Vartinis Davası'nda 30 yıldır gelmeyen adalet... Aysel Öğüt: O geceki gibi yandı içim

Vartinis Davası'nda 30 yıldır gelmeyen adalet... Aysel Öğüt: O geceki gibi yandı içim
Vartinis Davasında kararını açıklayan mahkeme, zaman aşımı gerekçesiyle dosyanın düşürülmesine karar verdi. Katledilen ailenin geride kalan tek ferdi Aysel Öğüt, "Beni bugün yaktılar yine" dedi.

Artı Gerçek - Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde 3 Ekim 1993'te Öğüt ailesinden 9 kişinin evleri ateşe verilerek katledilmesiyle ilgili dava zaman aşımından düşürüldü. 10 kişilik ailenin geride kalan tek ferdi Aysel Öğüt, "Bu davayı açtığımdan beri, 20 yıldır, bir gece rahat uyumadım. Beni bugün yaktılar yine. O geceki gibi yandı içim. Hakkımı helal etmiyorum" dedi.

Vartinis Katliamı Davası'nın karar duruşması Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti, zaman aşımı gerekçesiyle dosyanın düşürülmesine karar verdi. Karar verilirken ailenin hayatta kalan tek ferdi Aysel Öğüt de salondaydı.

Kararın ardından Evrensel'den Meltem Akyol'a konuşan Öğüt, Böyle olmamalıydı. 30 yıl, Muş’tan Kırıkkale’ye sürdüler. Bizi çok yordular, pes etmedik. Ben sadece adalet istedim. Ailem, 9 kişi gözümüzün önünde yakıldı. Bırakmadılar cenazelerimizi çıkaralım. Bütün köy şahittir. 30 yıl oldu, bir gün bile ceza yatmadı, bir gün bile tutuklanmadı" dedi.

'UMUDUMU KIRDILAR, ALLAH KABUL ETMESİN'

Yargıtay'ın beraat kararını bozduğunda umutlandığını, duruşma gününe de umutlu geldiğini anlatan Öğüt, "İnşallah yakalanmıştır, oradadır, gözümün önünde tutuklarlar dedim. O umudumu kırdılar. Düşürdüler. Artık serbesttir, hakkında her şey kaldırıldı. İçim şişmiş, balon gibi patlıyor içim… Allah kabul etmesin, Rabbim kabul etmesin" dedi. Öğüt son olarak da "Peşini bırakmayacağım, avukatlarımız peşini bırakmayacak. Nerede yol varsa oraya gideceğim" diye ekledi.

CEZASIZLIK...

Dosyayı başından beri takip eden Avukat Kadir Karaçelik, aynı zamanda Muş Baro Başkanı, kararla ilgili şunları söyledi:

"Günün sonunda bu tür dava dosyalarında hakim olan cezasızlıkla karşı karşıya kaldık. Devlet eliyle kamu otoritelerinin iştirakiyle yardımı ya da adıyla gerçekleşmiş fiillerde bir kez daha bu sanıkların yargılamasının kolay olmayacağı yargılama yapılsa bile bunların cezalandırılmasının da kolay olamayacağını gördük."

AVUKAT KADİR KARAÇELİK: ONARICI ADALET…

Avukat Karaçelik şöyle noktalıyor sözlerini: “Demokratik bir hukuk devletinde bu kadar vahşi yaşanan eylemlerin karşılıksız kalması düşünülebilir mi ama kaldı. Kalıyor. ‘90’lı yıllarda işlenmiş suçlarla ilgili, ağır insan hakları ihlalleri ile ilgili davaların pek çoğunda beraat verildi. Bazılarında zaman aşımı… Zaman aşımı tehlikesinde olanlar için de bir kapı daha aralandı. Bu karalar sadece dünümüze dair değil, yarınımıza dair de mesajlar veriyor. Burada insanlığa karşı işlenmiş bir suç var. İnsanlığa karşı işlenmiş suçun zaman aşımı olmaz. Geleceğini güvenle kurmak isteyen ülkelerde ve uluslarda geçmişinde böyle karanlık hadiseler varsa bu karanlık hadiseler aydınlatılır, hakikat ortaya konur, sorumlusu olan failler cezalandırılır, yüzleşme sağlanır. Biz buna onarıcı adalet diyoruz. Ve onarıcı adalet toplumsal barışın en önemli hususlardan bir tanesidir."

lülere de işkence ile benzer içerikte ifadeler verdirildi. Suçlanan köylüler ileriki aşamalarda yargılanıp beraat etse de, dosya gönderildiği Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) öylece bekletildi. Savcılık ayrıca DGM’ye yolladığı iddianamede davada görevsizlik kararı verilmesini istedi. Diyarbakır DGM’de, olayı 'terör eylemi' olarak nitelendirdi ve 'failleri belli olmadığı' gerekçesiyle dosyayı kapattı.

DOSYA YEDİ YIL ASKERİ SAVCILIKTA BEKLEDİ

Aileden tek sağ kalan Aysel Öğüt, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde yapılan düzenlemelerle birlikte, 2003’te suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, bu kez olaya ilişkin soruşturma başlattı. Savcılık, iddialarda ismi geçen kişilerin askeri görevde oldukları gerekçesiyle Elazığ 8'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dosya bu kez de yedi yıl askeri savcılıkta bekledi.

DÖNEMİN ASKERİ GÖREVLİLERİ HAKKINDA DAVA AÇILDI

2011 yılında Öğüt ailesinin avukatları yeniden harekete geçti. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, yasa değişikliklerini de dikkate alarak soruşturmayı tamamladı. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan dava açıldı.

SANIKLAR 'DELİL YETERSİZLİĞİ'NDEN BERAAT

“Güvenlik” gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan davanın 1 Mart 2016'daki karar duruşmasında, dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer üç sanık hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı verildi.

YARGITAY BİR SANIK HAKKINDA KARARI BOZDU

“Yargılamanın eksik yürütüldüğü” gerekçesiyle Öğüt ailesinin avukatları karara itiraz etti. Beş yıl Yargıtay'da bekleyen dosyada karar çıktı. Yargıtay, katliamdan dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu'nun sorumlu olduğunu belirtti. Yerel mahkemenin verdiği beraat kararını “köyün yakılması emrini Yüzbaşı Karaoğlu vermiştir” diyerek bozdu. Daire, ayrıca dava sanıkları arasında yer alan rütbeli üç asker hakkındaki beraat kararını ise onadı.

TEK SANIK BULUNAMADI

Yargıtay kararının ardından davaya 21 Eylül 2021'de dava Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlandı. İlk duruşmada dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında tutuklama kararı verildi. Ancak Karaoğlu o tarihten bu yana yakalanamadı. (Kaynak)

Öne Çıkanlar