Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı bir yıllık tutukluluğun ardından tahliye edildi

Halkın Hukuk Bürosu’nda gözaltına alınıp bir yılı aşkın süredir tutuklu yargılan Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı tahliye edildi. Bir sonraki duruşma 13 Mayıs’ta yapılacak.

Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı bir yıllık tutukluluğun ardından tahliye edildi

Canan COŞKUN


İSTANBUL - Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, İstanbul’daki Çağlayan Adliyesi önünde bulunan polis noktasına düzenlenen silahlı saldırı sonrası yapılan operasyonlarda Halkın Hukuk Bürosu’nda gözaltına alınıp bir yılı aşkın süredir tutuklu yargılandığı davada tahliye edildi.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya bir yıldır Kandıra Cezaevi’nde tutulan avukat Betül Vangölü Kozağaçlı jandarma eşliğinde getirildi. Kozağaçlı’yı üç avukat temsil ederken salonda Fransa ve İsviçre’den baro ve hukuk örgütü temsilcileri de yer aldı. Mahkeme başkanı Eda Gerdan, İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi temsilcisinin avukatlara ayrılan kısımda bulunmasına izin vermedi. Güvenlik görevlileri de salonda ayakta izleyici bulunmasına izin vermedi. Salonda sanıklara ayrılan sıraya da çevik kuvvet polisleri oturtuldu.

Duruşmanın başında mahkeme başkanı Gerdan, savcılık tanıklarından Pembe Özlem Olgun’un bulunamadığını, savcılığın diğer tanığı Neslihan Albayrak’ın hazır olduğunu duyurdu. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifade veren Albayrak’ın sesi ve görüntüsü değiştirildi.
Albayrak, Kozağaçlı’yı ev hapsindeyken gözaltına alınıp tutuklanan Ayten Öztürk’ün evinde 2022 yılının başında gördüğünü söyledi. Albayrak, Kozağaçlı’nın Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından olduğunu aktardı.

'TUTUK GEREKÇESİ DEĞİL BAHANE'

Tanık Albayrak’ın ifadesinden sonra Betül Vangölü Kozağaçlı konuşmaya başladı. Siyasi davalarda avukatlık yaptığını ve yapmaya devam etmek istediğini söyleyen Kozağaçlı, konuşmasında özetle şunlara değindi:

“Tutuk gerekçeleri gerekçe olmaktan çok bahane olabilir. Bugüne kadar bu iki tanığın hiç aklına gelmemiş ifade vermek. Bu olaydan sonra iki ayrı yerde bulunan tanıklar etkin pişmanlıktan yararlanarak ifade vermiş. Kendileri kurtarmak için ifade vermeleri bir alışkanlık haline geldi. Yalan beyanla kendilerini kurtarmaya çalışıyor ve ne yazık ki yargıda itirafçılık, etkin pişmanlık ciddi bir delil haline getirildi. Benim için dava açılması gerektiğinde bu tanıklar bulunuyor, ancak tanık dinlenmediği için tutuk devam karar verildiğinde bulunamıyorlar.”

El konulan telefonunun şifresi olmadığını aktaran Kozağaçlı, inceleme sonunda suç oluşturacak bir şey bulunamadığını söyledi ve şöyle devam etti:

“Biz kolluğun ve soruşturma makamının yapmadığı araştırmayı yaparız, onun için aramada bulunanlar tutuk gerekçesi ya da bahanesi olamaz. Burada görmediğimiz bir gerekçe varsa bunu konuşalım. Olmayan delillerle varmış gibi mücadele etmeye çalışıyoruz. Suçlama avukatlık pratiğiyse bunu değiştirmek mümkün değil, oradan ayrılmak kendini inkar etmektir.”

'AYTEN ÖZTÜRK’ÜN EVİNDE GÖRÜLME SUÇU'

Avukat Kozağaçlı, savcılık tanığınca dile getirilen Ayten Öztürk’ün evinde görülmesi konusuyla ilgili “Ayten Öztürk benim avukatlık pratiğimin ta kendisidir. Kendisi Ankara’da işkence görmüş biridir. Milletvekillerinin siyasetçilerin gazetecilerin görüştüğü bir evdi Öztürk’ün evi. Ayten Öztürk Kandıra’da tutulmaya devam ediyor, ben de onun için başvurularda bulunmaya devam ediyorum” dedi. Avukat Kozağaçlı, tahliye talebiyle ilgili de “1 yıl 1 hafta boyunca kaç kere gezip dolaştığınızı, sevdiklerinizle kucaklaştığınızı düşünürseniz bunun nasıl bir hak gaspı olduğunu anlarsınız. Kendi mesleğimi elimden geldiğinde onurumu koruyarak yaptım, o yüzden içim rahat. Sizin bu dosyadaki kararınız sizin mesleğinizle ilgili olacak” diye konuştu.

Avukat Kozağaçlı’nın avukatlarının beyanından sonra duruşma savcısı, diğer tanığın dinlenmemiş olması sebebiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Mahkeme, kısa bir müzakereden sonra Kozağaçlı’nın tutuklulukta geçirdiği süreyi, dinlenen tanığın ifadeleri göz önünde bulundurarak bu aşamadan sonra tutukluluğun ölçülü olmadığını aktardı. Kozağaçlı’nın yurtdışına çıkış yasağı uygulanarak tahliye edilmesine hükmeden mahkeme, bir sonraki duruşmanın 13 Mayıs’ta yapılmasına karar verdi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul’daki Çağlayan Adliyesi önünde bulunan polis noktasına 6 Şubat 2024’te silahlı saldırı düzenlenmiş, olaydan sonra Halkın Hukuk Bürosu’na operasyon yapılmıştı. Operasyonda avukat Seda Şaraldı gözaltına alınırken, hakkında herhangi bir yakalama veya arama kaydı olmamasına karşın avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı da gözaltına alınmıştı. 9 Şubat’ta Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen avukat Kozağaçlı, “Anayasayı ihlal” ve “tasarlayarak kasten öldürme” suçlarından tutuklandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 26 Temmuz 2024’te soruşturma kapsamında iddianame hazırladı. Soruşturma aşamasında Kozağaçlı’ya yöneltilen suçlama da iddianamede değişti "silahlı terör örgütüne üye olmak”la suçlandı. İddianameyi kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianamedeki 19 şüpheliyi ayrı ayrı davalarda yargılamaya başladı.

Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı’nın yargılaması 2 Ekim 2024’te başladı. İddianamede avukat Kozağaçlı’nın Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından olduğunu söyleyen savcılık tanıklarından Pembe Özlem Olgun ilk duruşmadan itibaren ifade için çağrıldığı mahkemeye gelmedi.