Çorlu tren katliamı davası 19 Temmuz'a ertelendi

Çorlu tren katliamı davası 19 Temmuz'a ertelendi
Bugün görülen Çorlu tren katliamı davası 19 Temmuz'a ertelendi. Mahkemenin ardından aileler adliye önünde açıklama yaptı. Mısra Öz, "Türkiye’deki bu cezasızlık politikası, bu şekilde devam ettiği müddetçe bizim gibi milyonların canı yanıyor" dedi.

Artı Gerçek - Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin öldüğü, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılamanın 14’üncü duruşması, bugün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşma öncesinde aileler, Çorlu Santral önünde bir araya gelerek duruşmanın yapılacağı Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kadar yürüyüş yaptı.

Aileler, yürüyüş sırasında, katliamda yaşamını yitirenlerin resimlerinin yer aldığı “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla “Hak, hukuk, adalet; kaza değil, cinayet”, “Çorlu’nun hesabı sorulacak” ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganları attı. Duruşmanın yapılacağı yere ulaşan aileler, katliamda ölenlerin isimlerini okuyarak hep bir ağızdan “Burada” ve “Adalet istiyoruz” dedi.

NECMETTİN SEL: BİZ ACIYI ÇEKİYORUZ, ONLAR ÇOCUKLARINA SARILIYOR

Katliamda torunu Oğuz Arda Sel’i ve oğlu Hakan Sel’i kaybeden Necmettin Sel, duruşmanın yapılacağı merkezin önüne gelindiğinde; 5 yıldır adaleti bulamadıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Biz acıyı çekiyoruz, onlar çocuklarına sarılıyor. Biz mezarlarına sarılıyoruz. 5 sene oldu. Maalesef bunlarda vicdan yok. Vicdan olsaydı Yunanistan’ı örnek alıp Ulaştırma Bakanı istifa ederdi. Sayın Tarım Bakanı, ‘15 kişi öldü, suya doyduk’ dedi. Var mı böyle bir şey kardeşim ya? İnsanımız öldü, seviniyoruz, yağmur yağdı diye. Var mı böyle bir olay? İnsaf yahu. Yani onların çocuklarına bir şey olsaydı mutlaka adalet bir seneyi geçmezdi ama vatandaşın oldu, zararı yok onlar için. (MHP Grup Başkanvekili) Erkan Akçay’a bunu ifade ettim. ‘Benim çocuklarımın üstünden örnek gösterme’ diyor. Var mı böyle bir şey kardeşim? Ben yaşadım o acıyı.”

ZELİHA BİLGİN: DÖNEMİN GENEL MÜDÜRÜ İHALE REKORTMENİ OLDU

Katliamda kardeşlerini, yeğenini ve kızı ölen Zeliha Bilgin de 5 yıldır sürdürdükleri mücadelede yanlarında olan herkese teşekkür ederek başladığı konuşmasında şunları dile getirdi:

"Söylemek istediğim o kadar çok şey var ama söylenecek hiçbir şey yok. Ülkece felaketlerden geçiyoruz. Yakın zamanda yaşanan deprem felaketinde binlerce insanımızı ihmal sonucu yine kurban verdik. Afetler felakete dönüştürülüyorsa bu ülkede demek ki bir eksiklik var.

Komşu ülkemiz Yunanistan’da bir tren faciası yaşandı. 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir faciaydı. Ulaştırma Bakanı ertesi gün istifa etti. ‘Ben bu sistemi yürütemiyorum’ dedi. Orası Yunanistan’dı.

Bizim ülkemizde 5 yıl önce ihmaller yüzünden 25 canımızı kurban verdik. 5 yıldır kim, ne yaptı? Adalet mi, kurum mu, Devlet Demiryolları mı, siyaset mi, ne yaptı? Hiçbir şey. Biz Ulaştırma Bakanı’nın istifa etmesini beklemedik. Otursun koltuklarında, çok rahatlar. Dönemin genel müdürü İsa Apaydın 5 yıldır ihale rekortmeni oldu. Bunu biliyor musun Türkiye? Burası Türkiye, söylenecek çok şey var ama söyleyecek hiçbir şey yok.”

Duruşma, sanık ve katılan yoklamasıyla başladı. Duruşmaya şikâyetçi taraf ile sanıklar ve avukatları katıldı.

BAKIM MÜDÜRÜ KURT: KONTROLLERİ ALLAH’A EMANET YAPIYORDUK

Facianın yaşandığı zaman TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, duruşmada söz alarak, “Bakım Müdürü Mümin Karasu’nun talepleri reddetme yetkisi vardı. Biz yeni makine talep ettik ve taleplerimizi reddetti. Allah’a emanet yapıyorduk. Benimle olan çözemediği bir şey var” suçlamasını yaptı.

GENEL MÜDÜRLÜK GÖREVLİLERİNİN DAVAYA DAHİL EDİLMESİ REDDEDİLDİ

Sanık avukatları, TCDD Genel Müdürlüğü görevlilerinin de davaya dahil edilmelerini talep etti. Heyet, talebi reddetti.

DURUŞMA 19 TEMMUZ’A ERTELENDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme; müşteki Dilek Soydan'ın beyanının alınmasına ve dava konusu olayın meydana geldiği tarihte TCDD 1. bölge Müdürlüğü'nün olay günü nöbetçi bulundurup bulundurmadığına yönelik raporlar hakkında müzakere yapılmasına karar verdi.

Ayrıca bir kısım sanık müdafi ve katılanlar vekilinin bilirkişi taleplerinin bazıları kabul edildi. İtiraz ve talepler incelenecek.

Sanıklardan Celalettin Çabuk dışındaki sanıkların adli kontrol şartları ise devam edecek.

Mahkeme, bu kararların ardından duruşmayı 19 Temmuz 2023 tarihine erteledi.

MISRA ÖZ: CEZASIZLIK POLİTİKASI DEVAM ETTİKÇE MİLYONLARIN CANI YANIYOR

Duruşmanın ardından avukatlar ve aileler, açıklama yaptı. Faciada oğlu Oğuz Arda Sel ile eski eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz; sanıkların ve tanıkların ifadelerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) üst düzey yöneticilerine işaret ettiğini söyledi. Öz, şöyle konuştu:

“Devlet Demiryolları yönetiminin bu katliamda sorumluluğu olduğu aşikâr, ortadaydı bugün verilen beyanlarda. Biz aileler olarak kaç duruşma daha göreceğiz, bilmiyoruz. Bunu içeride dile getirdik. Söylediğimiz tek bir şey var. Aldığımız cevaplar bizi, aileler olarak tatmin etmiyor. Sanıkların ve tanıkların verdiği cevaplar, mahkeme heyetini nasıl tatmin ediyor bilmiyorum, ama Türkiye’deki bu cezasızlık politikası, bu şekilde devam ettiği müddetçe bizim gibi milyonların canı yanıyor. Bunu da dile getirdik içeride. Bu ülkede daha fazla canların yanmaması için, birilerinin ölmemesi için bu tür katliamların davalarının sorumluluğu, içerideki mahkemeyi yöneten heyetin omuzlarındadır. Bunu da dile getirdik. Birtakım taleplerimiz oldu ve tabii ki hakkında takipsizlik kararı verilen yöneticilerle ilgili yeniden itirazımız oldu. Kabul edilmedi, reddedildi. Biz davamızın peşindeyiz. Dava 19 Temmuz’a ertelendi. 19 Temmuz’a kadar yapılacak olan şeylerin ardından ben biliyorum ki ve inanıyorum ki, biz peşini bırakmadığımız müddetçe Çorlu katliamının gerçek sorumluları yargı karşısına getirilecek.”

AVUKAT SEDA ŞARALDI: TAKİPSİZLİK KARARINI ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIYACAĞIZ

Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) avukat Seda Şaraldı da şunları söyledi:

“Bu yargılama, alt düzeyde 4 tane memurun yargılanmasıyla başlanmıştı, ancak bütün süreç boyunca ailelerimizin ısrarlı adalet mücadelesi sayesinde 9 tane daha sanık eklendi bu dosyaya. Biz bütün duruşmalar boyunca ve bugün dinlenen tanıkların ifadelerinde de gördük ki, bütün belgeler bize gösterdiler, dönemin TCDD Genel Müdürü, Genel Müdürlük teşkilatı bu davaya sanık olarak eklenmeden, bu dosyada gerçeğe ulaşmak, dosyada gerçek faillerin cezalandırılmasını sağlamak mümkün değil. Tanıklara ve sanıklara hangi soruyu yöneltirsek yöneltelim, aldığımız cevap, 'Genel müdürlüğün onayı olmadan bu denetim yapılamazdı', 'Genel müdürlüğün onayı olmadan bu işlemler yürütülemezdi' şeklinde oluyor. TCDD Genel Müdürü ve Genel Müdürlük Teşkilatı hakkında yaptığımız suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı. Bu takipsizlik kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağımızı duyuruyoruz size. Bu yargılama bize gösterdi ki TCDD yol bekçilerini kaldırarak, eleman eksikliğine rağmen işçi almayarak, milyonlarca bütçesini turne raporlarına, eksikliklerin ve risklerin belirtilmiş olmasına rağmen altyapıyı yenilemeyerek, yağış takibi için bile ancak katliamdan sonra Meteoroloji ile görüşen Genel Müdürlük, bu katliamın aslen ve kasten sorumlusudur. Asıl sorumluların yargılanmasını talep ediyoruz biz. Asla vazgeçmeyeceğiz bu talebimizi yenilemekten.” (ANKA)

Öne Çıkanlar