Boğaziçililer: Naci İnci baskı ve sindirme politikasının son halkası, yeni piyonudur

Boğaziçililer: Naci İnci baskı ve sindirme politikasının son halkası, yeni piyonudur
İradelerini yok sayan her kim olursa olsun karşısında duracaklarını söyleyen Boğaziçililer, 'Tüm öğrencileri; Öğrenci Meclisi’ni örgütleme, irademizi ortaya koymaya çağırıyoruz' dedi.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK - Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, üniversitelerine atanan kayyım rektör Naci İnci'ye protesto etmek amacıyla Güney Kampüsü önünde yapmak istediği açıklamaya kolluk engel oldu. Güney Kampüsü içeresinden sloganlar atarak dışarı çıkmak isteyen öğrencilerin üzerine kapı kilitlendi.
Açıklamalarını Bebek Kapısı önüne gelerek yapan öğrenciler, direnişlerini bir adım ileri taşıyacaklarını vurguladı.

'İNCİ, BASKI POLİTİKASININ SON HALKASI'

Basın açıklamasını okuyan Devrim Barış Yılmaz, "Boğaziçi’ndeki piyonu Melih Bulu’yu 15 Temmuz gecesi geri çeken Tayyip Erdoğan, 20 Ağustos gecesi yeni piyonunu seçti. Kayyum siyasetinin Boğaziçi’ndeki yeni temsilcisi, eski kayyum yardımcısı Naci İnci oldu. Naci İnci’nin akademik olarak ne kadar başarılı olduğu, Boğaziçi kültürünü ne kadar sahiplendiği, ne kadar liyakatli olduğu bir kıstas değildir. Naci İnci, hükümetin bütün kurumları ele geçirmeyi hedefleyen baskı ve sindirme politikasının son halkasının yeni piyonudur. Tam da bu sebeple, Naci İnci yeni kayyumdur ve kaderi sabık kayyum Melih Bulu ile aynı olacaktır" dedi. 

Direnişlerinin Boğaziçi Kampüsü’nün sınırlarını çoktan aştığını söyleyen Yılmaz, "İTÜ’de, Beyazıt’ta, ODTÜ’de, yeni kayyumu atanan Marmara’da yankı buldu. Ülkenin dört bir yanında öğrenciler Boğaziçi Direnişi’nden aldığı cüretle kayyum rektörlere karşı omuz omuza mücadeleyi bir adım öteye taşıdı. Sadece üniversite kampüslerinde değil kent meydanlarında da yankılanan direniş sloganları saray rejimine karşı demokrasi mücadelesi verenlerin, belediyelerine kayyum atanan Kürt halkının, açlığa mahkum edilen işçilerin, kadınların, LGBTİ+ların mücadelesi ile buluştu.

Bu mücadelemizde ‘kazanan’ olmanın yolu; kayyum siyasetine karşı birleşik mücadeleyi örmekten, siyasi iktidarın anti-demokratik politikalarının diğer mağdurlarıyla bir araya gelmekten, hedefe Tayyip Erdoğan’ı koymaktan geçiyor.  Boğaziçi Üniversitesi’nden yükselen direniş dışarı taşmalı, demokrasi mücadelesi veren diğer kesimlerle birleşmelidir" diye konuştu. 

YOL VE YÖNTEMİ BELİRLEMENİN YOLU

Zamanın, direnişlerini bir adım daha ileri taşıma zamanı olduğunu vurgulayan Yılmaz, siyasi iktidara karşı birleşik mücadeleyi sürdürürken, bunu nasıl yapmaları gerektiğini şu sözlerle söyledi: 

"Hedefimize bizi ulaştıracak yöntemleri belirlemek gerekmektedir. Bu doğrultuda üniversitelerimizde atacağımız ilk adım, öğrenci meclislerini kurmaktır. Öğrenciler olarak üniversitede öz yönetimi tesis etmek, kayyumların karşısına örgütlü bir biçimde dikilebilmek mecburiyetindeyiz. Kayyuma karşı direnişin yolu; iktidarla uzlaşmak veya pasif eylemliliklerle ortaya çıkıp mücadeleyi sönümlendirmek değildir. İrademizi yok sayan her kim olursa olsun karşısında duracağımızı bir kez daha tekrarlıyoruz. 

Üniversite yönetiminde söz sahibi olmak amacıyla kurulacak öğrenci meclisi, irademizi tanımayanlara karşı sesimizi yükseltmenin en etkili araçlarından biridir. Bu nedenle, Boğaziçi Dayanışması olarak, kayyum siyasetinin başındaki Tayyip Erdoğan’a ve kurduğu saray rejimine karşı mücadelemizi bir adım daha ileri taşıyoruz. Özgür ve demokratik üniversite mücadelesinde 4 Ocak’tan beri savunduğumuz ilke ve talepler için mücadelemizi soluksuz sürdürüyoruz. Boğaziçi’nde ve diğer üniversitelerde bileşenler seçimi yapılacak, BULGBTİ+ kulübü tekrar açılacak, CİTÖK yeniden işler hale gelecek, hocalarımız Can Candan ve Feyzi Erçin derslerini vermeye devam edecek, YÖK kapatılacak, kayyumlar gidecek biz kalacağız!

Şimdi tüm öğrencileri; taleplerimizi yükseltmeye, Öğrenci Meclisi’ni örgütlemeye, irademizi ortaya koymaya çağırıyoruz."

SERT: İKTİDARIN KARŞISINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Basın açıklamasının ardından Boğaziçi Nöbeti adına Gizem Sert açıklamada bulundu. Sert, Melih Bulu'yu rektör olarak kabul etmedikleri gibi Naci İnci'yi de rektör olarak kabul etmeyeceklerini ifade etti.  Mücadele ve direnişlerinin sadece bu isimlere karşı değil, üniversiteye tepeden inme bir atama sistemiyle ve anti-demokratik biçimde rektör getirilmesine karşı olduğunu söyleyen Yılmaz, halkın iradesini sadece üniversitelerde değil, her yerde gasp eden iktidarın karşısında olmaya devam edeceklerini vurguladı. 

'NACİ İNCİ NEDEN REKTÖR OLAMAZ'

Yılmaz, "Bu yüzden Boğaziçi Nöbeti olarak çadırımızı açmaya her zamanki gibi devam edeceğiz" diyerek Naci İnci'nin neden rektör olamayacağını şu sözlerle sıraladı:

-Üniversite rektörlerinin tek bir kişinin ağzından çıkan kararlarla üniversite iradesi tanınmadan atanması kabul edilemez. Mücadelemiz yalnız bu kişilere karşı değil, anti-demokratik atama sisteminin kendisine karşı. Bu nedenle çekinmeden söylüyoruz: Melih Bulu nasıl kayyımsa Naci İnci de kayyımdır! Kayyımdan da rektör olamaz!

-Melih Bulu döneminde Naci İnci rektör yardımcılığı pozisyonuna getirilen kayyım kadrodaki isimlerden biriydi. O zaman da atananın atadıklarını kabul etmiyoruz demiştik. Bugün karşı karşıya kaldığımız kararla birlikte bu bize gösteriyor ki Melih Bulu da Naci İnci de aynı anti-demokratik zihniyetin ürünleridir.

-Bulu görevden alındıktan sonra üniversite bileşenlerinin de katılımıyla bir seçim düzenledik ve hem hocalarımızın hem biz öğrencilerin hem de mezunlar ve üniversite çalışanlarının ortak bir biçimde rektör olmasını istemediğini açıkladığı adaylardan biri, Naci İnci oldu. Buna rağmen cumhurbaşkanının kararıyla Naci İnci’nin rektörlük görevine atanması kabul edilemez!

Naci İnci’nin rektör vekilliği yaptığı kısa dönemdeki icraatları daha şimdiden nasıl bir rektör olacağının habercisidir. Bu süreçte direnen öğrenciler hakkında okul yönetimi tarafından açılan soruşturmaların sayısı arttı. Hepsinin altında Naci İnci’nin imzası var. Yine bu süreçte hocalarımız Can Candan ve Feyzi Erçin’in dersleri bizzat İnci’nin kararlarıyla iptal edildi.

-Naci İnci öğrencilerin üniversite yaşamına uygun davranış kurallarına uyumunu sağlayacak önlemler alacağını vaat ediyor. Bu vaat ilerleyen günlerde  özgürlüklerimize nasıl saldıracağının açık bir göstergesidir."

"AKP’nin üniversitelere atayacak çok kayyımı var. Eksiklik çekmezler. Ancak bizim yanımızda da tüm ülkedeki demokrasi ve özgürlük mücadeleleri var" diyen Yılmaz, ülkeyi ve üniversiteleri boyundurukları altına almak isteyenlerin çabalarının sonuçsuz  kalacağını vurguladı. 

Sert son olarak üniversitede tüm bileşenlerin katıldığı kalıcı bir seçim sistemiyle rektör seçilene kadar mücadele edeceklerini söyledi. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar