disiplin cezalarını gerekçe göstererek, koşullu salıverilmesini reddetti. Çetin'in 3 kere hücre cezası aldığı ve bu nedenle "iyi halli" olmadığına karar veren İdare ve Gözlem Kurulu, o dönemin infaz rejimine göre, 30 yıllık yatarı olan müebbet hapis cezasının tamamı olan 36 yılın infaz edilmesine karar verdi.
'AİHM’İN BİLE ÜZERİNDE BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜ'
İnfazı yakılarak tahliyesi 6 yıl uzatılan Çetin, AİHM ve mahkeme kararları yanı sıra pek çok belge ile konuyu Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şırnak Milletvekilli Nevroz Uysal'a ulaştırdı.
Uysal bunun üzerine İnsan Hakları İnceleme Komisyonu (İHİK) ve Adalet Bakanlığı'na başvurarak konuyu Meclis gündemine taşıdı. İHİK başvurusunda, kurulun tahliyenin engellemesine dair kararının keyfi olduğuna vurgu yapıldı. Kurulların paralel mahkeme haline geldiğine işaret edilen başvuruda, "İdare ve Gözlem Kurulları, mahkeme kararlarına rağmen mahpusların infazlarını yakabilmektedir. Bu haliyle yargının da üzerinde bir idari yapı görünümü ve özelliği kazanmış İdare ve Gözlem Kurullarının işleyiş ve yapısı açıkça hukuka aykırıdır" denildi.
'ACİLEN TAHLİYE EDİLMELİ'
Başvuruda, İHİK’in görevlerine dikkat çekilerek, bu tür durumları incelemesi ve ortadan kaldırılması talep edildi. Bunun yanı sıra cezasını bitiren tutsakların tahliye edilmemesine gerekçe gösterilen ve TMK’da yer alan ilgili maddenin kaldırılmasının talep edildiği başvuruda, AİHM ve mahkeme kararları dikkat çekildi. Başvuruda, bu kararlara doğrultusunda Çetin ve benzer durumdaki mahpusların acilen tahliye edilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Uysal, Adalet Bakanlığı'nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede ise, AİHM kararına rağmen hücre cezasının neden kaldırılmadığını sordu.
Bakanlık henüz Uysal'ın başvurusuna yanıt vermedi. (MA)
Üç hasta mahpus için 'yaşamları risk altında’ uyarısı