Cezaevlerinde ihlaller arttı: Hükümlüler İyi Hal Kurulu'nun keyfi raporlarının kurbanı

Cezaevlerinde var olan hak ihaleleri artarak devam ediyor. Disiplin cezaları ile karşı karşıya olan hükümlüler İyi Hal Kurulu'nun keyfi raporları yüzünden tahliye edilmiyor.

Cezaevlerinde ihlaller arttı: Hükümlüler İyi Hal Kurulu'nun keyfi raporlarının kurbanı

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK- Cezaevlerindeki siyasi tutukluların başlattıkları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemleri 100’üncü gününde devam ediyor. Türkiye genelinde 107 cezaevinde süren açlık grevi eylemlerinde İmralı Cezaevinde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sona erdirilmesi ve cezaevlerinde yaşanan ihlallerinin son bulması talep ediliyor. Açlık grevini sürdüren mahpusların talepleri ile ilgili adım atılmış değil. Cezaevlerinde durum giderek kötüleşiyor. Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), devam eden açlık grevi ile infaz yasasındaki değişikliğe ilişkin basın toplantısı düzenledi. Tutuklu yakınları, MED TUHAD-FED üyelerinin katıldığı basın toplantısında açıklamayı federasyon yöneticisi Ahmet Oğuz okudu.

CEZA İÇİNDE CEZA

Açlık grevinin 27 Kasım 2020 tarihinden bu yana süresiz-dönüşümlü bir şekilde devam ettiğini hatırlatan Oğuz, cezaevlerinde hak ihalelerinin 2020 yılında daha da arttığını söyledi. Cezaevlerinde pandemi tedbirleri adı altında, mutlak bir tecrit ve ceza içinde ceza politikası uygulandığını ifade eden Oğuz, açlık grevi eylemlerinde İmralı’ya uygulanan tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin son verilmesinin istendiğini söyledi. Tecrit uygulamasının hukuksuz bir uygulama olduğunu belirten Oğuz, "Tecrit insanlık suçudur ve bir an evvel tecride son verilmesi gerekmektedir" dedi.

KEYFİ DİSİPLİN CEZALARI

Oğuz, açıklamasına cezaevlerinde yaşanan hak ihaleleri hakkında da bilgi verdi. Hak ihlallerine dönük yapılan suç duyurularının cezasızlık zırhı neticesinde sonuçsuz bırakılmaya çalışıldığını ifade eden Oğuz, tutuklu ve hükümlülere keyfi bir şekilde disiplin cezaları verildiğini söyledi. Cezaevlerinde sağlık hakkına erişimin tamamen kısıtlandığı gibi hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavi koşullarının ortadan kaldırıldığını ifade eden Oğuz, ağır hasta olan tutsakların infazlarının durdurulmasının politik gerekçeler ile engellendiğini aktardı.

CEZAEVLERİNDE KÜRTÇE’YE ERİŞİM KISITLANDI

Cezaevlerinde güvenlik gerekçesi ile bir sürgün yaşandığını ifade eden Oğuz, çözümsüz bırakılan çıplak aramalar ve çıplak arama dayatmaları artarak devam ettiğini söyledi. Cezaevlerinde Kürtçe’ye erişimin kısıtlandığı ifade eden Oğuz, birçok cezaevinde Kürtçe mektuplar için çeviri ücreti altında fahiş ücretler talep edildiğini söyledi.

TAHLİYE OLMASI GEREKEN ONLARCA HÜKÜMLÜ TAHLİYE EDİLMİYOR

Cezaevlerinde adına "İyi Hal Kurulu" denen bir kurulun hukuksuz uygulamaları nedeni ile hak ihlallerinin daha da arttığını anlatan Oğuz, şunları söyledi: "14 Nisan 2020'de kabul edilen 5275 sayılı Kanunun hükümlüler açısından İyi hal değerlendirmelerine yönelik yeni düzenlemeler getirmiş ve hali hazırda yeterince problemli olan iyi halli olma şartı daha da problemli bir hale gelmiştir. Cezaevlerinde kalan hükümlüler, Ocak ayı itibari ile idare ve gözlem kurulunun bahane içerikli, taraflı ve keyfi raporları ile koşullu salıvermeden faydalanıp tahliye olması gereken onlarca hükümlü tahliye edilmemektedir. Cezaevlerinde haksız bir uygulamaya tepki gösterdiği, açlık grevine girdiği, çıplak aramaya direndiği gibi haksız gerekçelerle iyi halli değildir raporu verilmekte kimi zaman da bu durumların hiçbirinin yaşanmamasına rağmen siyasi görüş sebebiyle olumsuz rapor verilmektedir. Tüm bu keyfi ve baskı altında tutmaya yönelik haksız raporlar yüzünden tahliye hakkı kazanmış hükümlüler tahliye edilmemektedir."

tecrit açlık gün grevleri