Asistan hekimlerden kamuoyuna açık mektup: Bu döneme yorulmuş ve ümitsiz giriyoruz
'Elimizden geleni yapmamıza rağmen başvuru çokluğu nedeniyle kapının önünde bekleyen hasta sayısı artarsa aranarak üzerimizde baskı oluşturulmaktadır.'
ARTI GERÇEK- İstanbul Bakırköy'deki Sadi Konuk Araştırma Hastanesi'nde görevli asistan hekimler, "Mevsimsel solunum yolu hastalıklarıyla birlikte iş yükümüzün daha da artacağı ve ne kadar süreceğini öngöremediğimiz bu döneme yorulmuş, emekleri yok sayılmış ve ümitsiz giriyoruz" dedi.
Türkiye'de Coronavirus vakalarının görülmeye başladığı ilk günden bu yana pandemi hastanesi olarak görev yapan Sadi Konuk Araştırma Hastanesi asistan hekimleri, yaşadıkları sorunları dile getirdi. Kamuoyuna açık bir mektup yayınlayan hekimler, Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi'nin açılmasıyla orada da yoğun bir çalışma programına dahil edildiklerini söyledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 'tavanda ödeme' açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirten hekimler, "İlk günden bu yana 7 aydır Covid Poliklinik ve Servislerinde kendimizin ve sevdiklerimizin hayatından tavizler vererek, asistanlık eğitimimizi sekteye uğratarak çalışmakta olan bizler için son derece onur kırıcıdır" dedi.
Hekimlerin mektubu şöyle:
"Ülkemizde mart ayında başlayan Covid -19 döneminde İstanbul’da belirlenen ilk 4 referans hastaneden birinin asistanları olarak sürecin başından beri aktif olarak mücadelenin içinde yer almaktayız. Bu durumda ilk 3 ay günlük hatta saatlik değişen nöbet listelerini umursamadan kendi klinik nöbetlerimizle çakışan covid nöbetlerimizi birimimizdeki arkadaşlarımızla tolere ederek işleri aksatmayacak şekilde tüm özverimizle çalıştık.
Normalleşme döneminde Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılmasını takiben hastanemiz de normal işleyişine döndü. Ancak 1000 yataklı 7/24 faaliyet gösteren 10 poliklinikli acil durum hastanesinin çalışma yükünün büyük kısmı yalnızca hastanemiz asistan hekimlerine yüklenmiş olup orda da yoğun çalışma programına dahil edildik. 8-12-16-24 saatlik Covid vardiyalarından sonra asistanlık yaptığımız asıl birimlerimize dönmekte, son anda değişen nöbet listeleri ile uzmanlık öğrencisi olarak görevlerimizi yerine getirmekte güçlük çekmekteyiz.
Haziran ayının başında zorlukları dile getirdiğimizde Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ndeki nöbetlerin oraya atama/görevlendirmeyle gelecek hekimlere devredileceği belirtilmiş, sabır göstermemiz istenmiştir. Oysa o günden beri çalışma şartlarımızda iyileştirmeler beklerken her geçen gün görevlerimiz arttırılmıştır. Covid servislerinde bir asistan 40 hastadan sorumlu olduğumuzdan nereye yetişeceğimizi bilemediğimiz bir tempoda çalışmak zorunda bırakıldık. Siperlik, maske, önlüklerle çalıştığımız 8-12 saatlik Covid poliklinik vardiyalarında resmi mola süresi verilmediğinden yemek yiyebilmek için nöbet arkadaşlarımızla dönüşümlü 15’er dakika ara verdiğimizde dahi görevlilere yerimizde olup olmadığımız kontrol ettirilmekte elimizden geleni yapmamıza rağmen başvuru çokluğu nedeniyle kapının önünde bekleyen hasta sayısı artarsa aranarak üzerimizde baskı oluşturulmaktadır.
Personel ve sekreter eksiklikleri öne sürülerek polikliniklerdeki PCR girişi, barkod basma vb. görevler üzerimize kalmakta,7/24 açık olan PCR polikliniklerimizde yurtdışına çıkacak
vatandaşlarımızdan sadece pasaport numarasıyla test istenmesi için her gün en az 5 asistan nöbet tutmakta, hiçbir tıbbi bilgimize ihtiyaç duyulmayan yerlerde çalıştırılmak hastalıkla mücadele motivasyonumuzu düşürmektedir.
Her fırsatta belirli kimselerce önümüze sürülen tavandan ek ödeme argümanıysa gerçeği yansıtmamakta, döner hesaplamaları başhekimliklerin inisiyatifine bırakılmış olup saatlik hesaplamalar yapıldığında bize yansıyan 3 haneli meblağlar olmuştur. Kaldı ki bu söylem ilk günden bu yana 7 aydır Covid Poliklinik ve Servislerinde kendimizin ve sevdiklerimizin hayatından tavizler vererek, asistanlık eğitimimizi sekteye uğratarak çalışmakta olan bizler için son derece onur kırıcıdır.
Hastane idaresine gerek sözel gerekse yazılı olarak defalarca başvurmamıza rağmen herhangi bir dönüş olmamış, çözüm sunulmamıştır. Mevsimsel solunum yolu hastalıklarıyla birlikte iş yükümüzün daha da artacağı ve ne kadar süreceğini öngöremediğimiz bu döneme yorulmuş, emekleri yok sayılmış ve ümitsiz giriyoruz." (HABER MERKEZİ)