Asgari ücretlinin geçim derdi.... '500 bin TL borcum var, geçinememe suça teşviktir'

Asgari ücretlinin geçim derdi.... '500 bin TL borcum var, geçinememe suça teşviktir'
İktidar Temmuz'da asgari ücrete zam olmayacağını açıkladı. Peki halk 17 bin TL ile nasıl geçinmeye çalışıyor. Bu sorunun cevabını Van sokaklarında aradık.

Zelal Sahidenur SARİ


VAN - Artan enflasyona ve art arda gelen zamlara rağmen asgari ücrete temmuz ayında zam yapılmacağının açıklanmasının ardından işçiler ve işçi sendikaları seslerini yükseltiyor. Son iki yılda asgari ücrete hem ocakta hem temmuzda zam yapan iktidar bu yıl beklenen ara zammı yapmadı.

RAKAMLAR VE GERÇEKLER....

Asgari ücretlilerin aldığı maaş olduğu yerde saymaya devam ederken enflasyon da hızla ilerlemeye devam ediyor. Eleştirilerin odağındaki TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 71.60 olarak açıklarken, bağımsız ekonomistlerin oluşturduğu ENAG yıllık enflasyonu yüzde 113 olarak ölçtü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Türkiye’nin gelişmekte olan ekonomiler arasında en yüksek asgari ücrete sahip olduğunu savundu. "Reel olan sayılar mıdır yoksa işçilerin söyledikleri midir?" sorusuna Van sokaklarında cevap aradık.

'KREDİ KARTI BORCUM 500 BİN TL CİVARINDA'

Asgari ücretli işçi Cebrail Bahadır, "Geçinebiliyor musunuz?" sorusuna, "Bu soru bana çok mantıksız geliyor" cevabını vererek başladı söze. Cebrail Bahadır; 35 yaşında, evli, bir kız çocuğu babası. elefon aksesuarları satan bir dükkanda asgari ücretle çalışıyor ama sigortası yok. Bu durum kentte 'alışılmış' bir şey olduğu için kendisi de yadırgamıyor ve başlıyor durumunu anlatmaya:

"Kaldığım evin kirası 12 bin TL. Aldığım asgari ücret evin kirası, doğalgaz, elektrik ve su faturasına ancak yetiyor. Faturalarımız çok yüksek geliyor. Su faturam 400-460 TL civarında geliyor. Yaz olmasına rağmen elektrik faturam 300-400 TL civarında geliyor. Yine yaz aylarında olmamıza rağmen doğalgaz faturam 300-400 TL civarında. Hele mutfak masrafını tamamen borç yaparak karşılıyorum. Mutfak masrafına gelene kadar maaş kalmıyor zaten. Ayrıca 6 tane kredi kartım var. Toplamda 400-500 bin TL civarında borcum var. Kredi kartlarını da ödeyemiyorum. Hepsine takla attırıyorum. Kredi kartları da kendi kendini ödüyor. Patronum sağolsun günü gelince yardım ediyor. Yatırıp geri çekiyoruz. Nakit para neredeyse hiç elime geçmiyor."

whatsapp-gorsel-2024-07-10-saat-13-12-22-1aceb9dc.jpg
Cebrail Bahadır

BİR MAAŞ YETMEYİNCE…

Cebrail Bahadır’ın kızı iki ay sonra okula başlayacak. Onun masrafları da bu halin içinde o kadar gözünü korkutuyor ki bir dönem anaokuluna yollamasak mı diye bile düşünüyor. "İkinci bir iş aradın mı, olsa çalışır mısın?" diye sorduğumuzda da "Bir işi zar zor buluyoruz. İkincisini nereden bulacağız" diyor. Ailesinin destekleriyle ayakta durmaya çalışan Bahadır, eşinin son dönemde onun zorlandığını gördükten sonra çalışmak istediğini aktarıyor. Bahadır’ın eşi kadın kuaförü ve bu alanda usta öğreticilik yapabilecek belgelere sahip ama o da iş bulamıyor. Usta öğreticilik için üç yıldır bekliyor.

'ASGARİ ÜCRETE ZAM GELMEDEN TÜM ÜRÜNLERE ZAM GELDİ'

Cebrail Bahadır, içinde bulundukları durumu daha net anlatmak için ise şu örneği veriyor:

"50-60 bin TL alan adama da sorsanız o da geçinemiyorum diyorken 17 bin TL alan ben nasıl geçineyim. Temmuzda zam bekliyorduk ama olmadı diye neredeyse sevindim. Asgari ücrete zam olmadığı halde yüzde 20 ile 50 arasında ürünlere zam geliyorken asgari ücrete çok değil 1000 TL bile zam yapılsaydı bu zamların oranı yüzde yüze ulaşacaktı. Benim kiram 6 bin TL iken 12 bin TL oldu. Zam olsaydı 20 bin TL olacaktı ve ben zamla birlikte de kiranın altında kalacaktım."

'BU YÖNETİMİN İSTİFA ETMESİNİ İSTİYORUM'

Cebrail Bahadır'a taleplerini sorduğumuzda ise tüm umutlarını yitirmiş bir şekilde yönetimin istifa etmesini istediğini söylüyor ve ekliyor:

"Bu yönetimin istifa etmesini istiyorum artık. Çünkü düzeltilecek bir şey kalmadı. Yönetilemediğimiz de ortada. Kendileri de bunun farkında. Biz daha önce de krizler yaşadık. Un yok, yağ yok denilen krizlerdi. Biz o dönem lüks yaşıyorduk. Ama şu an kriz yok deniliyor. Açlık sınırını da bana verdikleri maaşı belirleyen de aynı kişiler. Ben açlık sınırının altındayım. İnsan çocuğu için hırsızlık dahi yapar hatta adam bile öldürür. Şu an ki geçinememe direkt suça teşviktir."

'VAN KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİRİN EN DÜŞÜK OLDUĞU YER'

Konuya ilişkin görüşüne başvurduğumuz istihdam uzmanı Sinan Ok, resmi rakamlara göre 1 milyon 127 bin nüfusa sahip olan Van’ın metropol sayılması gerektiğini söyleyerek, istihdam boyutuna bakınca 200 bin bandında SGK kaydı olduğuna dikkat çekiyor. Ok, bu tabloya göre de bir kişinin çalışarak 6 kişiye baktığını ortaya koyan rasyonel olmayan bir grafiğin ortaya çıktığını ifade ediyor. Ok, Van dahil tüm bölge illerinde büyük bir kayıt dışılıktan söz etmenin mümkün olduğunu ekliyor.

Van'ın işsizliğin en yüksek olduğu kentlerden biri olduğunu da dile getiren Ok, “Örneğin SGK’ya kayıtlı 200 bin kişinin kamu personeli olanlarını çıkarırsak geriye 160 bin kişi kalıyor. O 160 binin de ne kadarı asgari ücretin üstünde ücret alıyor bilmiyoruz. Çoğunluğunun asgari ücretin altında fiilen ücret aldığını tahmin ediyoruz sadece. Bunun nedeni ise Van hem genç nüfusun yoğun olduğu hem de mülteci emeğinin sömürüldüğü bir kent. Yüksek işsizlik oranları da var. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre bile Van’ın da içinde bulunduğu Muş ve Ağrı bölgesi en yüksek işsizliğin olduğu bölgeler. Kişi başına düşen gelirin de en düşük olduğu bölge yine Van” diyor.

siyar-ok.jpg
İstihdam Uzmanı Sinan Ok

'ÇALIŞMAYA İLİŞKİN TÜM HAKLAR İHLAL EDİLİYOR'

Ok, metropollerde derin bir yoksulluk, derin bir kayıt dışılık, asgari ücrete bile erişemeyen bir kitlenin var olduğunu vurgulayarak, "Var olan iş yerlerini şöyle bir gözlemlediğinizde de zaten herhangi bir SGK ve İŞKUR denetimi yani Çalışma Bakanlığının varlığından söz etmemiz mümkün değil. Van’da muhtemelen kağıt üzerinde denetimler yapılıyor gibi gösteriliyor olabilir ama fiili bir denetim mekanizması işlemiyor" ifadelerini kullanıyor.

'EMEĞİ DEĞERSİZLEŞTİRİP BÖLGEYİ İNSANSIZLAŞTIRMA POLİTİKASI VAR'

Denetimsizliğin; çalışma saatleri, sigortanın tam yatması, ücretin tam ödenmesi, hafta sonu ve yıllık izinler, kıdem tazminatı gibi çalışmaya ilişkin tüm hakların ihlal edildiğine işaret eden Ok, bu durumun bir bölge politikası olduğunu söylüyor:

"Bölgede emeği değersizleştirip, ucuzlaştırıp bölgeye yönelik tarihi bir insansızlaştırma politikası var. Bu Kürt meselesi ile ilgili başka bir boyutu. Ama güncel olan bir durum var. Son 5 yıl içerisinde büyük bir enflasyon süreci yaşandı, ücretler inanılmaz değersizleşti. Cari olarak 11 binden 17 bine çıkmış bir ücretten bahsediyorlar ama bu kağıt üzerinde bir artış. Gerçekte birçok işyerinde bu ücrete bile çalışmayan binlerce işçinin olduğunu biliyoruz."

'İKTİDAR FATURAYI YOKSULA KESİYOR'

Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmamasının işin korkunç boyutu olduğunu söyleyen Ok, “Van’a özgü değil bu durum. Metropollerde; kira, ulaşım, ekmek, su, iğneden ipliğe derler ya o şekilde her şeye zam gelirken ücrete zam gelmeyişini bir de enflasyonu durdurma politikasına bağlamaları açık bir tutarsızlık" ifadelerini kullanıyor.

Asgari ücrete zam yapılmamasını iktidarın faturayı alt kesime, ücretsize, işsize, yoksula kesme girişimi olduğunu söyleyen Ok, "Vergiler, yol geçiş ücretleri, ÖTV artarken akla gelebilecek her şeyin fiyatı artarken ücretin artmaması ‘sen daha ucuza çalış’ demektir” diye ekliyor.

Resmi enflasyon verisinin ocak ayından bugüne yüzde 24.73 oranında arttığını belirten Ok, “Bu oranı asgari ücrete vurduğumuzda şu an reel olarak zaten düşmüş bir asgari ücret var. 17 bin TL'nin yılbaşındaki satın alma değeri ile şimdiki arasında TÜİK’in verisini doğru sayarsak bile yüzde 25’lik düşüş var" diyor.

‘SOSYAL PATLAMA VE AİLE İÇİ ŞİDDETE VARAN BOYUTU OLAN BİR SÜREÇ YAŞAYACAĞIZ’

Enflasyon güncellemesinin yapılması gerektiğini söyleyen Ok, son olarak sosyal patlama riskine dikkat çekiyor:

"Bu durum emeklilerde ve memurlarda yapıldı, toplu iş sözleşmesi kapsamında oldukları için ama Türkiye’deki çalışanların yarısını oluşturan asgari ücret veya altında olanlar enflasyon sürecinden olumsuz etkilendiler. Yılı tamamlamaya çalışıyorlar. Açıkçası nasıl tamamlayacaklar belli değil. Hiçbir kurum ya da ilgili bakanlığın bir öngörüsü de yok. Daha temmuz ayındayız ve okulların başlangıcında yine bir zam dalgası var. Temmuza girer girmez akaryakıtta bir zam dalgası oldu. Bu nasıl sonuçlanacak gözlemleyeceğiz. Sosyal patlama ve aile içi şiddete varan birçok boyutu olan bir süreç yaşayacağız eğer tedbir alınmazsa."

ÖRNEK BİR DAVRANIŞ...

Vanlı iş insanı Şemsettin Bozkurt ise temmuz ayında zam verilmemesinin işçileri zorlayacak bir durum olduğuna dikkat çekmek ve başka işverenleri de teşvik etmek amacıyla örnek bir davranışa imza atıyor. İnşaatlarda kullanılan ısı yalıtım malzemeleri üzerine üretim yapan ve 25 personeli bulunan Bozkurt, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla temmuz ayında asgari ücretin zam almamasına karşın kendi personellerine temmuz ayı itibariyle enflasyon farkını ödeyeceğini açıklamıştı.

whatsapp-gorsel-2024-07-10-saat-13-12-56-0a103102.jpg
İş insanı Şemsettin Bozkurt

'KAMUDAKİ İSRAFI ÇALIŞANLARA YÜKLEMEKLE EKONOMİ DÜZELMEZ'

2024 yılının işçiler ve işverenler açısından çok zor geçen bir yıl olduğunu, Türkiye ekonomisinin paradan çok hukuka bağlı olduğunu vurgulayan Bozkurt, "Demokraside atılacak gerekli adımlar ekonomiyi de iyileştirecektir. Kamunun israf yükünü alt tabakadaki çalışanların, ezilenlerin, yoksulların sırtına yüklemekle bu ülkenin ekonomisi düzelmez. Biz de çalışanlarımızla kurduğumuz empati sonucunda ve ENAG ve TÜİK'in verdiği enflasyon rakamlarına yakın bir şekilde çalışanlarımızın yanında olmak istedik. Birikimlerimizi kullanacağımız doğru yerin bu olduğuna karar verdik. Asgari ücretli çalışanımız yok. Çünkü biz hiç kimsenin o parayla geçinemeyeceğini biliyoruz. O yüzden temmuz ayından itibaren enflasyon farkını çalışanlarımıza ödeyeceğiz" diyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar