Cemaat vakıflarının okullardaki iftar programı tepki topladı: 'Okullar medreseye dönüştürülüyor'

Artı Gerçek - Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında, Ramazan ayına girilmesiyle birlikte iftar programları ve söyleşilerin düzenlenmesine ilişkin okullara yazı gönderildi. Bu kapsamda hem İzmir’de hem de Manisa’da birçok okulda geçtiğimiz günlerde iftar programları düzenlendi. Bayraklı’da ise Selahattin Eyyubi İmam Hatip Ortaokulu’nda dini vakıf ve derneklerin yer aldığı Eğitime Destek Platformu, iftar gerçekleştirdi. Eğitimcilerden dini etkinlikler ile öğrencilerin ayrıştırıldığına yönelik tepki geldi.

İzmir Yenigün'ün haberine göre, iftar programları düzenleyen ‘Eğitime Destek Platformu’ içinde Ensar Vakfı, İlim Yayma Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Önder, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Türkiye Diyanet Vakfı’nın yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın vakfı TÜGVA, kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yöneticisi olduğu Kadın ve Demokrasi Vakfı da (KADEM) yer alıyor. Milli İrade Platformu içinde de Menzil Cemaati’nin örgütü TÜMSİAD, Erenköy Cemaati’ni temsilen Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, Nur Cemaati’ni temsilen Hayrat Vakfı, Işıkçılar Cemaati’ni temsilen İhlas Vakfı gibi kuruluşlardan oluşuyor.

‘MEDRESEYE DÖNÜŞTÜRÜYORLAR’

Okullarda ÇEDES ile birlikte ağırlığı artan tek din ve tek mezhep dayatmasına ilişkin Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Arslan konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın artık bakanlık olarak değil Diyanet İşleri Müdürlüğü gibi çalıştığını söyleyen Arslan şunları söyledi:

“Türkiye’de laik ve bilimsel eğitim talebimizi hiçe sayan MEB, çıkıp tarikat ve cemaatler ile birlikte çalışacaklarını söyledi. Maalesef okullar bu tarz projeler ile medreseye dönüştürülüyor. Türkiye’de yıllardır devlet eliyle hiçbir inancın dayatılmamasıyla ilgili konuştuk, kazanımlarımız da oldu. Bunlara rağmen inadına din derslerini seçmelilerde de zorunlu yaptılar, Diyanet ile ortak projelere imza attılar. Bu Türkiye’nin şeriata doğru ne kadar hızlı gittiğinin de kanıtıdır. Devlet hiçbir inancı finanse etmemeli, çocuklara okullarda din dayatılmamalı”

'OKULLARDA FİİLİ İŞGAL VAR'

Eğitim-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Sevda Ketenci, siyasi iktidarın desteği ile tarikat ve cemaatlerle iş birliği yapıldığını belirterek şöyle konuştu:

“Okullarımızda fiilen bir işgal yaşandığını görüyoruz. ÇEDES kapsamında yapılan bu etkinlikler Ramazan'da hız kazanmış durumda. ÇEDES çocukların eğitim hakkının dini protokollere açık ve aleni bir şekilde teslim edilmesidir. Yalnız protokollerle değil müfredatların da içinin boşalması ile okulların bilim yuvasından medreseye dönüştürülmesi istenmektedir. Bilimden aşamayla uzaklaşmaya çalışıldığını görürken bu yıl MEB’in yazıları ile yapılan oruç çizelgesi, iftar programları gibi etkinliklerle öğrenciler ayrıştırılıyor. Devletin en temel sorumluluğu olan tarafsızlık ilkesine de aykırı davranmaktadır” dedi. Öğrencilerin temel ve anayasal hakkı olan çağdaş bilimsel eğitim hakkının elinden alındığını söyleyen Ketenci, “Toplumun özgürlüğünü yok etmeye çalışanlar pedagojik olarak uygun olmayan etkinliklerle çocuklarımızı büyük tehlikeye atmaktadır”

‘EĞİTİMİN PARÇASI OLARAK GÖSTERİLİYOR’

Eğitim-Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Savaş Candemir ise ÇEDES kapsamında etkinliklerin büyük bir oranının okul dışında gerçekleştirildiğini söyleyerek, “Bizim itirazımızın büyük bir kısmı da bu alandaydı. İtirazların az olacağı noktalarda çalışmalara başladılar. Örneğin çocukları sabah ve akşam namazına, okul dışında iftar programlarına götürüyorlar. Yaptıkları protokol çerçevesinde de bunu eğitimin parçası olarak gösteriyorlar” ifadelerini kullandı.

‘HER FIRSATI DEĞERLENDİRİYORLAR'

Yusuf Tekin’in Milli Eğitim Bakanı olmasıyla birlikte ÇEDES’te ciddi adımlar atıldığını söyleyen Eğitim-Sen İzmir 4 No’lu Şube Başkanı İsmail Akyol, “ÇEDES daha önce ortaya konmuştu ama Bakan Tekin döneminde hayata geçirildi. Şu anda da ÇEDES etkinlikleri yapmak için her fırsatı değerlendiriyorlar. Bu Ramazan ayı sebebiyle olduğu gibi başka sebeplerle de oluyor. Bunların ciddi sıkıntılarının da olacağını göreceğiz. Bu tür uygulamalar artarak devam edecek. Ama biz de eğitimin dinselleştirilmesinin ve laikliği hedef alan uygulamaların karşısında olacağız. Eğitim-Sen’in girişimiyle de İzmir’de Laik Eğitim, Demokratik Yaşam Platformu kurduk ve mücadeleye devam ediyoruz. Öğrencilerle yapılan uygulamaların pedagojik olarak da sıkıntılara sebebiyet vereceğini biliyoruz. Buradaki hedef; sorgulamayan, itaat eden nesiller yetiştirmek” açıklamasını yaptı. (KAYNAK)