AKP binasına 'kola dökme davasında' ilk duruşma yapıldı: 'İsrail ile ticareti protesto ettim'
Mehmet MENEKŞE
GEMLİK - Bursa’nın Gemlik ilçesinde hükümetin İsrail ile ticaret yapmasını ve Coca Cola firmasına vergi teşvik indirimi yapmasını protesto etmek isteyen Mehmet Altın ve Yıldırım Doğan AKP İlçe Binasına kola döktü. Eylem esnasında kola Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resminin üzerine sıçradı.
Protesto eyleminin videosunu çekip, sosyal medyalarından paylaşmaları üzerine Gemlik Cumhuriyet Savcılığı harekete geçti. Savcılık zanlı Mehmet Altın, Yıldırım Doğan hakkında Cumhurbaşkanına hakaret TCK 299/2.maddeden 1 yıldan 4 yıla, basın yayın yoluyla yapılması nedeniyle 1/6 oranında artırılmasını istedi. Ayrıca savcılık TCK 216’dan halkı kin ve düşmanlığa tahrik 1 yıldan 3 yıla kadar hapis, mala zarar verme bir yıldan dört yıla hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. Zanlı Mehmet Altın ve Yıldırım Doğan hakkında adli kontrol kararı verildi. 06 Kasım 2024 Çarşamba günü Gemlik Asliye Ceza Mahkemesinde ilk duruşma yapıldı. Duruşma hakimi bir sonraki duruşma tarihinin AKP Genel Merkezine duyurulması, olayda meydana gelen zararın tespit edilmesi, sanıklar hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasına karar verdi. Avukat Özgür Kemal Yetkin’in de keşif talebini ret ederken bir sonraki duruşmayı 12 Şubat 2025 tarihine ertelendi.
'İSRAİL İLE YAPILAN TİCARETİ PROTESTO ETTİM'
İsrail ile yapılan ticareti protesto etmek için böyle bir eylem gerçekleştirdiğini belirten Mehmet Altın ifadesinde Filistin’in İsraillilere zulüm ettiğini haberlerden, sosyal medyadan izlediğini, şahit olduğunu belirtti. Sosyal medyada gezdiği esnada hükümetin vergi indirimi adı altında Coca Cola ile teşvik anlaşması yapıldığını görünce böyle bir eylem yapmaya karar verdiğini anlattı. Yıldırım Doğan ile AKP Gemlik İlçe binasına giderek protesto eylemini gerçekleştirdiğini belirtti.
Mehmet Altın ifadesinde; “Ben kolayı cama doğru döküp video çekmek istedim. Cama döktüğüm esnada da Cumhurbaşkanımızın fotoğrafı parti binasının içerisine baktığından dışarıya doğru sadece silik bir siluet yansıdığından sadece gölge gibi Cumhurbaşkanımızın resmi çok az bir şekilde belli olduğundan kolayı parti binasına doğru boşalttım. Amacım Cumhurbaşkanımın şeref ve hasiyetine zarar vermek değildir. Yine infial oluşturacak şekilde halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmedim” dedi.
Arkadaşı Mehmet Altın’ın kola dökerek gerçekleştirdiği protesto eyleminin videosunu çektiği için aynı şekilde suçlanan Yıldırım Doğan ifadesinde suçlamaları reddetti.
'CUMHURBAŞKANI ELEŞTİRİLEBİLİR'
Müvekkili Mehmet Altın’a atılı suçun unsur yasal unsurlarının oluşmadığını belirten Avukat Aslı Evke Yetkin savunmasında siyasi olarak Cumhurbaşkanının eleştirilebileceğini ve bu eleştirilere açık olması gerektiğinin altını çizdi. Avukat Aslı Evke Yetkin savunmasında şu bilgilere yer verdi:
“Müvekkil Cumhurbaşkanı’nın şeref ve haysiyetine zarar getirme amacı gütmeksizin kolayı parti binasına dökmüştür. Zaten Cumhurbaşkanı’nın siyasi olarak eleştiriye bizlerden daha fazla açık olması gerektiği hem İnsan Hakları Mahkemesi hem de Anayasa Mahkememizin kararları doğrultusunda açıktır. Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafına kasti olarak kola döktüğünü kabul etmekle birlikte bu ihtimalle dahi müvekkilin hakaret suçu kapsamında cezalandırılması mümkün olmayıp, müvekkilin eylemi sadece protesto niteliğindedir. Ayrıca her ne kadar müvekkil hakkında halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme suçundan kamu davası açılmışsa da müvekkilin eylemi neticesinde halkın kin ve düşmanlığa kabul edilmesi mümkün değildir” ifadelerine yer verdi.
'HAKARET DAVALARINDAN HAKSIZ KAZANÇ'
Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafına kola sıçramasının hakaret suçunu oluşturmadığını, müvekkili Yıldırım Doğan’ın hakaret kastıyla değil, protesto etmek amacıyla hareket ettiğini belirten Avukat Özgür Kemal Yetkin savunmasında; “Biz gerekli görülmesi halinde keşif yapılmasını talep ediyoruz. Bu iddianame hukuki dayanaktan yoksundur. Tepki amacıyla böyle bir eylem gerçekleştirilip, video çekilmiştir. Bazı avukatların sürekli olarak bu şekilde binlerce, on binlerce dosyada şikayetçi olarak haksız kazanç elde ettiğini düşünüyoruz.” dedi.
Artı Gerçek’e konu ile açıklama yapan Avukat Kemal Özgür Yetkin Cumhurbaşkanı hakaret davalarında haksız kazanç elde edildiğini belirtti. Avukat Yetkin şu şekilde konuştu; “Bir avukatın on bin, yirmi binlerce davaya bakması söz konusu olamaz. Bir dilekçe gönderiyorlar, bu yeni yargı paketinde bununla da ilgili bir düzenleme yapılacağı konuşuluyor. Vatandaş bir kilo peynir, et almaya parası olmuyor, paylaştığı ya da yaptığı bir yorum yüzünden yirmi dokuz, otuz bin lira bankadan kredi çekerek avukatlık ücreti ödüyor. Bu şekilde bir avukatlık kabul edilemez. İnsani de değil, vicdani de değil, hukuk sistemine de uygun düşmüyor. Haksız kazanç ve sebepsiz bir zenginleşme unsuru oluyor. Hiçbir çaba göstermeden, sadece bir dilekçe gönderilerek, vatandaşa böyle bir yük yükleniyor.”
'PROTESTO ANAYASAL HAKTIR'
Artı Gerçek’e konuşan Avukat Kemal Özgür Yetkin protesto eyleminin anayasal hak olduğunu belirterek şu görüşlere yer verdi:
“Bu eylem şiddet içermeyen demokratik ve anayasal hak kullanımıdır. Burada herhangi bir şiddet eylemi söz konusu değil. Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafına cola sıçratılması suç kabul edilemez, bunu suç kabul etmek iddianameyi düzenleyen savcı açısından hakaret suçunu karikatürize etmek anlamına gelir. Bir de dökülen cola doğrudan fotoğrafa değil aksine, gölgesine gelmiş, fotoğraf içeri tarafa parti binasının içine bakıyor. Müvekkilimin amacı colayı parti yöneticilerine teslim etmek ancak kimse olmayınca yere döküyor ve bu esnada Cumhurbaşkanı’nın resmine sıçrıyor. O dönemde hükümetin İsrail ile ticaret yaptığı açığa çıkıyor, cola ile ilgili bir vergi düzenlemesi var ve iltimas sağlanmış. Müvekkilim bu ticareti ve iltiması protesto ediyor. Burada Cumhurbaşkanın hakaret varsa eğer iddianameyi düzenleyen savcı açısından olaya bakmak lazım, bu eylem manevi şahsa nazır zarar verir, böyle bir iddianame düzenlenmesi, dava açılması, vatandaşı bu şekilde yargılamaya konu edilmesi aslında Cumhurbaşkanının kişilik haklarını zedelemektir. Mizahi bir durum söz konusu oluyor. Siyasi partinin ilçe binasına yönelik bir eylem var, bunu Cumhurbaşkanına hakaret davasına çevirerek hakaret davası sulandırılmış, mizahi bir duruma getirilmiş oluyor. Bu tür davalar halkı korkutmak, gözdağı vermek, sindirmek için açılıyor. Sonuçta hükümet İsrail ile ticareti kestik diyor ve bunun yanlış olduğunun farkındalar.”