Avukat Nuray Özdoğan: Vartinis Katliamı davası siyasi iradenin kararıyla kapatıldı

Avukat Nuray Özdoğan: Vartinis Katliamı davası siyasi iradenin kararıyla kapatıldı
HEDEP İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Özdoğan, Vartinis Katliamı davasında faillerin belli olduğunu ancak dosyanın siyasi iradenin kararıyla kapatıldığını belirtti. Özdoğan, "Siyasi iktidar isterse bu suçların tamamının failleri bulunabilir" dedi.

Artı Gerçek - Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde, 3 Ekim 1993 tarihinde evleri askerlerce ateşe verilen aynı aileden 9 kişinin yakılarak katledilmesiyle ilgili davayı zaman aşımı gerekçesiyle düşürdü. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Özdoğan, davayı düşürme kararına dair değerlendirmelerde bulundu.

Vartinis Davası’nın faili meçhul bir dava dosyası gibi görünse de faillerin belli olduğunu söyleyen Özdoğan, davanın Kırıkkale’de görülmesi ile olay yerinde uzaklaştırıp, mağdurların denetiminde kaçırılmasının amaçlandığını kaydetti. Özdoğan, "Dava cezasızlıkla sonuçlandırıldı. Bu dosyalar, 2013-2014 yıllarından itibaren yeniden açıldığında; bir yüzleşme kararıyla birlikte 'artık geçmiş dönem suçları aydınlatılacak' denilerek açılmış dosyalardı. Bu dosyalar aslında siyasi irade ile açıldı. Siyasi irade ile açılan bu dosyalar, şimdi siyasi iradenin kararıyla kapatıldı. Ya beraatle ya da zaman aşımı kararlarıyla sonuçlandırıldı. Vartinis de bu sonuçtan kurtulamadı" dedi.

'DELİL İTİBARİYLE EN GÜÇLÜ DOSYALARDAN BİRİ'

Vartinis dosyasının delil itibariyle en güçlü dosyalardan biri olduğuna dikkat çeken Özdoğan, dava dosyasıyla ilgili şunları söyledi:

"Dosyada katliamda sağ kurtulabilen Aysel’in tanıklığı vardı. Ve halen devam ediyor. Dosyada ayrıca o dönem görev yapmış erlerin de ifadeleri vardı. Dosyadaki ifadeler itibariyle; şu an kaçak durumda olan alay komutanı ile birçok komutanın bu suça iştirak ettiği ve kasıtlı olarak işlediği aynı zamanda kişileri evin içerisine sokarak evi yaktıkları, çıkmalarını önledikleri ve büyük bir katliam gerçekleştirdiklerine dair tanıklar var. Buna rağmen dosya bu şekilde sonuçlandı.

Uzunca bir süre tutuklama kararı verilmeyen sanık hakkında tutuklama kararı verildiğinde zaten kaçmıştı. Yakalanmadı. Bizler mahkemeye Türkiye’de görev yapmış, emekli maaşı alan bir eski alay komutanının yakalanmamasının söz konusu olamayacağını anlattık. Güvenlik güçleri isterlerse bu kişiyi bulurlar dedik."

'POLİTİK VE ASKERİ İDARENİN KARARLARI İLE İŞLENDİ'

Vartinis katliamının her anlamıyla hukukta ağır insan hakları niteliğinde olduğunu vurgulayan Özdoğan, katliamın dönemin politik ve askeri idarelerinin kararıyla işlendiğini söyledi. Özdoğan, "Bölgede Kürtlere yönelik sistematik olarak gerçekleştirilen köy boşaltmaları, yakma, öldürme, kaçırma, ev yakma, kişilerin geçim kaynaklarını yok etme gibi suçlar işlendi. Vartinis de Kürt halkına yönelik işlenen suçlar kapsamında işlenen suçlardandı" diye konuştu.

'İKTİDAR İSTERSE FAİLLER BULUNUR'

Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nin Vartinis dosyasını bir 'adam öldürme' suçu olarak gördüğünü ve ona dair maddeleri uyguladığını belirten Özdoğan, "Bugün itibariyle kaçak olan sanık her yerde ortaya çıkabilir. Çünkü hakkındaki yurtdışı yasağı, yakalama kararları ortadan kalkmış oldu. Cezasızlık politikası devam ediyor. Eğer siyasi iktidar isterse bu suçların tamamının failleri bulunabilir ve cezalandırılabilir. Faillerini bildiğimiz halde cezalandırılmıyor. Ya kaçırılarak zaman aşımına uğratılıyor ya da dosyadaki usul işlemleri uzatılmak suretiyle dosya zaman aşımı sürecine bırakılıyor. Bu bir kararın ürünüdür. Bunlar yargısal ilerleyen süreçler değil" ifadelerini kullandı.

'İNSANLIĞA KARŞI BİR SUÇ OLARAK GÖRÜLMÜYOR'

Devlet içindeki yapıların bir kısmının açık şekilde bu suçları işlediğine dikkat çeken Özdoğan, Türkiye’de bir yüzleşme ya da barış süreci olmadığı müddetçe, devlet eliyle işlenen suçlarda aydınlatılmanın mümkün olamayacağını kaydetti. Özdoğan, "Bu suçların bağımlı yargı koşullarında aydınlatılması mümkün değil. Çünkü hiçbir yargıç veya savcı cesaretli davranıp bu suçları ağır insan hakkı ihlali ve insanlığa karşı suç olarak görmüyor. Yine buna yönelik iddianameler düzenlemiyor. Bu kişilerin, JİTEM dava dosyalarında olduğu gibi, bir kısmının görevde olma ihtimali bile var. Halen kamudaki görevleri yasal veya yasal olmayan şekilde devam ediyor olabilir. Çünkü, üzerlerinde büyük bir koruma mekanizması var. Bu büyük koruma mekanizmasını devlet kurumları dışında kimse sağlayamaz” diye konuştu.

'KAMUOYU BU DAVALARI TAKİP ETMELİ'

"Irk ayrımcılığına karşı sözleşmeler gereği yargısal makamların da tutumu önemli" diyen Özdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çünkü siz Kürtlere karşı işlenen suçlarda yargısal mekanizmaları etkin ve etkili bir şekilde kullanmıyorsanız, kullanılmasını engelliyorsanız veya kullanmaktan çekiniyorsanız, bu da suça ortak olmaktır. Bunlar önemli dosyalar, önemli yargılamalar… Bunların cezasız kalması demek, yeni katliamların yapılabileceği demektir.

Bu nedenle bütün demokratik kamuoyu bu davaları takip etmelidir. Bu dava da bitmedi. Hem yargısal hem de siyasal olarak bu süreci Halkların Demokratik Partisi olarak takip edeceğiz. Halklarımızın aydınlık geleceği için bu davalarda suçluların bulunması, olayın araştırılması ve ceza ile sonuçlandırılması için parti olarak elimizden geleni yapacağız." (MA)

Öne Çıkanlar