Avukat Elif Görgülü: Duyan, gören, kapsayıcı, hesap soran bir baro istiyoruz

Avukat Elif Görgülü: Duyan, gören, kapsayıcı, hesap soran bir baro istiyoruz
Önce Avukat Grubu İstanbul Barosu Başkan Adayı Elif Görgülü, projelerini, hedeflerini ve yapacaklarını Artı Gerçek'e anlattı.

Yağmur Kaya


Artı Gerçek- Kayıtlı avukat sayısıyla dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu hafta sonu (22-23 Ekim) seçime gidiyor. 8 aday yarışıyor. Önce Avukat Grubu Adayı Elif Görgülü Artı Gerçek'e hedeflerini anlattı.

Önce Avukat Grubu ekibinizden bahsedebilir misiniz?

Grubumuz çok yeni bir grup, Ağustos ayında bugüne kadar baromuzu yöneten gruptan çeşitli rahatsızlıklarım nedeniyle istifa ettim. Aslında yönetim kuruluna seçilene kadar da baronun mesleki sorunlarımızı çözmede yetersiz kaldığını düşünüyordum. Kendi adıma yapmak istediklerim de engellenince istifa ettim. İstifa edince de gördüm ki, birçok arkadaşım da aynı sorunlardan rahatsız, bir araya geldik, birkaç toplantıdan sonra biz bir grup oluşturalım ve kendimiz yürüyelim dedik. 11 kişi başladık, şimdi en yeni ruhsat alandan, onlarca yıl kıdemi olan kişilere kadar binlerce meslektaşımız var yanımızda. En büyük ve önemli özelliğimizin katılımcılık ve dinamizm olduğunu söyleyebilirim.

'DUYAN, DİNLEYEN, HAREKETE GEÇEN BARO'

-Nasıl bir baro istiyorsunuz?

Nasıl bir baro istediğimiz iletişimimizin temel söylemi… Diyoruz ki duyan, dinleyen, harekete geçen bir baro, kapsayıcı ve kolaylaştırıcı bir baro, hesap veren, hesap soran bir baro istiyoruz. Özellikle meslektaşlarımızın sorunlarını duyan, dinleyip anlamaya çalışan ve sonraki adımlarını bu dinlediklerine göre atan bir baro…Meslektaşlarımızın en gencinin bile bir derdi olduğunda baroya ulaşabilmesi için mekanizmalar oluşturacağız. İletilen sorun meslektaşımızın kişisel bir sorunu da olabilir, yürütmenin yargı üzerindeki baskısından kaynaklanan ve hepimizi ilgilendiren çok önemli bir durum... Duruşmalarda, adliye koridorlarında, adliye önlerinde ya da trafikte… Her sorunu ciddiyetle ele alıp çözeceğiz. Sorunu getiren meslektaşımızın şu ya da bu gruptan olduğuna bakmayacağız. Her dört ayda bir de bütün yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı -gerekçeleriyle birlikte- dijital ortamda paylaşacağız. Baronun toplumsal hayattaki ve teknolojinin geldiği noktadaki bütün gelişmelerle uyum içinde çalışan bir kurum olmasını ve hak savunuculuğunda en gür sesi çıkarmasını istiyoruz diyebilirim.

'YOLA 100 GÜN PLANIMIZLA ÇIKTIK'

-Seçildiğiniz takdirde önceliğiniz ne, neler olacak?

Yola 100 gün planımızla çıktık. Bu planda yer alan projelerimizi her gün sosyal medyada yayınlıyoruz ve çok da ilgi gördüğünü biliyoruz. Biz adımızı Önce Avukat koyarken, aslında kuvvetler ayrılığının en önemli unsuru olan yargının getirildiği duruma, yani hakim ve savcıların kayırılıp avukatların çalışma alanının daraltılmasına cevap vermek istiyoruz. Meslektaşlarımızın arkalarında dünyanın en kalabalık barosu, İstanbul Barosu’nun bulunduğu bilinciyle ve güveniyle iş yapmasını istiyoruz. Eğer avukatların sorunlarını çözer ve baro yönetimi ile yakın iletişim ve ilişki içinde olmalarını sağlarsak bu kadar güçlü bir duruş mutlaka karşılığını alacaktır. Önceliklerimiz arasından birkaç önemli olanının altını çizmek isterim.

CMK avukatlığı özellikle genç meslektaşlarımız için sadece bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda sahayı öğrenebildikleri, savunma reflekslerini geliştirebildikleri bir iş alanı. Ancak devletin ödediği ücret hem az hem de çok uzun sürede ödeniyor ve ödendiği zaman zaten anlamını yitirmiş oluyor. Bunun için boykot kararı alındı ama uygulanmadı. Biz söz verirsek bunu mutlaka yerine getireceğiz ve çözene kadar uğraşacağız.

Cinsel taciz ve mobbingle ilgili özel bir birim kuracağız ve bu tür olaylarla karşılaşan meslektaşlarımıza psikolojik destek dahil her türlü yardımı yapacağız.

Eğitim birimlerini tek çatı altında toplayarak ve bütün güncel gelişmeleri eğitim kapsamına alarak bir eğitim akademisi kuracağız.

Kurumsal şirketlerde çalışan meslektaşlarımız için kıdem yıllarına göre asgari maaş baremleri belirlenmesi ve İstanbul’da faaliyet gösteren tüm şirketlere yazılı bildirimde bulunacağız.

Reklam yasağı birimleri kurarak, meslektaşlar arası haksız rekabetin önünde etkin ve hızlı bir çözüm üretilmesi için gerekli çalışmalara hemen başlayacağız.

'EN ÖNEMLİ SORUN AVUKATLIK MESLEĞİNİN İTİBARSIZLAŞTIRILMASI'

-Meslektaşlarınızın ne gibi sorunları mevcut. Projeleriniz ya da vaatleriniz nelerdir?

Bir önceki soru zaten bu sorunun karşılığını da içeriyor. En önemli sorunumuz avukatlık mesleğinin sistemli biçimde itibarsızlaştırılması.

'BAROLAR KENDİ GÜÇLERİNİ HAREKETE GEÇİRECEK EYLEMLERDE BULUNAMADI'

-Sorunların (varsa) bu zaman kadar çözülememiş olmasının önünde en temel engel, bariyer ne oldu?

Baroların kendi güçlerini harekete geçirecek eylemlerde bulunamaması diye özetleyebiliriz. Her ile bir üniversite projesinin içinde nerdeyse her üniversiteye bir hukuk fakültesi denilince, baroların üye sayıları kısa sürede büyük sayılara ulaştı. Bu gelişme barolar açısından bir güç unsuru gibi görülmek yerine nasıl olsa bu kadar kalabalığı aynı anda harekete geçiremeyiz gibi bir algıyla olaylar karşısında tepkisiz kalındı. Bunu sadece İstanbul Barosu için söylemiyorum, yürütmede de bunlar nasıl olsa harekete geçmez biraz daha ileri gidelim görüşü hakim oldu ve bugünkü noktaya geldik.

İktidar kanadı tarafından "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" olarak ifade edilen, yasaya itiraz edenler tarafından "sansür yasası" ve "sosyal medya yasası" şeklinde nitelendirilen kanunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Resmi gazetede yayınlanarak bazı hükümlerinin bugünden itibaren yürürlükte olacağı bu yasanın insan haklarına ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel hükümlerine aykırı içeriği olduğunu düşünüyoruz. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne gitme yetkisi muhalefet partilerinin…Bizden görüş istenirse bu konuda görüşümüzü vereceğiz.

Öne Çıkanlar