'Çok açık bir el bu dava üzerinde basınç oluşturuyor'
HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında da tahliye edilmedi.
HABER MERKEZİ - Yargıtay tarafından parti üyeliği ve vekilliği düşürülen HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşması Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Tahliye talebi yine reddedilen Yüksekdağ, yargılandığı duruşmada görevli olmamasına rağmen duruşmayı takip eden Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Aytekin Cenikli’yi kastederek, "Mahkemenin üzerinde bir el duruşmaya müdahale ediyor ve kendini gizleme gereği duymuyor" dedi.
İLGİLİ HABER: DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ DAVASI İÇİN TÜRKİYE'YE MEKTUP
İLGİLİ HABER: DEMİRTAŞ'I 1250 AVUKAT SAVUNACAK
İLGİLİ HABER: VALİLİKTEN DEMİRTAŞ YASAĞI
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşması devam ediyor. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma için Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan 1’nolu duruşma salonu kullanıldı. Yaklaşık 500 kişilik olan salonda Yüksekdağ ile izleyiciler arasına yaklaşık yüz metre mesafe konulması dikkat çekti. İzleyiciler zaman zaman Yüksekdağ’a hitaben "Figen seni seviyoruz" diye seslendiği duyuldu.
Cumhuriyet Savcısı mütalaasında "akreditasyon olmadığı" gerekçesiyle yabancı heyetlerin duruşmayı izleme talebinin reddedilmesini istedi. Yüksekdağ’ın avukatları "akreditasyondan kastınız nedir" diye sorarken savcı cevaben "araştırırsınız" dedi. Avukatlar savcının tavrı ile ilgili tekrar söz almak istedi ancak mahkeme başkanı söz vermedi. HDP avukatı Kenan Maçoğlu, mahkemenin aldığı kararlara uymayan güvenlik görevlilerinin olduğunu söyleyerek, sorumlu güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Mahkeme başkanı iddianamede Yüksekdağ’a yöneltilen suçlamaları okudu. Ardından Figen Yüksekdağ, savunma yapmaya başladı
Figen Yüksekdağ savunmasında özetle şunları söyledi:
"Çok açık bir el bu davanın üzerinde basınç oluşturuyor. Ben bu eli davalar, yargılamalar başlamadan önce de biliyor ve görüyordum, artık kendisini saklama ihtiyacı bile hissetmiyor. Uluslararası kurum temsilcileri, siyasetçiler yabancı diye salona alınmıyor. Bu Türkiye’nin dünyaya ne kadar yabancılaştığını, insani ve hukuki değerlere ne kadar yabancılaştığını gösterir. Yabancı olan onlar değil, yabancı olan burası. Benim duruşmamı izlemek için bu salona giremeyen basın emekçileri hapishaneye sınırsızca girebiliyor. Her zaman tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıyalar. İşte demokrasinin olmadığı memleketlerde denklemler böyle tersine kurulur. Bir memlekette yargı kim iktidara gelirse onun elinin alında bir silaha dönüştürülürse o memleketin geleceği olmaz. Bu ne zaman değişecek biliyor musunuz? Bir iktidar gelip de bunu yapmamaya başladığında değişecek. Bizim hakkımızda bu kadar kriterlere uygunsuz yargılama süreci işletilecekse bu mahkeme heyetinin, bizim, avukatların günahı ne? Bizim hakkımızda zaten karar verilmiş kılıf lazım.
Medyayı, bütün devlet kurumlarını baştan sona düzenlediniz, e HDP’liler de hapiste, kutsal koalisyonunuzu da kurdunuz. Ne engel kaldı? Türkiye siyaseti de toplumsal ve ekonomik yaşamı da 1 yıl öncesinden çok daha kötü durumda. Bizim dokunulmazlığımızı kaldırmak çin Anayasa’yı delik deşik etmeyi biliyorsunuz. ‘Anayasal düzeni bozmak’ diyorlar. Acı acı gülesim geliyor, Anayasa mı kaldı?
Bizim karşımızda aslan kaplan kesiliyorsunuz ama rüşvetçileri hırsızları yargılamayı beceremiyorsunuz, onlar Amerika’da yargılanıyor. Bu ayıp örtülebilir mi?
Bizim hakkımızda tek bir yolsuzluk, rüşvet suçu bulamazsınız. Ama yüz kızartıcı suçlarla suçlanan milletvekilleri çifte dokunulmazlık ile korundu. Bizim anayasal haklarımız delik deşik edildi ama hırsızlara çifte dokunulmazlık kalkanı sunuldu."
Avukat Gülseren Yoleri iddianamedeki eksikliklere değinerek, Yüksekdağın tüm bu eksiklere rağmen 397 gündür tutuklu olduğunu hatırlattı. Sürecin siyasi olduğunu kaydeden Yoleri, "Yüksekdağ hakkındaki suçlamalara ve iddianameye baktığımızda mevcut yasaya ve anayasaya aykırılık olduğunu görüyoruz" dedi.
Savcı mütalaasında tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti açıkladığı kararında Figen Yüksekdağ’ın tutukluluk halinin devamına, bir sonraki duruşmanın 20 Şubat 2018 tarihinde görülmesine karar verdi.
Duruşmanın ardından Yüksekdağ duruşmayı izlemek için gelen HDP’li vekiller ile yaklaşık 5 dakika görüştü. Görüşmenin ardından salonda bulunan izleyicileri zafer işaretiyle selamlayan Yüksekdağ, salondan ayrıldı.
YABANCI SALONA HEYET ALINMADI
Bu arada duruşma öncesi çok sayıda partili otobüslerle cezaevi önüne geldi. Gazeteciler önce duruşma salonuna alınmadı, avukat ve HDP’li milletvekillerinin mahkeme heyetiyle görüşmesi sonrası gazeteciler duruşma salonuna girebildi. Duruşmayı izlemek için gelen yabancı heyetler ve yurttaşlar, "Talimat var" denilerek salona alınmadı.
Duruşmaya, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ile çok sayıda HDP’li vekil de katıldı.
YABANCI HEYETLER
Yüksekdağ’ın duruşmasını izlemek isteyen heyetler şunlar: Fransa Sol Parti, Fransa Kominist Partisi, İtalyan İlericiler ve Demokratlar Hareketi, İsveç Sosyal Demokrat Parti, Norveç Kızıl Parti, Norveç Sosyal Demokrat Partisi, Yunanistan SRİZA, İngiltere’den İnsan Hakları aktivisti ve avkutlar, Alman Sosyal Demokrat Partisi, Avrupa Parlamentosu Sol Grubu, İrlanda Sinn Fein, İngiltere İşçi Partisi, Britanya Genel Sendikası, Danimarka Kırmızı-Yeşil Birlik Grubu ile Danimarka Liberal Parti temsilcileri. (Artı Gerçek, MA)