Bakırhan'dan İmamoğlu tepkisi: İktidar 27 Şubat çağrısının rotasından çıkacak adımlar atıyor

Diyarbakır Newrozu'nda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, iktidarın politikalarını eleştirerek, ‘Yanlış siyaset doğru yere götürmez’ dedi. Bakırhan, İmamoğlu’nun gözaltına alımasına da tepki gösterdi: İktidar 27 Şubat çağrısının rotasından çıkacak adımlar atıyor.

Bakırhan'dan İmamoğlu tepkisi: İktidar 27 Şubat çağrısının rotasından çıkacak adımlar atıyor

Artı Gerçek - Diyarbakır’da binlerin katılımı ile gerçekleştirilen Newroz kutlamasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, kitleye seslendi.

Newroz’u kutlayarak konuşmasına başlayan Bakırhan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın da Newroz’unu kutladı.

‘ÖCALAN EN TARİHİ ADIMI 27 ŞUBAT ÇAĞRISI İLE ATTI’

Konuşmasının devamında Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıya değinen Bakırhan, “Bu çağrı Mezopotamya ve Anadolu’da düğümleri çözüp, tarihi yeniden başlatma çağrısıdır. Sayın Öcalan 1993’te başladığı demokratik çözüm yürüyüşünde en tarihi adımı 27 Şubat’ta asrın çağrısıyla attı” dedi.

Bakırhan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Artık bu ayrıştırıcı tarihe son verme zamanı geldi.

Çözümü Türklerle Kürtlerin ortak geçmişinde ve geleceği birlikte inşa etme kararlılığında arıyoruz.

Sayın Öcalan’ın 27 Şubat çağrısı, bu topraklarda hiçbir halkın dışlanmadığı, herkesin eşit ve özgür olduğu bir Türkiye çağrısıdır. Barışı gerçekleştirmek için elini uzatana elimizi, omzunu yaslayana omzumuzu verdik, vermeye devam edeceğiz.

Geçmişin yaralarını birlikte sararak, geleceği el birliğiyle inşa edebiliriz. Gelin, bu yolu birlikte yürüyelim.

‘BİZ MİLYONLAR OLARAK EŞİTLİK İSTİYORUZ’

Bizim kararımız, tutumumuz, tavrımız nettir. Biz milyonlar olarak barış istiyoruz, eşitlik istiyoruz, demokratik bir toplum istiyoruz. Bakın, Amed Newroz meydanında milyonlar barışı ve demokratik çözümü istiyor. Herkes Newroz meydanlarının mesajını iyi okusun.

‘KÜRTLER BİR TEHDİT DEĞİL BİR BARIŞ FIRSATIDIR’

Değerli Türkiye halkları, milyonların huzurunda ifade ediyorum ki, Türkiye’nin sınırları dışındaki Kürtler, Araplar ve Türkmenler, sadece komşularımız değil, soydaşlarımızdır, akrabalarımızdır. Bu halklarla kuracağımız sağlam ilişkiler, sadece Türkiye’nin barışı için değil, tüm Ortadoğu’nun huzuru için de hayati öneme sahiptir. Hatırlatmak isterim ki, Türkiye sınırları dışında yaşayan Kürtlerle hasımlık değil, hısımlık yapmalıdır. Özellikle Suriye’deki siyasal denklemin yeniden şekilleneceği bir dönemde, Kürtlerle diyalog kurmak, Türkiye’ye uzun vadede büyük faydalar sağlar.

Unutmayalım, Türkiye’nin sınırları dışındaki Kürtler bir tehdit değil, bir barış fırsatıdır.

‘BU FIRSATI DEĞERLENDİRMEK DEVLETİN SORUMLULUĞUNDA’

Bu fırsatı doğru değerlendirmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sorumluluğudur.

Değerli Türkiye halkları, demokrasi, hukuk ve barış bir şart değildir. Birlikte yaşamanın zorunlu çıkış yoludur. Adımlar karşılıklı atılırsa toplum sürece güven duyar. Güven birlikte yaşamanın mayasıdır. Bu sürecin başarısı, Kürt-Türk ilişkilerinin yüz yıl sonra bu defa eşitlikçi ve demokratik temelde güncellenmesiyle olacaktır.

‘İKTİDAR BARDAĞIN BOŞ TARAFINI DOLDURMALI’

Biz süreçle ilgili ısrarla bardağın dolu tarafına bakıyoruz. İktidar ve devleti de bardağın boş tarafını doldurmaya davet ediyoruz. Barış bir yenme-yenilme değildir. Barış herkesin kazandığı en güzel bahardır.

‘İKTİDAR 27 ŞUBAT ÇAĞRISININ ROTASINDAN ÇIKACAK ADIMLAR ATIYOR’

Değerli halkımız, Ortadoğu sert bir türbülansa girdi, fırtına herkesi etkiliyor. Bizim derdimiz, bu türbülanstan nasıl sağ salim çıkacağımızdır. Ama iktidar, hepimizin içinde olduğu uçağı kayyumlarla, baskılarla, muhalefeti susturarak, daha şiddetli türbülanslara sürüklüyor. 27 Şubat rotasından çıkacak adımlar atılıyor. Bu yanlıştan iktidarı vazgeçmeye çağırıyoruz. Barış ve demokratik toplum halkları ayrıştırarak olmaz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını gözaltına alarak, Kent Uzlaşısını kriminalize ederek, kayyım atayarak, Rojava’ya saldırarak barış ve demokratik toplumu oluşturamayız.

Barışın kapısını açacak kilit, artık Kürt sorununda çözümdür, demokratik bir Türkiye’dir. Kürt sorununda çözümün rotası da ruhu da 27 Şubat’taki Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu Asrın Çağrısı’ndadır. Bu sorunun çözümü artık ertelenemez, kulak ardı edilemez, entübe olmasına izin verilemez.

YANLIŞ SİYASET DOĞRU YERE GÖTÜRMEZ

Çünkü bölgede bir kıyamet senaryosunun içerisindeyiz. Bu kıyametten kurtulmanın yolu tarihi Kürt-Türk ittifakını, demokratik ve eşitlikçi temelde kurmaktan geçer. Bundan ötürü altını çizerek ifade ediyoruz: Suyun akışına karşı yüzülmez, yanlış siyaset doğru yere götürmez.Bizim yolumuzun rotası demokratik cumhuriyete çıkar.

Bizim yolumuzun özü de biçimi de 27 Şubat Çağrısıyla kendisini ifade etti. Biz siyasette ne onun ne bunun yanındayız. Demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük değerlerinin yanındayız. 3. Yol’da yürümeye devam edeceğiz." (MA)