Ayhan Bora Kaplan davasının sanığı Sertçelik’i kaçıran polislerin davası: Bir tahliye
Artı Gerçek - Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin 6'sı emniyet mensubu 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşmasında, ifade veren tutuklu sanıklar, ''Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün Emniyet'e operasyon çektiği'' iddiasında bulunarak, tüm suçlamaları reddettiler ve görevlerinin gereğini yaptıklarını söylediler. Yedisi tutuklu 11 sanığın yargılandığı davada Organize Şube Komiseri Metehan İlyaz tahliye edildi. Diğer tutuklu altı sanığın mevcut tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Ayhan Bora Kaplan’la ilgili davanın sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin 6'sı emniyet mensubu 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Duruşmaya Ayhan Bora Kaplan’ın vekilleri ''sanığı etkileme suçu'' gerekçesiyle katılma talebinde bulundular. Duruşmaya katılımın yoğun olması nedeniyle duruşmanın büyük salona alınması istendi, ancak uygun salon bulunamadığı ifade edilerek bu talep reddedildi.
Ayhan Bora Kaplan’ın avukatlarının ''tarafsız olmayacağı'', Kaplan’ın da ''suçtan zarar görme ihtimalinin bulunmadığı'' gerekçesiyle katılma talepleri reddedildi.
DÖNEMİN ANKARA İL EMNİYET MÜDÜRÜ ÇELİK: BİZ AYHAN BORA KAPLAN SUÇ ÖRGÜTÜNÜN KARŞI OPERASYONUNA MARUZ KALIYORUZ
Duruşmada ilk olarak savunma yapan dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, şunları söyledi:
''Başmüdürümüzün emirlerini alta iletmek benim görevimdir. Etkili pek çok operasyonlarda görevde bulundum. Suç örgütleriyle silahlı çatışmalara girecek şekilde görevlerim oldu. Meslek hayatımda yaralandığım da oldu. Suçlamalara gelecek olursak ben mutlaka iftira vardır diye düşündüm. 10 gün önce iddianame geldi. Ben bu iddianameyi defalarca inceledim. Ben bu suçlamaları reddediyorum işlemediğim ve işletmediğim için. Öte yandan iddianamede benim hakkımda hiçbir somut delil yok. Sayın Savcım varsayımlarda bulunmuş sadece. Biz Ayhan Bora Kaplan’ın tehlikeli bir suç örgütü olduğunu tespit ettik. Bunun silahlı ve dolandırıcılık kanadı var. Serdar Sertçelik de dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Biz böylesine bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz. Ben her şeyi mesleğime, hukuka uygun yaptım. Ben hangi hakime hangi savcıya gidip yönlendirme yapmışım. Zaten hiyerarşik düzen içerisinde ben savcılarla değil başsavcılarla görüşürüm. Ben tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum. Bizim itibarımız da söz konusu. Bunu kabul etmem mümkün değil. Ben görevini yapmayı seven bir emniyet müdürüyüm. Bütün meslek hayatım boyunca da bunu yaptım.''
'NEYİ, NİÇİN SAVUNACAĞIMIZI BİLMİYORUZ'
Murat Çelik’in avukatı Cengiz Varol, “Cumhur İttifakı’na darbe suçlamasıyla başlayan soruşturmada iddianameye baktığımızda neyi, niçin savunacağını da bilmiyoruz. Somut bir vaka yok, el yordamıyla hayal gücümüzü kullanarak bir savunma yapacak olursak; ‘iddia edilen hiçbir suçun unsurların ulaşmadığı ortadadır. 63 gündür boş yere tutuklu kalan müvekkilimin tahliye edilmesini talep ediyorum. Böylesine bir suç örgütüne etkin bir mücadele sergilemesi sonucunda emniyet personellerinin yargılanması emniyet teşkilatının da motivasyonunu kırmıştır'' dedi.
ORGANİZE SUÇLARLA MÜCADELE ŞUBE MÜDÜRÜ ÖNER: 'HAKKINDA GÖZALTI KARARI OLMADIĞI İÇİN BİZ HERHANGİ BİR POLİS BIRAKMADIK
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, şöyle konuştu:
''Serdar Sertçelik 1. dalga operasyonu kapsamında Kıbrıs’tan ülkemize getirilerek şube müdürlüğümüzde ifadesi alınmış ve ardından adli kontrol uygulanarak serbest bırakılmıştır. Kıbrıs’tan gelme aşamasında Murat Çelik bana ‘Kıbrıs’tan geleceğini ve Kıbrıs irtibat görevlisinin numarasını almamı' istedi. Getirildikten sonra şüpheli olarak ifadesi alındı elektronik kelepçe ile serbest bırakıldı. Ben de ardından gizli tanık olduğunu öğrendim. Doktor raporu için Etlik Şehir Hastanesi’ne gittiğinde iki ayağında kurşun olduğu için gözaltına alınmasının uygun olmadığını söyledi. Savcımız ardından ‘Serdar Sertçelik’in yakalanmasıyla ilgili olarak evinde gözaltına almaksızın ifadesinin alınmasına’ şeklinde tutanağı var. Bizim ekiplerimiz de ardından avukat nezaretinde ifadesini alıyor. Hakkında gözaltı kararı olmadığı için de biz herhangi bir polis bırakmadık. Sonrasında savcımız diğer sanıklarla birlikte mevcutlu getirilme kararı veriyor Serdar Sertçelik için. Bunun üzerine giden ekiplerimiz evinde olmadığını görüyor. Şevket Demircan bana ‘Serdar Sertçelik babasının borcunu ödemek için İstanbul yolunda’ diye mesaj atıyor. Ben de bu bilginin sağlıklı olup olmadığını araştırdım ardından yurt dışına kaçmasını önlemek için hudut kapılarına da bilgi veriyorum. Benim bu şahsı kayırma gibi bir durumum söz konusu olamaz. Serdar Sertçelik bulunduğunda ‘Murat Çelik müdürümüz bana gerekli işlemleri yapmama yönelik mesaj attı. Ben de bizim değil Asayiş Şube’nin yapmasının uygun olacağını belittim ve durumu Asayiş Şube’ye bildirdim.
'BEN GÖREVİMİN GEREĞİNİ YAPTIM'
Yargılamanın etkilenmesi konusunda ise ben Cumhuriyet Başsavcılığı’na tüm şifrelerimi verdim çünkü bir şey yapmadım. Dosyaya giren bazı belgeler de benim telefonumdan çıkmıştır. Ben görevimin gereğini yaptığım buradan da bellidir. Bazı personellerin benden habersiz hareket etmesine dair defalarca rahatsızlığımı da belirttim. Sorabiliriz buradaki memurlara da. Ben görevimi kötüye kullanmadım. Serdar Sertçelik’e yönelik tüm işlemler Cumhuriyet Başsavcımızın talimatıyla yapılmıştır. Ben Serdar Sertçelik ile hiçbir şekilde iletişime de geçmedim kendisini sadece bu dosyadaki şüpheli konumundan biliyorum.''
'SORUŞTURMA SAVCISI MUSTAFA KAYA’YA DA SORMAK GEREKİYOR'
Öner’in avukatı Suna Öztaşdönderen, ''Müvekkilim profesyonelce işinin gereğini yaptığını ortaya koymuştur. Hiyerarşi sistemi belirtilmemiş ‘görevi kötü kullanma suçu’nda. Bu büyük bir eksiklik. Müvekkilimin ABK dosyasıyla yapmış olduğu bir eksiklik yoktur. Sanıktan delile gidildi burada. Oysa delilden sanığa gidilir ceza yargılamasında. Emniyet görevlileri bir operasyon yaptığında yarın bir gün sanık sandalyesine oturmaktan korkabilir. Bir doktorun ‘gözaltına alınmada sakıncası vardır’ diyerek düzenlediği bir raporu ilk defa görüyorum. Soruşturma Savcısı Mustafa Kaya’ya da sormak gerekiyor bir gün içinde ne değişti de gözaltına alma kararı verdi? Müvekkilimizin beraatini talep etmekteyiz. Doktor raporunu düzenlemeye giden Emniyet personelinin kim olduğunun sorulmasına ve soruşturmanın daha geniş çaplı araştırılması gerekir'' dedi.
Öner’in bir diğer avukatı Yasin Gökberk Çınar, ''Bizce kabul edilmemesi gereken bir iddianamedir bu. Burada ele geçen deliller bir cezalandırma yargılamasına esas olamaz. Müvekkilimizin esas incelemesi yapılmadan derhal beraatine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
ESKİ ORGANİZE ŞUBE MÜDÜR YARDIMCISI ŞEVKET DEMİRCAN’DEN 'ÖZEL ODA' İDDİASI: YALAN
Eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ise yaptığı her şeyi görevi kapsamında adli mercilerin bilgisi dahilinde gerçekleştirdiğini öne sürdü ve şunları söyledi:
''Ben tüm görevimi adli merci bilgisinde gerçekleştirdim. Buradaki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Suçlamalar asılsızdır. Özel bir oda da görüşme yaptığım söyleniyor. Bu yalandır. ABK kapsamında kullanılması için boş bir oda kullanılmıştır. Biz bu odada yeri geldi oturduk, yeri geldi yemek yedik, yeri geldi spor yaptık. Fizik tedavi yatağı vardır. Kerem Gökay Öner de bunu defalarca kullanmıştır. Ayrıca görev ve yetkim olmadan Serdar Sertçelik ile iletişim kurmaya devam ettiğimiz iddia edilmiştir. Doğrudur ben telefonda görüşmeler yaptım. Ancak bunlar savcılarımız, amirlerimizce bilinmektedir. Sadece Kerem Gökay Öner’in haberi yoktur çünkü kendisi o sırada şehir dışındadır. Ben görüşmelerimi Nurullah Özgür Kopuk aracılığı ile yaptım. Görüşmelerin tamamı gerçeği ortaya çıkartmak ve şahsı Türkiye’ye getirmek için güven telkinli bir konuşmadır. Olsaydı zaten ben bu konuşmaları kayıt altına alıp sunmazdım. Serdar Sertçelik’in Türkiye’ye nasıl geldiğini gayet iyi bilmektedir Kerem Gökay Öner. Gizli sanık olduğunu da bilmediğini söyledi Kerem Gökay Öner ancak bunu da bilmektedir. Bu ifadeyi neden verdiğini bilmiyorum.''
'MÜVEKKİLİM VE ARKADAŞLARININ YAPTIĞI BU OPERASYON SONUCUNDA TÜRKİYE GRİ LİSTEDEN ÇIKTI'
Serdar Sertçelik’i bizim gizli tanık yapma gibi bir yetkimiz ve haddimiz söz konusu değildir. Ben bana verilen görevleri eksiksiz yaptım. Üstlerim her zaman bilgi verdim. Kerem Gökay Öner’in de her şey hakkında bilgisi vardır. Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün uzantıları tarafından bizlere operasyon yapılmaktadır. Ayhan Bora Kaplan Suç Örgütü şu an Organize Şube Müdürlüğü’ne operasyon çekmektedir.''
Şevket Demircan’ın avukatı Recep Öksüz, iddianamenin usule uygun olmadığını belirtti ve ''Kimin neyle suçlandığı belirsizdir. Hangi fiilin suç teşkil ettiği de anlatılmamıştır. Maddi delile dayanan hiçbir suçlama yoktur. Hiçbir aşamada adli görev ihlali de yoktur. Müvekkilimin ve arkadaşlarının yaptığı bu operasyon sonucunda Türkiye gri listeden çıktı. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum'' dedi.
Organize Şube Komiseri Ufuk Gültekin, suçsuz olduğu iddiasını öne sürerek, ''Benim telefonumda suç içeren hiçbir şey yoktur bu yüzden de telefonumun şifresini verdim. Serdar Sertçelik’in kaçması tam tersi bizi zor durumu düşürmüştür. Kerem Gökay Öner bana bir numara attı Serdar Sertçelik’in Kıbrıs’ta olabileceği nedeniyle bilgi almam doğrultusunda. Ben de aradım ve sonra Kerem müdüre bilgi verdim. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum'' ifadelerini kullandı.
'BU DOSYA TAMAMEN ANKARA 32. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NDE GÖRÜLEN DAVANIN SULANDIRILMASINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL'
Gültekin’in avukatı da ''Müvekkilimin aldığı ses kaydı neticesinde operasyon yapılıyor ve iki kişi tutuklanıyor. Yani söz konusu ses kaydı dosyayı aydınlatmaya yöneliktir. Bu adamın 9 ihlali var ayağında elektronik kelepçe varken. Hiç mi denetime yakalanmadı? Ayağında elektronik kelepçe varken çorbacıya gidiyor ve burada silahlı çatışmada yaralanıyor. Bu ihlal dahi bildirilirken geç kalınıyor. Tanık Koruma Daire Başkanlığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün bu süreçte neler yaptığının öğrenilmesini istiyoruz. Hiçbir delil olmadan yıllardır uç işlediği örgütü dahi satmış adamın beyanları ile emniyet görevlilerini yargılıyoruz. Bu dosya tamamen Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın sulandırılmasından başka bir şey değil. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum'' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan dönemin Organize Şube Komiserlerinden ve dosyanın sivil sanıklarıyla iş birliği yapıp Sertçelik’in kaçmasını sağlamakla suçlanan Metehan İlkyaz, “Talimatları şifaen ya da yazılı olarak alırız. Görev tanımım hep terörle ve örgütlerle mücadele oldu. Ben ilk dalga operasyonu bitince şubede başladım. İkinci dalga operasyonu devam ederken Serdar Sertçelik’in havalimanından alma talimatı aldım. Bunun dışında şahısla bir alakam bulunmamaktadır. Telefonumun incelenmesinde de bir sakınca görmedim. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum” ifadelerine yer verdi. İlkyaz’ın avukatı Nuri Kılıç ise şunları söyledi:
'DOKTOR SAHTE EVRAK DÜZENLEDİĞİNİ KABUL EDİYOR RAPORUNU DEĞİŞTİREREK AMA DOKTORUN İFADESİ DAHİ ALINMIYOR'
"Metehan’ın neden burada olduğunu kimse anlamadı. Metehan İlkyaz sadece şüpheliyi getirir, götürür. Organize Şube Müdürlüğü gizli işler yürütülürken iki müdür dahi bilgi alıp verme lüksüne sahip değiller. Müvekkilim bu soruşturmada varsa ekibi ya da müdürü neden yok. İlkyaz ile ilgili iddianamede tek bir suçlama yok. Ortada hiçbir somut veriye dayanmayan bir iddianame var. Tek somut suçlama bu dosyada doktor raporuyla ilgili. Ortada bir suç varsa buranın irdelenmesi lazım. Bu noktada da müvekkilimin hiçbir dahli yok. Savcının talimatı doğrultusunda ‘gözaltına uygun değildir’ ibaresinin eklendiği söyleniyor. Savcının ifadesi alınmış mı konuya dair? Yok. Doktor raporunu değiştiriyor, doktorla ilgili herhangi bir işlem yok. Doktor sahte evrak düzenlediğini kabul ediyor raporunu değiştirerek ama doktorun ifadesi dahi alınmıyor. İki yanlı bir soruşturma yürütülüyor. Denetimli serbestlik ve tanık koruma ile ilgili memurlar nerede? Suç tekse neden 3 ayrı soruşturma var? Müvekkilim hakkındaki açılan davayı ve soruşturmayı kabul etmiyoruz. Kendisinin tahliye edilmesini mümkün olmadığı takdirde adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesini istiyorum."
'ORTADA SOMUT DELİL BULUNMUYOR'
Tutuklu sanık Organize Şube komiserlerinden Gökhan Karaca, "Serdar Sertçelik ile bu zamana kadar herhangi bir irtibatım, görüşmem olmadı. Serdar Sertçelik’in ayağından vurulma olayının örgüt nedeniyle yapılıp yapılmadığının araştırılmasında görev aldım. Bu dosyanın sorumlu amiriyim. Ben ve bana bağlı olan 10 polis memuru var. Biz bu konuyu araştırırken Ayhan Bora Kaplan örgütünde olan pek çok olayın münferit gösterilmeye çalışıldığını tespit ettik. Biz de tam tersi suç örgütü dahlinde yapıldığını ortaya çıkarmak için yoğun bir şekilde çalıştık. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum." beyanında bulundu. Ardından konuşan sanık Karaca’nın avukatı Fehmi Burak Doğan, “Biz bu iddianameyi kabul etmiyoruz. Ortada somut hiçbir delil bulunmamaktadır. İddianamede ciddi hatalar ve yanlış değerlendirmeler vardır. Müvekilimin beraatini talip ediyorum” dedi.
Sanıklardan Nurullah Özgür Kopuk, "Ayhan Bora Kaplan’a operasyon yapıldıktan sonra ben şikayetçi oldum. Ben ifade veriyorum 1 saat sonra beni arıyorlar. Serdar Sertçelik beni aradı, bizden şikayetçi olmuşsun sen. İsim-soy isim ver beni amirlerle görüştür’ dedi. Ben de bunları amirlere anlattım. 2 gün bekle dediler. Sonra Şevket müdür beni aradı, ikisini görüştürdüm. Ben vatandaşlık görevimi yerine getirdim” diye konuştu.
'ECE RONAY SORUŞTURMASI AYRI YÜRÜYOR'
Duruşmada Ayhan Bora Kaplan davasının müştekilerinden Aziz Savaş konuşmak istedi ancak Mahkeme Başkanı dışarı çıkardı. Ardından konuşan sanık Ramazan Kubat savunmasında "Ben şahsı tanımam. Mustafa Çotuk’un arkadaşıdır. Mustafa rica etti gittim. Şahıs zaten gizli tanıkmış, suçlu olduğunu bilmiyordum. ifadelerini kullandı. Kubat, Serdar Sertçelik’i Mustafa Çotuk’un yanında gördüğünü ifade ederek, İstanbul'a, kız arkadaşıyla tatil yaptığı yere bıraktıklarını belirtti ve “Kız arkadaşının ifadesi alındı mı?” diye sordu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı o dosyanın ayrı yürütüldüğünü kaydetti.
'BENİM MÜVEKKİLİM SUÇLU OLDUĞUNU NEREDEN BİLEBİLİR?'
Sanıklardan Ramazan Kubat’ın avukatı Burcu Aslan, “Benim müvekkilim nereden bilir Serdar Sertçelik’in suçlu olduğunu. Kasten suçlu olduğunu bile bile benim müvekkilim İstanbul’a mı kaçırmış? Müvekkilimin tahliyesini ve netice itibari ile beraatini talep ediyorum.” beyanında bulundu. Sanıklardan Mustafa Çotuk, “Adliye’de ve Emniyet’te vermiş olduğum ifadem geçerlidir. Buna ek olarak Ramazan Kubat benim aracılığımla tanıyor Serdar Sertçelik’i ve benim ısrarımla Ramazan İstanbul’a geliyor. Ayrıca benim arkadaşım olduğu için ben bilmiyordum gizli tanık olduğunu. İstanbul’da kartını değiştirmesinden, Ece Ronay’a o telefondan konum göndermesinden şüphelendim ve Ramazan abiye de söyledim akşam Ankara’ya gidelim geri dönelim dedik” ifadelerini kullandı.
Çotuk’un avukatı da “Biran önce tahliyesini istiyorum müvekkilimin. Bu kişi çorbacılara gidiyor, Emniyet’in dahi müdahale edemediği şekilde dışarda dolanıyorken benim müvekkilim suçlu olduğunu nereden bilebilir? Esasa ilişkin savunma yapılacak bir durum bile yok. Müvekkilimin tahliyesini ve sonrasında da beraatini talep ediyorum” dedi.
'BABA BENİM HAYATIM TEHLİKE ALTINDA'
Sanıklardan Adem Kaçan da suçsuz yere hapiste olduğunu öne sürerek tahliyesini ve beraatini talep etti. Kaçan’ın avukatı İlayda Topçu ise “10 yıldır tanıdığı bir insanı Mamak’tan Eryaman’a bırakması nasıl bir şüphe yaratıyor anlamış değiliz. Elektronik kelepçesi olmasına rağmen Serdar Sertçelik rahat rahat dolaşan bir insan. Bu yüzden müvekkilim kendisinin adli kontrol altında olduğunun bilmesi mümkün değildir. Müvekkilimin serbest bırakılmasına ve neticesinde de beraatini talep ediyorum” diye konuştu.
Tutuksuz sanık Serdar Sertçelik’in babası Erdoğan Sertçelik, “Biz Etlik Şehir Hastanesi’ne diye çıktık. Ama araba ile Mamak’a döndük. Ben de ‘özel bir hastaneye mi gideceğiz?’ dedim. Oğlum bana bunun üzerine ‘Baba benim hayati tehlikem var, sizi de tehlikeye atamam başka bir eve geçmem lazım’ dedi. Ben onu ikna etmeye çalıştım ama ikna olmadı. Ben sonra eve döndüm. Kaçma konusundan bahsetmedi hiç. Şu anda bizim bildiğimiz Macaristan’da tutuklu. Beraatimi istiyorum” beyanında bulundu.Erdoğan Sertçelik’in avukatı, “Üst soyda olduğu için tutuklama ihtimali yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz açısından kısa sürede karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
DURUŞMADA 'CMK USULÜ DELİNDİ' TEPKİSİ
Sanıkların savunmalarının ardından savcılık makamı sanıkların üzerine atılı suçlar nedeniyle tutuklulukta geçirdikleri süre değerlendirildiğinde tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını talep etti. Mahkeme Başkanı ise “İddianame dediğiniz gibi yetersiz. Mümkün olduğu kadar adaletli bir karar vermek için uğraşıyoruz.” dedi.
Savcılık mütaalasının ardından söz alan avukat Cengiz Varol, “Bir suç örgütü ile mücadele eden emniyet mensupları hakkında tutukluluğun devamının istenilmesi inanılır değil. Bu soruşturma da akıllara zarar verecek şekilde yurt dışındaki Serdar Sertçelik’in iddialarıyla başladı. Kerem Gökay Öner’e soru sormak istiyorum” demesi üzerine Öner’in avukatları ‘bu aşamada yönlendirici soru sorulamaz. CMK usulü delinip soru soruluyorsa bundan sonra her avukat sanıklara soru sorabilir’ diyerek tepki gösterdi.
BİR SONRAKİ DURUŞMA 3 EYLÜL'DE
Kerem Gökay Öner de Varol’un sorusuna "Ben de diğer arkadaşlar gibi basına düşen video kayıtları nedeniyle buradayım. Kişisel bir husumetimiz olamaz polis meslektaşlarımla" yanıtını verdi.
Mahkeme soruşturma dosyasında bahsi geçen bazı evrakların akıbetinin sorulmasına, sanıklar Adem Kaçan, Mustafa Çotuk’ın adli sicil kaydının dosyaya konulmasına, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Ayhan Bora Kaplan ile ilgili dosyasının akıbetinin sorulmasına, dosyada adı geçen Serdar Sertçelik’in ülkeye getirilmesi halinde tanık olarak ifadesinin alınmasına, Serdar Sertçelik’e rapor aldıran polis memurlarının kimler olduğunun tespiti için ilgili birime sorulmasına, dosyada adı geçen Onur Yavaş’ın tanık olarak dinlenmesine, sanık Erdoğan Sertçelik’in avukatının talebi üzerine kendisi hakkındaki dosyanın incelemeye alınmasına, dosyada adı geçen bazı kişilerin beyanlarının alınması yargılamanın ilerleyen aşamalarında dikkate alınmasına ve Metehan İlkyaz’ın tahliyesine karar verdi.
Diğer sanıkların mevcut hallerinin devamına karar veren Mahkeme duruşmayı 3 Eylül’e erteledi. Ayrıca mahkeme 14 Ağustos’ta tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin inceleceğine hükmetti.
TOPLAM 11 SANIK YARGILANIYOR
Tutuklu sanıklar dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Metehan İlkyaz ve Gökhan Karaca hakkında, “adli görevi kötüye kullanma”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “suçluyu kayırma” suçundan yargılanıyor. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner’e “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçu hariç, benzer suçlamalar yöneltiliyor. Sivil sanıklar Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik. (ANKA)
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüyle bağlantılı 'gizli tanık' soruşturması tamamlandı
Ayhan Bora Kaplan soruşturması: Halkbank'ın sansürlettiği 'mafya kredisi', iddianameye de girdi