Bingöl'de kalekol tepkisi: Hem yaşam alanlarını hem geçim kaynaklarını tehdit ediyor

Bingöl'de kalekol tepkisi: Hem yaşam alanlarını hem geçim kaynaklarını tehdit ediyor
Genç ilçesine yapılan kalekol için ağaç kesimi yapıldı. Köylüler şimdi de otlatma sorunuyla karşı karşıya. Avukat Cemile Turhallı, 90'larda köylerini terk etmek zorunda kalan insanların benzer süreci kalekol nedeniyle yaşamaya başladığını anlattı.

Mazlum BUCUKA


BİNGÖL - Bingöl'ün Genç ilçesi Sağgöze köyünün kırsalındaki ormanlık alanda yeni bir kalekol üssü için arazide ağaçlar kesilirken, köylüler şimdi de hayvanlarını otlatamama sorunuyla karşı karşıya. Köy muhtarı Nevzat Akay, askerlerin olası saldırıdan korktukları için hayvan geçişine izin verilmediğini, telleri çektikten sonra izin vereceklerini söyledi. Üs yapılan köyde yaşayan avukat Cemile Turhallı da "Hem köylülerin yaşam alanları için hem de onların geçim kaynakları için ciddi bir tehlike oluşturuyor ve aynı zamanda da ormanlık alanlar kesiliyor" dedi.

1990'larda yakılan ve çevresi boşaltılan köylerine dönüş yapan köylüler de kalekol yapımına tepki gösterdi. Köylüye yapılan bu müdahaleden razı olmadıklarını söyleyen bir köylü, "Hayvanlarımızı otlatmamıza izin vermiyorlar, köyde artık yaşayamıyoruz" dedi. Kalekol yapılmadan önce de askerler tarafından engellendiklerini aktaran köylüler, şimdi de ormanlık alana helikopter alanı, yollar ve kalekol yapıldığını söyledi.

KÖYLÜLERİN HAYVANLARI OTLATMASI YASAK

Köyün ormanlık alanlar bağlantılarının kapatıldığını aktaran köylüler, "Biz hayvanlarımızı götürdüğümüzde bize burası yasak dediler. Hayvanların geçişine izin vermediler. Ağaçların yarısını kestiler diğer yarısını da şimdi kesmişlerdir" diye konuştu.

'BİZ DE BU ÜLKENİN VATANDAŞIYIZ'

Sosyal medyada yayınlanan videoda konuşan bir köylü de şöyle konuştu:

"Biz istiyoruz ki devlet bize zarar vermesin, biz de buranın vatandaşıyız, biz de Türkiye'de yaşıyoruz. Biz zarar görmekten memnun değiliz. Burada yaşıyorsak hayvanlarımızı otlatmak zorundayız. Akşamları hayvanların her biri bir yere dağılıyor. Onları toplamak gerekiyor. Şayet biri bize silah sıkarsa biz ne yaparız. Bize hayvanlarınızı buraya getirmeyin, otlatmayın diyorlar, biz böyle burada nasıl yaşayalım"

'SUİKASTTEN KORKTUKLARI İÇİN HAYVAN GİRİŞİNE İZİN VERİLMİYOR'

Üs yapıldığı için karekolun etrafındaki ağaçların kesildiğini söyleyen köy muhtarı Nevzat Akay iki aydır ağaç kesiminin sürdüğünü söyledi. Artı Gerçek'e konuşan Akay, "Üs yapmak için Orman genel müdürlüğünden onay almışlar. Üst yapılan mezra benim ve amca çocuklarımın mezrası. Devlet benden onay almadı. karakolun etrafına tel çekilmediği için hayvanların alana girmesi yasak. bir suikast girişiminden korkuyorlar ama tel çekildikten sonra keçilerin dolanması serbest olacak dediler. Karakol alanından 50-60 metre kadar alanda ağaç kesimi yapıldı. Aydınlatma ve tel çekecekler" diye konuştu.

'DAĞIN ETEKLERİNDEKİ ORMANLIK ALANLARI YOK EDİYORLAR'

Karekol yapımını gündeme getiren avukat Cemile Turhallı da bölgedeki ekolojik kırıma ve köylerin insansızlaştırmasına dikkat çekti. Artı Gerçek'e konuşan Turhallı, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ben de zaten o köyde oturuyorum. 20 gün gibi bir sürede ben de köydeyken orada çalışmalar vardı. Hatta şöyle söyleyeyim; bizim köyde telefon çekmiyor, akıllı telefon hiç çekmiyor. Belli noktalarda bir tuşlu telefonlar çekiyor. Bir ay önce bir internet çekmeye başladı, telefon çekmeye başladı. Hepimiz şaşırdık. Ne oluyoruz dedik. Dediler ki karakol yapacaklar oraya. O yüzden bir baz istasyonu kurulma çalışması var. Sonra internet bağlantısı gidip geldi. Tabii biz ara ara her şey tanıklık ettik. Dağın tepesinde ormanlık alan yok onun hemen eteğini olan yakın yerlerde kalekol kurmuşlar ve etrafındaki ormanlık alanları tüketmeye başlamışlar. Yani biz köylüler de bunu görüyor, tanıklık ediyoruz."

Avukat Cemile Turhallı

'KÖYLÜLERİN CAN GÜVENLİĞİ KORKUSU VAR'

Civar köylerin temel geçim kaynağının hayvancılık ve bahçe tarımı olduğunu söyleyen Turhallı, genelde keçi bakıcılığı yapıldığını söyledi. Keçilerin hareketli hayvanlar olduğunu ve sürekli dağılabildiğini aktaran Turhallı, köylülerin hayvanlarını toplamak için bölgeye gittiklerinde askerlerin tepkileriyle karşılaştıklarını söyledi ve şöyle devam etti:

"Yıllardır zaten hayvanlar oralarda o civarda otlanıyordu. Çünkü köyün biraz daha yukarısı olduğu için orada bir yerleşim yeri yok. Aşağısında var. Köyde zaten keçiler hep dağ taraflarında beslenir ve o tarafta otlatılır. Şimdi haliyle keçilerini de götüremiyorlar o taraflara ve kendileri için de bir can güvenliği korkusu var. Askerler, "Bir şüpheli bir durumla biz karşılaşırsak size silah tutabiliriz" demiş. Köylü korkmuş haliyle kendi hayvanını artık ormanlık alana götüremiyor.

'KALEKOL HEM YAŞAM ALANINI HEM DE GEÇİM KAYNAKLARINI TEHDİT EDİYOR'

Kalekol yapılan alanda köyün su kaynaklarının da bulunduğunu ve köylülerin bu kaynaklara erişiminin de kısıtlandığını aktaran Turhallı, "Hem köylülerin yaşam alanları için hem de onların geçim kaynakları için ciddi bir tehlike oluşturuyor ve aynı zamanda da ormanlık alanlar kesiliyor" dedi. Gün geçtikçe bölgenin arındırıldığını ve köylülerin yaşam alanlarının daraldığını söyleyen Turhallı köylülerin göçe zorlandığını aktardı:,

"Yani köylü eğer hayvancılık yapamadığı zaman, kendi geçimini sağlayabilecek bir yerde yaşamadığı sürece göç etmek zorunda kalacaktı. Yani yıllardır 100 yıldır köylüler orada yaşıyorlar. 90'lı yıllarda köyler yakıldığı için bir 15 yıl köylerini terk etmek zorunda kaldılar. Oralar sahipsiz kaldı. 2000 yılından beridir köylü kendi evini tarlasını yapmış, sulamasını yapmış, hayvancılık yapmaya başlamış. Yani yine benzer bir sürecin bu karakol yapımından kaynaklı olarak yaşamış oluyor."

'GÜVENLİK KAYGISI HER ŞEYİN ÖNÜNE GEÇMEMELİ'

Kalekol yapımlarının denetlenmesi gerektiğini söyleyen Turhallı, şöyle devam etti:

"Orada olabildiğince en az hasarla sonuç almak gerekiyor. Yani bir iş yapılacaksa eğer orada. Tabii bunu çok yoğun tartışabiliriz. Ama hani ciddi bir doğa kıyımı var ve ne yazık ki yaygınlaştırılan bir kıyım bu. Gerekli mi gereksiz mi onu bile tartışıyoruz. Yani sadece güvenlik kaygısı her şeyin önünü geçmemeli. Yani güvenlik kaygısının her şeyi yapılabilir hale getirmemesi gerekiyor. Çünkü orada nihayetinde insanların bir yaşam alanı var yüzyılı aşkındır. Bir süredir orada yaşayan insanlar var, kendi yaşam alanlarından olacaklar, kendi huzurlarında olacaklar. Bunları bir bütün olarak düşünmek gerekiyor ama köylü şikayetçi.

'CİDDİ BİR DOĞA KIYIMI VAR'

Çünkü sonuçta karakol yapımı herhangi bir vatandaşın gidip yaptığı bir şey değil. Yani askerin yaptığı bir şey. Gerekli mi, gereksiz mi bunu tabii ki iyi araştırmak, iyi öğrenmek gerekiyor ama diyeceğim şey şu; herkesin tanıklık ettiği ciddi bir doğa kıyımı olduğu ormanlık alanlar çok yoğun bir şekilde kesildi. Bugün buna ihtiyaç var mı? Bu gerekli mi bilemiyorum. Bence daha farklı çözümler de olabilmeli. Yani bir ağacın kesimi bir insanın yaşamıyla da aslında eşdeğer bir şey, insanlar doğaya ait olarak yaşıyorlar. Doğasız bir geçim sağlamıyorlar, bir yaşam alanı sağlamıyorlar. Dolayısıyla burada köylerin çok ciddi anlamda mağdur olduğunu söylemek gerekiyor."

YEŞİL SOL PARTİLİ HÜLAKÜ: OLAYIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ

Konuyla ilgili Artı Gerçek'e konuşan Yeşil Sol Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü ise araştırmalarının devam ettiğini ve köylülerin mağdur edilmemesi için gerekli tüm çalışmalarının yapılacağını söyledi. Köylülerle irtibat halinde olduğunu söyleyen Hülakü, bu işin peşini bırakmayacaklarını söyledi.

Yeşil Sol Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü

AVUKAT YILDIRIM: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAZ

Köylülerin şikayeti üzerine harekete geçen avukat Barış Yıldırım da, köylülerin müvekkili olduğu ve gerekli belgeleri topladıktan sonra suç duyurusunda bulunacaklarını aktardı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar