Cenazelerin kolu ve bacağı yoktu: Kurtlar kapmasın diye uğraşıyorduk

Adıyaman’da depremin vurduğu Recep köy ve mezralarında hem hüzün hem acı var. Ölenler günlerce bekletildi. Halk kurtlar gelemsin diye cenazelerin önünde nöbet tuttu. AFAD'ın hala uğramadığı köylere ilk yardım ulaştıran halk oldu.

Remzi BUDANCİR-Refik TEKİN


ADIYAMAN - Maraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin vurduğu Adıyaman’da arama kurtarma çalışma çalışmaları sürüyor. Adıyaman’ın kent merkezinde yıkım oldukça fazla. Hala enkaz altında kaç kişi olduğuna ilişkin net bir bilgi yok.

Sadece Adıyaman merkez değil, ilçe ve köylerinde de durum oldukça ağır. Artı Gerçek ve Artı TV ekibi olarak Kahta, Gerger ve Çelikhan ilçeleri ve köylerindeydik. Yol güzergâhı boyunca yaşanan yıkım göze çarpıyor. Bahçe duvarları çökmüş, yollar ikiye bölünmüş, yer yer köprüler yıkılmış durumda. O coğrafyada adım attığımız her yerde bir enkazla karşılaşıyoruz.

Adıyaman’da depremin bilançosu oldukça ağır. Kahta ve Gerger’de ilçe merkezlerinde nispetten fazla yıkım olmasa da, kırsal kesimlerde bulunan köylerde yıkım oldukça yüksek. Gerger-Çelikhan arası yol güzergâhında geçtiğimiz her köyde bir yas havası vardı. Kendisi depremden kurtulsa bile Adıyaman’da neredeyse herkes ya kardeşini, ya amcasını, ya kuzenini yada yakınını kaybetmiş durumda.

ALEVİ KÖYLERİNDE YIKIM

İl merkezinde tablo oldukça ağır olmasına karşı yıkımın yoğun yaşandığı yerlerin başında Adıyaman ve Malatya arasında, yüksek dağların yamaçlarında bulunan Alevi köyleri geliyor. Bu köylerden biri Çelikhan’a bağlı Recep ve Aksu (Avasipî) köyleriydi. Bu köylere ulaşım oldukça güçtü. Alevi köyleri diğer köylere oranla hizmetten payını hep daha az almıştı. Köye ulaşmak için gittiğimiz güzergâhtaki zorluklar bunu somut olarak gözler önüne seriyordu. Yüksek dağlardan yuvarlanan kayalıklar yolda birikmişti. Yıkımın en çok yaşandığı köylerdi bunlar. Alevilerin yaşadığı köy olan Avaspi’de bulunan evlerin neredeyse hepsi yıkılmış durumda. Yaklaşık 100 hanenin olduğu köyde deprem altında kalanlardan 11 kişi öldü. Köyde çok sayıda da yaralı var. Köyün içinde kurulan 3-4 çadır ise AFAD’ın değil. Köye gittiğimizde AFAD yada devletin yetkililerinden giden yoktu.

CENAZELER ÇADIRLARA SARILDI

Deprem gecesi köyde tam bir trajedi yaşandı. Sabaha doğru 04.17'de deprem yaşandığında herkes yatağındaydı. Yoğun kar yağışı da vardı. Yollar kapalıydı. Tipi ve kar yağışının yaşandığı köyde evler çökünce sağ olanlar enkazlara müdahale etti. Köylülerin anlattığına göre o gece can pazarı yaşandı. Yaralı olanlar enkazda akrabalarının cansız bedenlerini çıkarmaya çalıştı. İlk etapta altı kişinin cenazesini çıkardılar ancak enkaz altında daha çok kişi vardı. Çaresizce enkazdan çıkardıklarından ölenleri çadırlara sararak karın içinde yatırdılar. Enkaz altında kalanları kurtarmak için yıkılan evlere döndüklerinde bu defa tipi de kurtlar görünmeye başladı. Bir tarafta kurtları uzaklaştırmaya çalışıyor, bir taraftan ise enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışıyorlardı.

CENAZELERİN KOLU VE BACAĞI YOKTU

Sabaha kadar can havliyle çalışmalar sürdü. Yollar kapalıydı, yardıma gelen kimse yoktu. Çevre köylerden gelenlerin yardımı ile enkazlarda aramalar yapıldı. Enkaz altından çıkardıklarında ölü sayısı 11’e yükselmiş oldu. Günler geçti hala gelen giden olmamıştı. Cenazeler üç gün marazlıkta bekletildi. Kar yağışı devam ettiği için defin işlemi de yapılamıyordu. Bir çok cenazenin kolu ve bacağı yoktu. Eksik uzuvlar enkazda mı kaldı, yoksa gece beliren kurtlar tarafından mı götürüldü kimse bilmiyor. Üç günün ardından köylüler yan köyde bulunan bir kepçeyi getirtip öyle cenazelerini defnedebildi.

'CENAZELERİMİZİ YERDE SÜRÜKLEDİK'

Kemal Yoldaş, Avasipî köyüne yardıma koşan isimlerdendi. Kepçeyi de o ayarlamıştı. Anlatacaklarının başına iş açabileceğinin farkında olduğunu anlatan Kemal Yoldaş, oldukça tepkiliydi. O gece hiç kimsenin yardımlarına gelmediğini anlatan Yoldaş, "Devlet konusunda destek gelmedi. Çelikhan karakolu var. AFAD gelmişti oraya. Biz gittik. Evimiz yıkıldı, enkaz altında kalanlar var dedik. ‘Yol var mı’ dediler. Yol yok dedik. ‘Yol yoksa gidemeyiz’ dedi. Devlet yol yok deyip gidemiyorsa biz ne yapalım? Biz nasıl gideriz? Bakın karda cenazeyi çadıra sararak yerde sürükleyerek yola getirebildik. Yol olmayınca, devlet bize destek olmayınca, helikopter, kepçe gelmeyince ancak böyle yapabildik. Karda cenazeyi sürükleyerek yola getirebildik. İsim de verebilirim. Hüseyin Taymaz’ın eşi Fatma Taymaz. Onun cenazesini, Hüseyin Taymaz da peşimizdeydi, sürükleyerek yola getirebildik” dedi.

'KURTLAR SALDIRDI'

Sosyal medyada fırtınada çıkarılan cenazelere kurtların saldırdığı iddiası da vardı. Bu doğru muydu? O gece köyde olan Yoldaş, kurtları kendi gözüyle gördüğünü söyledi. Cenazeleri çıkardıktan sonra herkesin enkaz altında kalanları kurtarmak için diğer enkazlara koştuğunu anlatan Yoldaş, şöyle devam etti:

"Ölmemeleri için çaba sarf ediyorduk. Enkaz altında olanlara koştuğumuzda kurtlar geliyordu. Biz enkaz altında olanlara koştuğumuzda canavarlar (kurtlar) geldi. Bir kısmını deprem götürdü, bir kısmını da kurtlar götürdü. Kurtları gördük. Bazılarının kolu yoktu. Cenazeleri çadırlara sarmış, diğerlerini kurtarmaya çalışıyorduk. Görmedik. Ama kurtları gördük, uzaklaştırdık. Kimisinin kolu, kimisinin bacağı yoktu. Bakın 11 cenaze beklerken, kimse başında bekleyemiyordu. Çünkü herkes enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışıyordu. Canlı kurtarmaya çalışıyorduk. Belki kurt, belki köpek götürmüştür. Maalesef sahipsiziz."

'HAZİNE YARDIMI ELİNDEN ALINAN PARTİ BİZE YARDIM ETTİ'

Köye gittiğimizde köyde birkaç çadır vardı ve hepsi hayırseverlerin gönderdikleriydi. Köye yardımın gidip gitmediğine ilişkin soruya Yoldaş, “Bakın şu parti, bu parti demiyoruz. Bize destek olan bizim partimizdir. Biz 15 aile Mesan’da birleşmiştik. Çadırlar helikopterle Çelikhan’a gelmişti. Kesinlikle kimseye çadır verilmedi. İçişleri Bakanı destek verdiğini söylüyor. Hani nerede destek? Bakın kesinlikle yardım gelmedi. Sadece Hazine yardımını elinden aldığımız, terörist dediğiniz partinin desteği geldi. İki tır yardım göndermiş. Orada indirmişiz, onunla besleniyoruz. Sekiz gündür onların gönderdikleri ile besleniyoruz” diye cevap verdi.

'AYIRIMCILIĞA UĞRUYORUZ'

Çevredeki dağ köylerinin neredeyse tümü Alevi köyleriydi. Ailevi oldukları için hizmet anlamında ayırımcılığa maruz kalıp kalmadıklarına ilişkin Yoldaş, şunları söyledi: "Biz Aleviyiz. Biz AK Partili olmadığımız için buralara destek de gelmiyor. Kesinlikle gelmiyor. Bakın ben şahsen Aziz Güleşen ile birlikte karakola gittim. Binlerce çadır vardı. Bir çadır almak istedim. ‘Siz bizim karakola bağlı değilsiniz’ deyip vermediler. Neymiş, sizin karakol bize haber versin... Bizim bağlı olduğumuz karakola gittim, dediler o yardımlar bizim değil. O yardımlar helikopterle gelmişti. O zaman kimindir o çadırlar? Çadır vermediler, alamadık. Onun için bütün aileler kaçtı gitti. Benim üç ineğim olduğu için terk edemedim. Pikap arıyordum. Getirdim şimdi buraya. Pikaba yükleyip ailemle birlikte buradan gitmek istiyorum. Buraları terk ediyorum.”

'ÜZERİMDEKİ ELBİSELER BİLE BENİM DEĞİL'

Kemal Yoldaş gibi diğer köylülerde bölgeyi terk etmeyi düşünüyor. Ölenlerin günlerce açıkta bekletildiği, depremde tüm dünya ile irtibatları kesilen halk tepkili. Her şeylerini enkazda kaybeden ailelerden biri de Hüseyin adındaki köy sakini. Köylerinde büyük yıkım yaşandığını anlatan Hüseyin, şunları anlattı: “Çok büyük yıkım oldu. Ölümler oldu, büyük yaralanmalar oldu. Çok büyük kayıplar, maddi zararlar oldu. Bakın burada artık yaşam olmaz. İnanın imkânlarımız olsa burada kalmayız. Buradan kaçacağız, bir yerlere sığınacağız. Nereye sığınırız onu da bilmiyorum. Bakın burada olanların elinde bir harçlık ya var ya yok. Ürünü, parası, her şeyi enkaz altında kaldı. Eğer varsa enkaz altında kaldı, yoksa zaten yoktur. Olanda enkaz altında kaldı. Bakın üzerimdeki kıyafetler bile bizim değil. gelen yardımlardır bunlar. Çünkü pijamalarla çıktık evimizden. Hiçbir şeyimiz kalmadı.”

MUTLU KÖYÜNDE BÜYÜK YIKIM

Sadece Avasipî değil, dağ tarafında olan köylerde de büyük yıkım var. Köy halkının anlattığına göre o köylerin yolları hala kapalı. Oralarda kaç kişinin öldüğünü kimse bilmiyor. Bu köylerden birisinin Mutlu köyü olduğunu anlatan bir yurttaş, “Bize gelen bilgilere göre 0 köyde 41 kişi ölmüş. Evlerin hepsi yıkılmış. Köyle hala temas yok. Köydekiler kalıyor mu, yoksa gitmişler mi bilmiyoruz. Ama o bölgede bir çok köyün bu durumda olduğu bilgisi bize geliyor. O köylerle temas yok” iddiasında bulundu.

Öne Çıkanlar