Ayhan Bora kaplan davası: Sanıktan 'Ufuk komiser dikkat etsin, onu öldürüp üstümüze atabilirler' iddiası

Ayhan Bora kaplan davası: Sanıktan 'Ufuk komiser dikkat etsin, onu öldürüp üstümüze atabilirler' iddiası
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü sanığı, savunmasında operasyonda Kaplan'ı yere yatıran komiser Ufuk'la ilgili konuştu. Sanık, "Ufuk komiser kendisine dikkat etsin. Onu öldürüp, üzerimize atabilirler" dedi. 22 Nisan'da devam edilecek.

Artı Gerçek - 'Ayhan Bora Kaplan' suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 28'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına, Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam edildi. 12 kişinin müşteki olarak yer aldığı dosya kapsamında Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya 28'i tutuklu 61 sanığın tamamı katıldı. Mahkeme başkanı savunma yapmaları için sanıklara söz verdi. Tutuksuz sanık Emre Karataş, tutuklu sanık Mustafa Koç, tutuklu sanık Mutlu Ayaş, tutuksuz sanık Mümin Ali Beldek suçlamaları kabul etmedi ve Ayhan Bora Kaplan'ı tanımadıklarını ileri sürerek, beraatlarını talep etti.

Mahkeme başkanı, tutuklu sanık Bora Kaplan’a "Esenboğa Havalimanında yakalandığın beyaz renkli SUV aracın neden zırhlıydı?" diye sordu. Kaplan, "Yargılandığımız Tatar cinayetiyle ilgili olsun, Semih Arslan intiharıyla olsun bununla ilgili saçma sapan ithamlarda bulunuyorlar. Haberler yapıyorlar. FETÖ'cüler olsun, bu muhalif medya olsun bir düşmanlık hissediyor. Tedirgin olduğum için böyle bir araca gerek duydum. Ayrıca biz ticaret yapıyoruz, para taşıyoruz. Duyuyoruz haberlerde. Adamı çevirmişler onu gasbetmişler, öldürmüşler. Bizim çalışanlarımızın başına da böyle bir iş gelmesin diye bankadan para çekilirken de kullanıyorduk bu aracı. Ben kendim de eve gidip gelirken bu aracı kullanıyordum. Saldırı amacıyla değildir zaten. Zırhlı araç olduğu için dışarıdan saldırı olmaz. Ayrıca benim silaha ihtiyacım yoktur. Neden? Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez. Ben kime kullanacağım o silahı? Suç işlemek amaçlı değil bu araç. Kendimi tamamen savunma amaçlı" diye konuştu.

SANIK EMNİYET MÜDÜRÜNÜN SAVUNMASI

Tutuksuz sanık Emniyet Müdürü Necdet Ç, 2016'da Bora Kaplan ve örgüt üyeleri tarafından 2 gün alıkonularak işkenceye maruz kaldığını öne süren Erkan D'nin iddialarıyla ilgili savunma yaptı.

Olay tarihinde görevli olduğu Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğüne bir kişinin gelerek şikayetçi olduğunu görevli komiserden öğrendiğini belirten Necdet Ç, "Gasp Büro Amirini aradım, kendisine durumu söylediğimde, 'Konuyu zaten biliyorum. Siz şahsı gönderin, iki güne Esat karakoluna gönderiyorum.' dedi. Ben de bu şekilde komiserime talimat verdim" şeklinde konuştu.

Necdet Ç., Erkan D.'yi Esat karakoluna gönderdiklerini ve ertesi gün konuyu merak ettiği için komiserlerden biriyle görüştüğünü söyleyerek, "Komiser bana, 'Şahıs susma hakkını kullanmak istedi.' dedi. Ben de şüphelenerek ekibime 'Tekrar şahsa ulaşmaya çalışalım.' dedim. Şahısla konuştuğumu hatırlamıyorum. Çünkü eziyet görmüş, vahşice dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam muhakkak hatırlarım" beyanında bulundu.

'SOYLU İTİBARSIZLAŞTIRILMAK İSTENDİ'

Tutuklu sanık Tansel Aktan ise 15 Temmuz'da TRT'nin önünde Bora Kaplan'ın yanındaki uzun namlulu, çelik yelekli kişinin kendisi olduğunu söyledi. FETÖ'nün o günden beri bu dosyanın altyapısını hazırladığını öne süren Aktan, şöyle devam etti:

"Süleyman Soylu itibarsızlaştırılmak istendi. Şu anda 2011-2013'te yaşananlar yaşanıyor. O zaman da her hafta böyle çeteler çökertiliyordu. 17-25 Aralık'ın altyapısını hazırladıkları daha sonra ortaya çıktı. Burada neyin altyapısını hazırladıkları da 2-3 yıl sonra anlaşılır. Kimin kim olduğunu zaman gösterecek."

Bora Kaplan'a yapılan operasyonda Kaplan'ı yere yatıran Komiser Ufuk'un kurban olduğunu iddia eden Aktan, "Emniyette bana, 'Ufuk'u öldürmeyi düşünüyormuşsunuz.' denildi. 'Ben devletçiyim, böyle bir şeyden utanç duyarım' dedim. Ufuk komiser kendisine dikkat etsin. Onu öldürüp, bizim üzerimize atabilirler" iddiasında bulundu.

'EMEKLİ ASKERİM' SAVUNMASI

Bora Kaplan'ın yakalandığı esnada arabayı kullanan sanık Uğur Pekşen, "Emekli askerim. Suç örgütüne üye olmakla suçlanıyorum ama değilim. Bir yıldır Bora Kaplan'a ait olan toptan gıda deposunda çalışıyorum. Akşam da depoda bekçilik yapıyorum. Yasa dışı bir şey yaptığına hiç şahit olmadım" diye konuştu.

Mahkeme başkanının "Şu an aktif görev yapan askereler bile iki dolu şarjör ve iki silahla gezmiyor, sen niye geziyorsun? Araçta telefonun bulunmuş, polislere teslim etmemişsin, şifreyi de vermemişsin neden?" sorularına cevap veren Pekşen, şu beyanda bulundu:

"Meslek alışkanlığı efendim. Benim kötü bir niyetim yoktu. Ben vatanını seven bir insanım. Şifremi vermeme sebebim ise ailemin fotoğrafları var, özel fotoğraflarım var, o yüzden vermek istemiyorum. Kararlıyım. Suç örgütü üyesi değilim. Beraatimi talep ediyorum."

'BENİM ARABAMA BOMBA ATSANIZ İŞLEMEZ'

Pekşen'ın savunması üzerine mahkeme başkanı, Bora Kaplan'a, "Esenboğa Havalimanı'nda yakalandığın beyaz renkli aracın neden zırhlıydı?" sorusunu yöneltti.

Sanık Kaplan, çalışanlarını korumak amaçlı bu önlemi aldığını söyleyerek, "Biz ticaret yapıyoruz, para taşıyoruz. Duyuyoruz haberlerde. Adamı çevirmişler, gasbetmişler, öldürmüşler. Çalışanlarımın başına da böyle bir iş gelmesin diye bankadan para çekilirken de bu aracı kullanıyorduk. Ayrıca benim silaha ihtiyacım yoktur. Benim arabama bomba atsanız dahi işlemez. Araç tamamen kendimi savunma amaçlı." dedi.

Sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına ve tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmetti.

Duruşma, 22 Nisan Pazartesi gününe ertelendi.

İDDİANAME

İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer Sanıklar Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında 'Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek', 'Kasten öldürme', 'Nitelikli kasten öldürme', 'Kasten yaralama', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'Nitelikli yağma', 'Eziyet', 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme', 'Suç üstlenme' ve 'Suçluyu kayırma' suçlarından 1'i ağırlaştırılmış 2'şer kez müebbet ve 169 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi. (AA, DHA)

Öne Çıkanlar